The Brutalist (2024), seyirciyi kendi dehlizlerine çeken, ana karakterinin ruh durumu ile kalbinizin bir nevi izometri yakalamasını sağlayan bir film. Adrien Brody birçok sahnede devleşiyor.
Satır aralarına saklanan mesajlar öyle güzel işliyor ki, bunları görmezden gelmek ve Haneke sinemasının keyfine varmak için yalnızca biraz sabır yeterli.
Night of the Living Dead’in yapım sürecini anlatan Birth of the Living Dead, filmlerin kamera arkasında kalan öykülerini merak edenlerin ilgisini çekecektir.
Dust Devil birkaç kelimeye nasıl sıkıştırılır bilemiyorum. En güzeli The Face’de Steve Beard’ın yaptığı benzetme: “Adeta asit almış bir Tarkovsky işi!”
Alper Mestçi, Musallat’larda denediği stili Siccin'de iyice ustalaştırmış, sadece çarpılma sekanslarıyla değil, her anıyla ürküten bir film çıkarmış ortaya.
Jinn “o kadar kötü ki” çeşitlemeleri arasında bir yere konumlandırılamayacak kadar sığ bir örnek olmanın yanı sıra kendine has bir çekiciliğe de sahip.
The Equalizer, geçmişinde pek de gurur duymadığı işler yapan ve bu sebeple teşkilattan ayrılan Robert McCall’un, bir anti-kahramana dönüşmesini konu alıyor.