The Brutalist (2024), seyirciyi kendi dehlizlerine çeken, ana karakterinin ruh durumu ile kalbinizin bir nevi izometri yakalamasını sağlayan bir film. Adrien Brody birçok sahnede devleşiyor.
“Daughters of Darkness” (1971) en sevdiğim vampir filmlerinden biri. Bu sürprizlerle dolu kült filmi sekans sekans inceleyen ayrı bir inceleme yazma sözü vererek şimdilik bu kadar diyorum.
Saykodelik fantezi şaheseri “Performance” (1970) dönemine göre hayli sarsıcı, karanlık, bazı sahneleriyle seyircisinin adeta aklını alan, deneysel bir başyapıt.
Çekildiği tarihe göre aşırı şiddet içeren Violent Saturday, bir nevi Peckinpah’ın estetize şiddet sinemasının öncülü sayılabilecek bir konuma yerleşiyor.
The Devil Rides Out, şeytanî tarikatlar, okültizm, kara büyü ve Şeytanın hizmetkârlarına dair birinci sınıf bir korku ve dehşet sineması klasiği. Kült bir başyapıt!
1965 yılında ikincisi düzenlenen Altın Portakal Film Festivalinde en iyi film ödülünü alan Turgut Demirağ’ın Aşk ve Kin isimli filminin gerek o dönemde gerekse günümüzde ödülü asla hak etmediği konusunda bir fikir birliği oluşmuş durumdadır.
Yılmaz Atadeniz’in çektiği Kara Cellat, hikâyesi, aksiyonu, kovalamaca ve kavga sahneleriyle, dar bütçesine rağmen 70’lerde çekilmiş en iyi avantür filmlerden biri...
Jigoku (The Sinners of Hell, 1960) sinema tarihinde çığır açan, birinci sınıf bir meydan okuma. Evet, hikayesi biraz karmaşık ve özellikle son yarım saatinin hazmı güç, her mideye her bünyeye uygun değil.
Sınırlı bütçe ve az sayıda oyuncuyla çekilen The House On Pine Street, türün hastası olanların atlamaması gereken bir film. İnanın pişman olmayacaksınız.
Batman V Superman, felsefi sosuyla lezzetlenen oyalayıcı ve gösterişli bir çizgi roman uyarlaması… Her yaştan seyirci için ve bu kez kadınlar için dahi lezzetli bir izleme deneyimi vadediyor
Rus Sineması’nın son yıllardaki en önemli yönetmenlerinden Yuriy Bykov, üçüncü uzun metrajlı filmi Durak ile karanlık filmlerine bir yenisini daha ekliyor.
Oldukça düşük bir bütçe ile çekilen Zhit, yaklaşık 70 dakikalık ekonomik süresi boyunca karanlığa gömülmüş, çürümekte olan bir ülke/dünya tasvir ediyor.
“Kült filmler yazı dizisi”nde ilk durağımız, bir tür fetişist görsel şoklar müzesini andıran, sado-mazoşist öğelerle tıka basa dolu Singapore Sling (1990).
Başkanın koruma ekibinin liderliği yapan Mike Banning isimli gizli servis ajanı, işinde olduğu kadar başkanın ailesiyle olan ilişkilerinde de başarılıdır.