Makine gibi işleyen bir kurgusu var, tıkır tıkır. Bir sahne bittiğinde öyle bir çengel atmış oluyor ki akabindeki sahneye duyduğunuz merak kabarıyor. Çıkamadığınız bir labirent düşünün, işte The Killing odur.
Sofra Sırları Ümit Ünal'ın son filmi, başrolünde yıldızı iyice parlayan Demet Evgar var. İyi yazılmış, yönetilmiş, oynanmış ve kurgulanmış bir kara komedi.
Suburbicon (2017), Bridge of Spies’tan (Casuslar Köprüsü, 2015) sonra Coen Kardeşlerin başkası için yazdığı en iyi senaryo. Eğer George Clooney filmi çarçur etseydi çok üzülürdük ama beklediğimizden iyi bir film çıktı.
Çekildiği tarihe göre aşırı şiddet içeren Violent Saturday, bir nevi Peckinpah’ın estetize şiddet sinemasının öncülü sayılabilecek bir konuma yerleşiyor.
Kurgu ve hikayenin ahengi, sayısız okumaya olanak tanır ve Stranger on the Third Floor'u birinci sınıf bir kara film yapar. Bu sürrealist kabusu kaçırmayın.
Sadece Martin Scorsese’nin değil, hemen her sinemaseverin en iyiler listesine girmeyi hak eden Pickup on South Street, kaçırılmaması gereken filmlerden.
Basılmayan kitabın sansürlenmesi tartışmaları henüz dinmemişken gündemimize gelen Edward Dmytryk imzalı Crossfire (1947), Hollywood’un 2. Dünya Savaşı sonrası yönelimlerine işaret etmesi bakımından büyük önem taşıyor.