The Brutalist (2024), seyirciyi kendi dehlizlerine çeken, ana karakterinin ruh durumu ile kalbinizin bir nevi izometri yakalamasını sağlayan bir film. Adrien Brody birçok sahnede devleşiyor.
Mandrill, sinemanın bit pazarı kreasyonundan giyinmeyi seven sinefiller için keyifli bir seçim. Göz yoran pastel tonlar, bile isteye saçmalayan kadrajlar, berbat ötesi oyunculuklar, western, Bollywood, melodram ve 70’ler aksiyon filmlerinin kol kola girdiği keyifli mi keyifli bir suç karnavalı!
Six-String Samurai, bozkırda yeşeren yırtık pırtık ve geveze bir rock’n roll mitolojisidir. Aradan geçen yıllara rağmen, absürt mizahının etkisini yitirmemiş olması da cabası!
Etkileyici müzikleri ile buz gibi bir havada, avuçlarınızı ısıtan kahve sıcaklığı hissi veren Inside Llewyn Davis, kaçırılmaması gereken eşsiz bir deneyim.
Oğlum kızım değil, benim çocuğum. Çocuğunuz, bir gün gelip erkek gibi hissetmediğini söylerse ne olur? Ya da kızınız, ben erkek gibi hissediyorum dese?
Yeni nesil bir korku yönetmenin elinden çıkma usta işi bir yapıt. Ölüm sahnelerinin her biri üzerinde düşünülerek çekilmiş ve oldukça yüksek şiddet içeriyor.
The Little Girl Who Lives Down the Lane, Türkçe adıyla “Yolun Sonundaki Küçük Kız”, Jodie Foster ve Martin Sheen’in başrollerini paylaştığı etkileyici bir gerilim filmi.
90’lardan beri sinema veya ekranlara farklı şekillerde yansımış ve tanıdık olduğumuz bu mevzu şimdi popüler oyuncular ve efekt soslarıyla önümüze konuyor.
Ferit Karahan’ın ilk uzun metrajı Cennetten Kovulmak, İstanbul’da ve Muş’ta yaşayan iki ayrı ailenin ortak acılarını ve bu sayede kesişen hayatlarını anlatıyor.