Lucio Fulci’nin 1984 tarihli filmi “Murder Rock”, 80’lerin parıltılı disco dünyasını ve giallo türünün karanlık cinayet gizemlerini aynı potada eritmeyi amaçlayan ilginç bir deney.
The Rezort, hem alt türün bütün gereklerini yerine getiriyor, hem de gündemdeki önemli konulardan birini işaret ederek, Romero’nunkiler kadar olmasa bile, basit öyküsünün altını doldurmayı başarıyor.
Schizoid, zayıf cinayetleriyle değer kaybeden ama güçlü söylemiyle farklı bir yere konumlanmaya çalışan, en az oyuncu kadrosu kadar ilginç ama bir o kadar da hafif bir korku filmi.
Kökeni 1800'lerin sonuna kadar uzanan bir lanet öyküsünü beyazperdeye taşıyan Ruhlar Kasabası (Le Village des Ombres) filminin eleştirisi Öteki Sinema'da...
Ölümcül Oyun’un bazı sahneleri yılın en korkunç sahneleri olmaya aday, o denli ustalıklı bir rejiye sahip. Bu filme korkmak, hatta korkudan donakalmak arzusuyla gidenler kesinlikle pişman olmayacak.
Eyes Without a Face (1960) bugün hem Fransız sinemasının hem de genel olarak korku ve dehşet sineması tarihinin en önemli filmlerinden biri olarak kabul ediliyor.
“Daughters of Darkness” (1971) en sevdiğim vampir filmlerinden biri. Bu sürprizlerle dolu kült filmi sekans sekans inceleyen ayrı bir inceleme yazma sözü vererek şimdilik bu kadar diyorum.
“Kült filmler yazı dizisi”nde ilk durağımız, bir tür fetişist görsel şoklar müzesini andıran, sado-mazoşist öğelerle tıka basa dolu Singapore Sling (1990).
German Angst, bir yandan Almanya’nın geçmişiyle hesaplaşırken, öte yandan da geleceği hakkında uyarılarda, temennilerde ve belki de taleplerde bulunuyor.
H.P. Lovecraft’ın “The Dreams in the Witch House” isimli kısa hikâyesinden esinlenerek yazılmış Curse of the Crimson Altar, yönetmenliğini Vernon Sewell’ın üstlendiği, 1968 yılı mahsulü, İngiltere yapımı bir korku filmi.
Inferno’da ana karakterler katil gölgelerin ellerinde vahşice öldürülürken, filmin yan karakterleriyle gerçekleştirilen en olağandışı ölümlere geliyor sıra.
Thomas de Quincey’nin kitabında yer alan üç kız kardeş betimlemesinden esinlenen ve üç cadı efsanesi yaratan Argento, filmlerini bu cadı hikâyelerinin üzerine kurar.