The Brutalist (2024), seyirciyi kendi dehlizlerine çeken, ana karakterinin ruh durumu ile kalbinizin bir nevi izometri yakalamasını sağlayan bir film. Adrien Brody birçok sahnede devleşiyor.
Kanın, şiddetin ve de acının gözle görülür şekilde ortalarda dolaştığı Logan, basit bir veda filmi olmanın ötesine geçerek üst düzey bir sinematografi ile karşımıza geliyor.
Kara Çarşaflı Gelin, her ne kadar Toprak ve Tarım Reformunu içinde barındırmasıyla ölümsüz bir eser halini alsa da; töre, aşk ve köy hayatı gibi kavramlarla da anlatısını güçlendirmekte...
Cici Can, ismiyle dahi bir karikatür bombası olduğunun ipuçlarını veren, fantastik yapısıyla fark yaratan ve samimi mizahıyla iç ısıtan nevi şahsına münhasır bir film.
Onur Ünlü’nün Cihangir’de bir kafede aklına düşen ve 10 gün gibi çok kısa bir sürede çektiği Güneşin Oğlu, fantastik sinemamızın ilginç örneklerinden biri...
Film erkek egemen bir dünyayı göstermektedir. Kahramanı koruyan ve ona yardım eden dişi varlık Ariadne figürü dışında kadınların olmadığı bir dünya resmedilir.
Passengers; mantık hataları bir kenara konulduğunda ve kendimizi görselliğine bıraktığımızda zevk alabileceğimiz, ancak onun ötesine geçildiğinde oldukça yavan bir film.
Filmin polisiye türünde Türk sinemasında ilk ve tek olduğunu söyleyebilirim. Güncel politik tartışmalara girmekten ve halkın yanında durduğunu göstermekten çekinmeyen başka bir filmle karşılaşmadım.