Damian Mc Carthy’nin yazıp yönettiği Oddity (2024) bu yıla damgasını vuracak korku filmlerden biri olacak gibi görünüyor. Sürprizlerle dolu merak uyandırıcı bir senaryosu var.
The Lodgers gotik korku sinemasında dahi tempoya alışmış seyirci için sıkıcı bir izlek olabilir ancak gizem hikayelerine meraklı ve sabırlı seyirci için oldukça keyifli bir deneyim, neredeyse bir ödül. Epey sömürülmüş bir alanda dahi orijinal fikirlerin çıkabileceğinin ispatı.
Karanlık Sır, ortaya saçtıklarını öylece bırakan ve cevapsız sorulardan utanmayan bir yeni yetme sinemacı filmi değil. Gizemli bir lokomotifin sürüklediği tren dengeli giriş-gelişme-sonuç vagonlarına sahip. Ne zamandır bu kadar iddiasız ama doygun bir tat bırakan bir tür filmi izlememiştim.
Troll resmen çöldeki bahtsız bedevi kadar şanssız bir filmdir. Troll 2 ortaya çıkana kadar dönemin küçük boyutlu canavar filmleri arasında kendince saygın bir yeri vardı.
Deccal 2, ışığı-kamerası ve benim ilk filmde de çok beğendiğim sanat yönetmenliğiyle şık bir film. Birkaç dua ve çarpılma sekanslarından ibaret değil...
Kuyu filminin hikâyesi yamalı bohça gibi. Musallat ve Siccin serisinden oldukça etkilenilmiş ama yapılmışlar arasında en yakın iş hangisi derseniz, Helak: Kayıp Köy derim.
Şeytanın Oğlu bu haliyle bir seyret unut filminden ötesi değil ancak bir vakit kaybı olmadığı da ortada. Sırf şeytan çıkarma hadisesine getirdiği bilimsel yaklaşım sebebiyle bile ilgi gösterilebilir.