The Brutalist (2024), seyirciyi kendi dehlizlerine çeken, ana karakterinin ruh durumu ile kalbinizin bir nevi izometri yakalamasını sağlayan bir film. Adrien Brody birçok sahnede devleşiyor.
Alper Çağlar gişe sinemasının harika çocuğu mu? Murat Tolga Şen, gösterime girdiği günden beri dolu salonlara oynayan ve bu yılın gişe rekorunu kırmasına kesin gözüyle baktığı Dağ 2 filmini yazıyor.
La Haine'de asıl hayranlık verici olan şey; gettolardaki azınlıkları simgeleyen 3 gencin hikayelerini anlatırken, Fransa’yı bekleyen büyük tehlikeyi önceden haber veriyor olmasıdır.
Faize Hücum; sınıf atlama hayalini ve dönemin sosyo-ekonomik yapısını merkezine yerleştirdiği emekli memur Kamil Bey ekseninde, kendine has üslupla anlatan bir hikâye.
Kült Filmler Zamanı yazı dizimizde ele alacağımız film, Amerikan Sineması’nı dönüştürme işlevi de taşıyan, gelmiş geçmiş en iyi yol filmlerinden biri, belki de birincisi olan “Easy Rider” (1969).
Tereddüt filmi, çarpıcı bir hikayeden oluşmuyor sadece. Filmde akılda kalıcı anlar, sesler, renkler, alçalış ve yükselişler var. ‘Okuyamadığımız’, ‘izleyemediğimiz,’ bilinçaltına seslenen taraflar var.
Emir Kusturica'dan Underground, çarpıcı, hazmı zor bir film. Filmi bitirdikten sonra aklınızda şu sözler kalıyor: Bir zamanlar… Bir zamanlar bir ülke vardı…
Stagecoach filminde yedi yolcusuyla birlikte yola çıkan ve Kızılderililerin “isyan” etmesiyle birlikte savaşın ortasında kalan posta arabasının, yoluna devam edip etmemesi için yolcular oylama yapar.