Ninjalar, havada uçuşan Shurikenler, vücut uzvuna takılabilen makineliler ve tazyikle fışkıran kan! İşte karşınızda The Machine Girl!!

https://www.otekisinema.com/wp-content/uploads/2009/05/cfebztubt5-211x3001.jpgSam Raimi yıllar önce Ash karakterine testere takıp Army of Darkness’ın üzerine salı verdiğinde olayın buralara kadar gelebileceğini düşünmemişti sanırım. Planet Terror ile çıkış yakalayan eğlencelik çöp gore sineması Japonya’da kendine yer edinmeye başladı. Tokyo Gore Police ile benim gibi Mega-Gore meraklılarının beğenisini kazanan Japonlar galon galon kan dökmeye The Machine Girl ile devam ediyorlar. İki filmin de aşağı yukarı aynı zamanda gösterilmiş olması belki TMG’i biraz geri plana itmiş, ancak Tokyo Gore Police’in fantastik dünyasına göre The Machine Girl günümüz Japonya’sını kullanarak rahatsız edici olmayı daha çok başarıyor.

Sukeban Boy (2006) ile kendine bir hayran kitlesi edinen Noboru Iguchi’nin yönettiği TMG klasik bir intikam filmi aslında. Liseli güzel Ami (Minase Yashiro) kardeşi Yu (Ryôsuke Kawamura) ile beraber hayatın zorluklarına göğüs germektedir. Anne ve babaları üzerlerine atılan bir cinayet yüzünden intihar eden iki kardeş yaşam mücadelelerini birbirlerinin desteği ile sürdürmektedir. Ancak Yu kendisi ve yakın arkadaşı Takeshi ile uğraşan bir çete tarafından öldürülür.Olaya intihar süsü veren çetenin başında kökleri Hattari Hanzo ve Ninjalara dayanan bir Yakuza savaşçısının oğlu vardır. Ami elindeki ipuçlarına dayanarak kardeşini öldürenlerden tek tek intikam almaya yemin eder. Ami, Yakuza klanına tek başına saldırınca klan lideri Kimura tarafından tek kolu kesilir. Ancak Ami bu halde bile çeteden kaçmayı başarır ve Takeshi’nin ailesinin yanına sığınır. Anne Miki’nin eğitmenliğinde dövüş sanatlarında ustalaşan, araç gereç konusunda uzman baba tarafından da kesik koluna taramalı tüfek bağlanan Ami yenilmesi zor bir savaşçı olur ve Miki ile birlikte tekrar Yakuzaların karşısına çıkmaya hazırlanır.

Tabii ki bir gore filminin herkese göre olmadığını söylemeye gerek bile yokhttps://www.otekisinema.com/wp-content/uploads/2009/05/machinegirl-300x2001.jpg ancak TMG gerçekten de herkese göre değil. Benim gibi artık argo deyimle bu tarz filmlere kaşarlanmış bir bünyeyi bile rahatsız ettiğini söyleyebilirim filmimizin.

Tokyo Gore Police’de sonda yazan “More Gore coming soon” ibaresi beni güldürmüştü ama gerçekten de bu filmde daha çok gore nedir öğrendim.

Galon galon kan akmasına, uzuv kopmasına, işkenceye, suçsuz insanların parçalara ayrılmasına şahit olacağınız filmde ilginç bir şekilde fazlaca seksüel bir istismar yok. Sukeban Boy’da oldukça erotik sahneler çeken Noboru Iguchi’nin bu sefer çıplaklığa yer vermemesi ilginç geldi. Gerçi liseli kız kıyafeti ile acımasızca intikam alan Ami seyirci ile oyun oynarcasına ara ara farklı açılardan vücudunu sergilemeyi de ihmal etmiyor.

Ama yine de rahatsız edici bir sapkınlık sahnesi de var filmde. https://www.otekisinema.com/wp-content/uploads/2009/05/machine_girl_mb07-300x1991.jpgAmi’yi köşe bucak arayan yakuzalar arkadaşına gidiyor ve kız yerini bilmediğini söyleyince önce öldürülüp sonra “Bu devirde liseli kızla yatmak kolay değil” denilip cesedine tecavüz ediyorlar. Bir şey gösterilmese de bu sahnede oldukça irkildiğimi belirtmem gerek.

Film aslında korku-komedi olarak geçse de bu tarz sahneler yüzünden beni oldukça gerdi. Eğlenceli bölümler de yok değil tabii ki. Özellikle Ninjalarla savaşılan bölüm oldukça güzel kotarılmış. Yine de geneline baktığımda Tokyo Gore Police’in eğlencesi bu filmde mevcut değil.

Oyunculuklara gelecek olursak herkes üzerine düşeni yapmış diyebilirim. Zaten Japon sinemasında karikatür oyunculuk mevcut, bu filmin de eğlenceli boyutuna yakışır bir şekilde iyice abartılı oynanmış. https://www.otekisinema.com/wp-content/uploads/2009/05/machine6-200x3001.jpgBazı sahnelerde gerçeklikten iyice kopup film mi yoksa bir anime mi seyrettiğinizi düşünebilirsiniz.

Özellikle eski Ninja yeni Yakuza çete lideri Kentarou Shimazu her göründüğü sahnede insanı güldürmeyi başarıyor. Oğlu için yaşayan baba rolünde oldukça başarılı.  Ami rolünde Minase Yashiro zor dövüş sahnelerini ustalıkla oynarken uzun güzel bacakları her daim ekranımıza konuk oluyor. Ami’nin yoldaşı Miki rolünde ise eski bir Japon porno yıldızı olan Asami var. O da dövüş sahnelerinde hafif toplu vücuduna göre oldukça iyi.

Sonuçta The Machine Girl iyi kotarılmış bir Gore flick. Türü sevenler tarafından kısa sürede sahiplenilecektir. Ancak Tokyo Gore Police gibi bir sistem eleştirisi falan aramayın. Basit bir intikam hikâyesi gore sosuna yatırılarak güzel bir sonuç alınmış. Yine de bir klasik olmaktan uzak, seyredilip geçilmesi gereken bir Japon çılgınlığı.

İkinci filmin de kısa süre önce Shyness Machine Girl adıyla video piyasası için çekildiğini belirtmekte fayda var.

blank

Masis Üşenmez

1979 İstanbul doğumlu yazar ilk sinema deneyimini Superman ve Star Wars’la yaşayıp kendini çizgi roman ve bilim kurgu dünyasına atar. 2006 yılında "Öteki Sinema" kadrosuna katılır ve sitenin gelişiminde önemli rol üstlenir. Halen Öteki Sinema'da editörlük ve Cinedergi'de yazarlık yapmaktadır.

10 Comments Leave a Reply

  1. Harika bir film. “2008′in ‘Öteki’leri” için yaptığım listeme kafadan girmişti.

    Bu arada Masis’in belirttiği Tokyo Gore Police filmini yapan ekip ile The Machine Girl filmini yapan ekip aslında birbirinden çok farklı değil. TGP filminin yönetmeni Yoshihiro Nishimura, TMG filminin makyaj ve özel efektler bölümünde çalışmış.

  2. Bilgilendirme için teşekkürler Murat. Zaten filmin resmi sitesinde(gerçi blog site yapacak paraları mı yoktu nedir) iki filmin de son gelişmeleri mevcut ben de anlam verememiştim niye rakibin de bilgileri var diye:))

  3. Bu arada yazının sonunda yazdığın “The Hajirai Machine Girl (Shyness Machine Girl)” filminden haberim yoktu. Peşine düştüm hemen.

    22 dakikalık bir kısa filmmiş. Yoshie’nin ölmeyip Ami’nin intikamını almasını anlatıyormuş. : )

  4. “Şiddet artık her an yanımızda ve de bu şiddetin kimden geleceği belli değil” şiarıyla yol alıyor bu tür filmler günümüzde. Ama yine de az buçuk, bir kişi profili çıkartıyorlar önümüze bu şiddetin faillerine ait. Mantıklı ya da mantıksız bir şey ile ilişkilendiriliyor yaptıkları.
    Bu türün Japon işlerinde ise durum farklı: Hem görsellik namına çok fazla bir abartı var ki bence bu bir Japon imzası (artık), hem de şiddetin öznesi bu abartı ile ters orantılı olarak sıradan. Bu film de bu açıdan bakıldığında, verilebilecek en iyi örnek.
    Bu filmde çocuklar, anneler (mutfakta yemek yaparken bir anda, gözü dönüp elinde bıçak ile saldıran), babalar, kısacası filmde görülen herkes şiddete teşne.
    “Ailemize asla utanç getirmeyeceksin” diye oğluna ders veren samuray(ımsı) baba sahnesi ile hatırlatılan eski günler ve belki de gönderme yapılan samuray/ninja filmleri, bir sonraki kareler ile temsili olarak tamamen tarihe gömülüyor: Baba manyaklaşıyor, anne manyaklaşıyor. Eee o “şerefli” Japon geleneğinden gelen kişiler manyaklaştıklarına göre, diğerleri haydi haydi manyaklaşıyor… Sonuç olarak bugünkü toplumun karikatürize bir tasviri çıkıyor ortaya.
    Filmin etkisini azaltan (diğer filmlerde olduğu gibi) yine bu karikatürleştirme oluyor ki daha iyi mi kötü mü karar verebilmiş değilim. Bu filmleri ciddiyete sıkı sıkı bağlı Fransızlar çekse diye düşünmeden edemiyorum.

  5. Murat 2. filme ulaşırsan bize de bildir:)

    Seçkin değerli yorumunla yazıya katkıda bulunduğun için teşekkürler.

  6. İyi vakit geçirilebilecek özellikle cinayet, intikam, vurdu kırdı,… gibi kategorileri sevenlerin eğlencelik, çerezlik ve karikatürik olarak izleyebileceği bir film.

  7. Kısa bir yorum olarak oyunculuk kötüydü, makyaj kötüydü ama film ‘gore’siyle burada incelemesinin bulunmasını ve üzerine yorumlar yapılmasını hakediyor.

  8. machine girl, tokyo gore police…bu iki film özellikle bana “artık bu japonlar daha ne yapacaklar?” dedirtti. Hayal gücü de bir yere kadar artık…Yahu kendi göğüslerini birleştirip bomba yapmak mı beynin içinden makinalı tüfek çıkartmak mı…daha bir sürü akıl fikir almaz şey. Bu güzide sitede yer almayı hakeden uzaylı samuraylar var misal…
    Velhasılı pen bu uzaksinemayı pek bir seviyorum ve de devam diyorum…

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Kuntilanak Üçlemesi

Endonezya'dan tam bir gişe canavarı korku üçlemesi: Kuntilanak...
blank

Jigoku no banken: Akai Megan / The Red Spectacles (1987)

The Red Spectacles, The Kerberos Saga olarak bilinen Mamoru Oshii’nin