Wishman’in afişine bakınca, Müjdat Gezen’in değeri bilinmeyen eşsiz filmindeki ağlak sesli, muşmula suratlı Homoti’yi anımsatan bir yaratık görecek, acaba onun gibi olabilir mi diye heyecanlanacaksınız.
Lars von Trier, Antichrist'tan sonra bir modern şaheserle daha karşımızda! Psikolojik bir mahşer filmi diye nitelendirebileceğimiz Melancholia, hakkında hiçbirşey bilmeden izlemesi daha makbul bir film.
Fantastik sinemanın mihenk taşlarından Maymunlar Cehennemi'nin ön bölümü olan Rise of the Planet of the Apes, uzun süredir izlediğimiz en keyifli filmlerden biri.
Yıl 2020… Makineleşen ve tamamen yapay ışıklara boğulan şehir korkunç bir gerçeği saklamaktadır. Üç katmandan oluşan bu distopik şehirde işçiler, onları yöneten makineler ve koca şehri kendi yüksek sarayından seyreden, zevk içinde yaşayan patronlar vardır.
Yıl 2029, dünya yaşamın her alanına yayılmış çok gelişkin bir elektronik ağ ile birbirine bağlıdır. İnsanlar, cyborglar, robotlar ve yapay zekâya sahip programlar bu ağın birer parçasıdır. İnsanları diğer yaşam formlarından ayırt eden tek özellikleri vardır. Hayaletleri…
Sessiz sinema döneminin en büyük ve en önemli şaheserlerinden biri The Lost World… 1925 yılında, daha çok Sherlock Holmes hikayeleriyle bildiğimiz ünlü yazar Arthur Conan Doyle’un romanından beyaz perdeye uyarlanmış; dile kolay Jurrasic Park’ın aynı adlı devam filminden 70 sene önce! Dinazorlar
Detroit’te olağan bir gece sürerken ani bir elektrik kesintisi ile bütün şehir karanlığa gömülür. Karanlığın içinde kalan herkes bir anda buharlaşmışcasına arkalarında giysi ve takılarını bırakarak yok olur