Lucio Fulci’nin 1984 tarihli filmi “Murder Rock”, 80’lerin parıltılı disco dünyasını ve giallo türünün karanlık cinayet gizemlerini aynı potada eritmeyi amaçlayan ilginç bir deney.
Cannibal Holocaust ile sinema tarihinin belki de en rahatsız edici filmlerinden birini çekmiş Ruggero Deodato'dan şanına yakışır hasta ruhlu bir film La casa sperduta nel parco.
Lucio Fulci'nin 1979-1981 arası çektiği "Mahşerin Dört Atlısı Gibi" diye tabir etmeyi pek sevdiğimiz "doğaüstü korku" filmlerinden biri House by The Cemetry.
Vinyan, neredeyse tamamı açık mekanlarda ve de cangılın derinliklerinde geçmesine rağmen, iç uyuşturacak kadar etkili bir klostrofobi korkusu yaratmayı başarıyor.
They Have Changed Their Face görsel açından klasik bir eurohorror filminden çok farklı değil. Farina dönemin saykodelik kültüründen izler taşıyan bir tasarıma ağırlık vermiş.
Ertan Tunç, Martino’nun 1971 tarihli başyapıtı La Coda Dello Scorpione / The Case of the Scorpion's Tail'i giallo-seyirci ilişkisi çerçevesinde çözümlüyor.
Bloodstained Butterfly; her bir parçası kendi işlevini başarıyla yerine getiren, öğeleri neredeyse kusursuz bir ahenk yakalamış, tıkır tıkır işleyen bir makine gibidir.