The Brutalist (2024), seyirciyi kendi dehlizlerine çeken, ana karakterinin ruh durumu ile kalbinizin bir nevi izometri yakalamasını sağlayan bir film. Adrien Brody birçok sahnede devleşiyor.
Alien: Covenant da öyle hissettiriyor. Eski filmlerden alıp harmanlayan, o filmlerin atmosferine çok yaklaşan, ama seri adına yeni bir şey söylemeyen bir film. İleri teknolojinin seriyi nerelere götürebileceğini görmek açısından güzel ama maalesef Alien cephesinde yeni bir şey yok.
Woody Allen’ın, son yıllardaki en dişe dokunur filmlerinden olan ve usta sinemacının hala sağlam işler yapabileceğinin açık göstergesi olarak dikkat çeken Wonder Wheel, sinematografisiyle büyüleyen, retro atmosferiyle izleyicisine içine çeken, sürükleyici bir seyirlik.
Aziz Nesin’in ve güçlü oyunculuğuyla Halit Akçatepe’nin katkısıyla başarıya ulaşan Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz tıpkı Atıf Yılmaz’ın Değirmen’i gibi çok öne çıkamamış bir hazine olarak sinemamızdaki yerini almıştır.
Kutsal Geyiğin Ölümü’nün senaryosu yüzyıllar evvel yazılmış. Filmdeki her karakterin Agamennon’un trajedesinde karşılığı var. Elbette Yunan mitolojisinden beslenen güncel öykülere bir düşmanlığımız yok, Yunanlı bir sinemacının bunu yapmasında da hiç sakınca yok ama Zehirli Sarmaşık misali geceyarısından sonra TV’de gösterilen 3. sınıf
Yol Ayrımı; beklenmedik bir anda, hayatın ona sunduğu ikinci şansı vicdanlı bir insan olmak adına kullanan ve yalnızca kendisini değil, aynı zamanda emek sahiplerini de düzlüğe çıkarmak adına çaba sarf eden bir adamın dokunaklı hikâyesi olarak karşımıza geliyor.
Beginner, kendi halinde bir taksi şoförünün duygusal ve bir o kadar da gayretkeş hikayesini konu alıyor. Güven Kıraç, Birsen Dürülü, Ali Uyandıran gibi isimlerin başrolleri paylaştığı filmin yönetmen koltuğunda ise ilk uzun metrajının altına imzasını atan Burçak Üzen oturuyor.
Happy Death Day, 80’lerde moda olan ve hala her yıl pek çok örneğine rastladığımız gençlik korkularından biri… Genç güzel kızlar, yakışıklı çocuklar ve maskeli bir katil!
Put Şeylere; Onur Ünlü sinemasının yeni gireceği yolu müjdeleyen, kendi deyimiyle manifestosu olan, deneysel ve kara mizah soslu bir film olarak karşımıza geliyor.
Ya Ya Ya Şa Şa Şa, sinemamızda pek de değinilmeyen spor temasını merkezine alan, bununla da yetinmeyerek Türk futbolcusunun anatomisini tanımlayan bir film...