The Brutalist (2024), seyirciyi kendi dehlizlerine çeken, ana karakterinin ruh durumu ile kalbinizin bir nevi izometri yakalamasını sağlayan bir film. Adrien Brody birçok sahnede devleşiyor.
Friday the 13th, özellikle yakaladığı görsel estetik ve serinin köklerine bağlı kalması ile dikkat çekiyor. Ancak orijinali dururken neden bunu seyredelim ki?
Space Adventure Cobra, çocukluk dönemlerimizde talihli bir şekilde seyrettiğimiz muhteşem bir uzay macerasıydı ve iyi ki televizyonda gösterildi de tecrübe etme şansı bulduk.
Hınç günümüz polisiyeleriyle bile aşık atabilecek çok farklı, düşündürücü, hakkettiği yere gelmemiş bir intikam şöleni. Dünya sineması için bile örneğine az rastlanacak iyi bir aksiyon denemesi.
The Divide, devamlı farklı gruplara bölünen, bölündükçe diğer grubu yok etmeye şartlanan ve nihayetinde kontrolden çıkan insanlığın umutsuz geleceğine yakılmış bir ağıt.
‘’ Rosebud…’’ Charles Foster Kane, büyük medya patronu ve dünyanın en zengin adamlarından biri ölürken son bir söz söyler; Rosebud… Ve bu sözün peşinden giden bir gazeteci onun hayatını bize anlatmaya başlar. Onu tanıyan ve az ya da çok seven bütün tanıkların
Germinal gibi filmler, verdikleri mesajlarla tarihin tozlu sayfalarına gömülmek yerine her geçen gün önem kazanıyor ve izlenmesi gereken yapımlar arasına giriyor. Eğer siz de bu “maden işçileri gerçeğiyle” karşılaşmaya hazırsanız, Germinal bütün çarpıcılığıyla karşınızda!