Wishman’in afişine bakınca, Müjdat Gezen’in değeri bilinmeyen eşsiz filmindeki ağlak sesli, muşmula suratlı Homoti’yi anımsatan bir yaratık görecek, acaba onun gibi olabilir mi diye heyecanlanacaksınız.
Çok da uzak olmayan bir gelecekte, büyük depremlerle başlayan felaketler iklimi değiştirmiş, Güneş kalın gri bulutların ardında görünmez olmuş, buna bağlı olarak bitki ve bitkileri yiyerek beslenen hayvanların sonu gelmiştir. İnsanlığın tükenişi ise yavaş ve ızdıraplı bir can çekişme şeklinde olmakta, sona
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””] Tematik Film İncelemeleri: Öteki Filmlerin Politik Potansiyeli Geceyarısı filmleri, b-movie’ler, istismar filmleri, ucuz filmler… şüphesiz öteki filmler dediğimiz zaman böyle başlıklar altına giren filmleri algılıyoruz. Öteki sinema altında buluşan filmlere sahip çıkma nedenlerimiz çok farklı. Onları eğlenceli
The Black Hole enterasan hikayesine rağmen bir dizi bahtsızlık sonucu vasatın altında kalan bir bilim kurgu filmi olarak sinema tarihindeki yerini alıyor.
Kült klasik Village of The Damned'den 4 yıl sonra çekilen Children of The Damned, bir devam filmi olmaktansa, daha çok ilk filmin bağımsız bir yeniden uyarlaması.
Dabbe 2 korkutmuyor ancak bir seyirci olarak sinirlerinizi bozuyor, nefretinizi kazanıyor. Dabbe gibi eğlenceli bir yapısı, bir sebep sonuç ilişkisi yok.
James Cameron’un fantezi dünyasına seyahat… Yılın en çok beklenen filmi Avatar’a sonunda kavuştuk. Hem de ne kavuşma. Daha şimdiden kendi fanlarını yarattı bile. Peki şu görsellik büyüsünden bir an için kurtulup filmi incelemeye kalkarsak? Ortada acaba Cameron’un klasikleşen Alien’ı ya da Terminator’ü
Mad Max‘den sonra en sevdiğim distopik aksiyon filmlerinden biri olan 1981 tarihli Escape from New York / New York’tan Kaçış‘ı tanıtmak istiyorum sizlere. Gerçi kült mertebesine ulaşmış bu şahane seyirliği duymamış bir öteki sinemasever var mıdır bilmiyorum. Varsa da hemen titreyip en yakın
Öncelikle belirtmeliyim ki bu filmi yazmak için çok geç kaldık. Nedense kült olmuş “B”leri biz biliyoruz diye herkes biliyor zannediyoruz ve mahzenin derinliklerine inerken görece olarak daha popüler olmuş bu filmleri gözden kaçırıyoruz. Death Race 2000‘de böyle bir yapım… Ülkemizdeki sınırlı popülaritesini
“İnsan mı suretten, suret mi insandan?“ Suret denen şey, yeni değil aslında. Binyıllardır var. Hepimiz tiyatrolarda, filmlerde, romanlarda, bilgisayar oyunlarında suretlerin bizim yerimize yaşadığı şaşkınlıklara, öfkelere, sevinçlere, aşklara, mücadelelere ve savaşlara şahitlik etmekten keyif almıyor muyuz? Garip gurup bin bir tane kadın
District 9 son zamanların en iyi bilim kurgularından biri. Altmetinlerin en bariz olanı ise filmin Güney Afrika’daki apartayd rejiminin bir alegorisi olması.
Mutant Chronicles: Sinemada evrim değil, mutasyon Ron Perlman, ne yaptın sen abi? Gülün Adı’nda (Der Name der Rose) Salvatore’ydin. Güzel ve Çirkin (Beauty and the Beast) dizisinin Vincent’ıydın. Dr. Moreau’nun Adası’nda (The Island of Dr. Moreau) Kanun Adamı olarak karşımıza çıktın. Blade