The Brutalist (2024), seyirciyi kendi dehlizlerine çeken, ana karakterinin ruh durumu ile kalbinizin bir nevi izometri yakalamasını sağlayan bir film. Adrien Brody birçok sahnede devleşiyor.
Aç Kartallar, Polat Alemdar'ın bilgisayar koltuğunu siper ederek 5-10 makinalı tüfeğin ateşinden çizik almadan çıktığı günümüz aksiyonuna göre çok daha aklı başında bir filmdir.
Blog açıp da seyretmekten zevk aldığım filmler hakkında yazmaya başladığım ilk zamanlardan beri yazmak istediğim ama nedense bir türlü kısmet olmamış bir filmden bahsetmek istiyorum: EXCALIBUR. Geçen hafta Digiturk kanallarının birinde ki geç saat gösteriminde yeniden karşıma çıktığında kafamda beliren ilk cümle
Birçok sinema dergisi tarafından 2007’nin en iyi komedi filmi seçilen Hot Fuzz belki sizi gülmekten öldürmeyecek ama süründüreceğine dair bazı şüphelerim var.
The Shining/ Cinnet öyle bir klasik ki sonrasında çekilen tüm tür filmlerine referans olmuştur. Hiçbir zaman ulaşılamayacak uzaktaki bir yıldız gibi parlamaktadır.
H.P. Lovecraft’ın tartışmasız dehası ne yazık ki Hollywood tarafından hem çok geç fark edilmiş, hem de uzun süre doğru düzgün bir yapıtla ödüllendirilememiştir. From Beyond ve In the Mouth of Madness’la beraber Stuart Gordon ve Brian Yuzna’nın Re-Animator’u üstadın işine en yakın
Dikkatle bakan her gerçek B filmi sever bilecektir ki 90lara kadarki B sınıfı uzakdoğu filmlerini sadece Wuxia’lardan ibaret görmek büyük bir yanlıştır.1970lerin sonundan itibaren James Bond gibi uzun soluklu casus seriallerin ve aynı şekilde de 80lerin başından itibaren de Mission Impossible gibi
Tim Burton’ın Sleepy Hollow’dan sonra en karanlık işlerinden biri olan Sweeney Todd gücünü Tarantino’ya taş çıkartan kanlı sahnelerden ve iyi oyunculuklardan alıyor.
Bir korku filmine girdiğinizde perdede ne göreceğiniz aşağı yukarı bellidir. Tüm şablonlar çıkarılmış, yıllar içinde kullanılan her yeni korkutma aracı bir klişe haline gelmiştir. Yeni yetme yönetmenlerin ille de korku filmi çekerek başlayalım hevesleri yüzünden de başarılı olarak addediğiniz her korku filminin
Cloverfield’i gördünüz mü? Cevabın “evet” olduğunu kabul ediyorum. Peki, sevdiniz mi? İşte burada filmi görenlerin yarısının heyecanlı bir Evet diğer yarısının da dudak bükmeli bir Hayır cevabı verdiğini düşünüyorum. Çünkü Cloverfield’i eğer hala görmediyseniz ve gitmeyi düşünüyorsanız, salondan filmi çok sevmiş ya
Bazı günler sizlere hangi filmi tanıtsam diye uzun uzun düşünüyorum. Aklıma yazacak hiçbir film gelmiyor, ama blogun güncel kalması için haftada bir iki eleştri yazısı da yazmak şart. Tabii ki kaliteli, seyre değer filmlerle karşınıza çıkmak gerek. İşte bu düşünceler içindeyken artık
Bir Hasan Karacadağ korkusu olan D@bbe’yi gördükten sonra bir daha Hasan Karacadağ bir şeyi olan hiçbirşeyi görmemeye yeminliyken, İçimdeki fantastik olsun çamurdan olsun (filme gönderme yaptım!) mottosuna dayanamayıp bugün kendimi en yakın sinema salonuna attım…. ve bu defa bir daha asla gnctrkcl