Lucio Fulci’nin 1984 tarihli filmi “Murder Rock”, 80’lerin parıltılı disco dünyasını ve giallo türünün karanlık cinayet gizemlerini aynı potada eritmeyi amaçlayan ilginç bir deney.
Happy Death Day, 80’lerde moda olan ve hala her yıl pek çok örneğine rastladığımız gençlik korkularından biri… Genç güzel kızlar, yakışıklı çocuklar ve maskeli bir katil!
“Yine mi cin filmi” demez iseniz ki demeyin, çünkü bu tema düzgün kullanıldığında gerçekten işe yarıyor ve Alper Mestçi de büyü, lanet, cinler gibi unsurları hikâyeye tam olması gerektiği gibi yerleştiriyor. Siccin 4 korkmak için çok iyi bir seçenek!
Korku Tüneli, Türk sinema seyircisinin alışık olmadığı türden bir yapım, 4 kısa korku hikayesinden oluşan bir seçki... Bu filmlerin ortak özelliği de hepsinin kadın sinemacılar tarafından yönetilmiş olması.
Büyü 2... İlkinden 13 yıl sonra çekilen devam filmine de öncelikle kast tarafından bakmak gerekiyor. İlk Büyü, kötü bir filmin yönetmen gayreti ve oyuncuların hatırına izlenebilir olmasının tipik bir örneğiydi.
Deccal 2, ışığı-kamerası ve benim ilk filmde de çok beğendiğim sanat yönetmenliğiyle şık bir film. Birkaç dua ve çarpılma sekanslarından ibaret değil...
Aşk kazanına düşmüş bir cadı: Elaine Parks. Hedefine kilitlenmiş, güçlü erkeğini bulacak ve kadınlığını en renkli haliyle yaşayacak. Ama bu iş o kadar kolay değil!
Kuyu filminin hikâyesi yamalı bohça gibi. Musallat ve Siccin serisinden oldukça etkilenilmiş ama yapılmışlar arasında en yakın iş hangisi derseniz, Helak: Kayıp Köy derim.