579355_10151409952236017_147326787_n“Dünyadaki tüm dengelerin bozulduğu, insanların ümit etmeye mecalinin kalmadığı biz zaman, bahsedilen. Bu vakit, yarına da tekabül edebilir, yetmiş üç sene sonraya da. Müptelası oldukları düş makinesine girerek gelecekte kendilerini mutlu görmek insanları öldürse de, onlar hala her şeylerini bu makine için feda etmeye hazırlar.”

Öteki Sinema için söyleşi yapan: Nuri Şimşek

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda teknolojinin gelişmesi ve kameraya ulaşımın kolaylaşmasıyla birlikte kısa film üretiminde gözle görülür bir artış söz konusu. Üretimin bu kadar yoğun olduğu bir dönemde kaliteli işlerin sayısı ise ne yazık ki çok kısıtlı. Deniz Tarsus, MOD isimli kısa filmiyle yaptığımız şeyi bilerek yapıyor olmanın ne kadar önemli olduğunu bizlere bir kez daha gösterdi. Kendisi, yoğun çalışma temposunda bizlere zaman ayırdı ve sorularımızı cevapladı.

Eğitiminizle başlayalım. Güzel bir üniversite ve güzel bir bölüm. Neler kattı size?

“Mimar Sinan Üniversitesi’ne 2005’te girdim. Sinema eğitimi alıyordum. Sinema tarihi üzerine çok sağlam bir eğitim aldığımızı söyleyebilirim. Çok fazla film izlemeye teşvik etti beni. Teknik olarak da doğru bilgileri aldık. Onun dışında ne yapmamız gerektiği değil de ne yapmamamız gerektiğini öğrendim. Fakat okula aralıklı olarak devam edebildim. Ara dönemlerde kendi projelerim üzerinde çalıştım. Bu da okulu biraz uzun zamanda bitirmeme sebep oldu.”

MOD’dan önce de çeşitli kısa film denemeleriniz oldu. Bunlardan biraz bahsedebilir misiniz?

“2009’da Türsak’tan yapım desteği alınca çekim işleri hızlandı. “Dalga Teorisi”ne yoğunlaştık. Animasyon türü üzerine ilk defa o zaman çalışmaya başladım. Benim için harika deneyim oldu bu elbette. Film bittikten sonra festivallere katıldım. Festivallere katılmak bana çok şey kazandırdı. Özellikle de kısa filmde, izleyerek deneyimlemek epey yararlı, kafa açan, aynı zamanda türün zorluklarını ve avantajlarını görmeyi sağlayan bir eylem.”

Gelelim MOD’a. Eli, yüzü çok düzgün, kendi içinde tutarlı ve kalburüstü bir film. Süreci biraz anlatır mısınız, nasıl ortaya çıktı MOD?

hd_a32c6768794b8b9e0507bbe830b44ff6“4 sene önce bir öykü olarak genel hatlarını belirlemiştim Mod’un. Yol arkadaşım Ethem Onur Bilgiç’e yolladım. Okuduğunda bu öyküden bir çizgi roman çıkaralım demişti. Kenara koymuştuk ileride hayata geçirmek için. Geçen sene diploma projemden önce Ocak 2012’de kısa film projesi hazırlamak istedim. Hangi hikaye diye kara kara düşünürken kenara koyduğumuz bu öykü aklımıza geldi. Farklı bir dünya, zor atmosfer. Ethem’le konuşurken, başta açıkçası korktum, çünkü bu dünyayı yaratmak için başlı başına sağlam bir post dönemi gerekiyordu. Ethem’le oturup konsept çalışmalarını yapınca post prodüksiyon kısmını üstlenebileceğimize karar verdik. Ethem aslında illüstratör. Daha önce görüntü yönetmenliği deneyimi yoktu. Fakat filmin visual effect kısmını da o yapacağı için görüntüyü daha iyi zaptedebileceğini düşündük. Sonrasında çalışmalara başladık.

Mekan, kostüm, aksesuarlar vs. epey dertti. Az bir prodüksiyonla bu işin altından kalkarken hakkını vermek, aynı zamanda o dünyanın dışında kalacak ve hikayeden koparıp işi komik duruma düşürecek aşırılıklardan kurtularak en sadeye ulaşmamız gerekti. Özellikle de mekan mevzusunda. Neyse ki bir sınıf arkadaşıma hikayeden bahsedince, filmin çekimlerini gerçekleştireceğimiz mekanlar için bizi yönlendirdi.Bana bu mekanları gösterdiğinde filmin doğru atmosferine ulaşmış ve hikayeyi az da olsa değiştirerek en doğru gerçeklik olgusuna yerleştirmiş olduk. Film çekimleri 3 gün sürdü. Ekip kurmak çok önemli gerçekten. Harika dostlarım var destek olan. Her sette benim için en önemli durum, herkesin keyif almasını sağlamak ve gülümseyerek çalıştıklarını görmek. Motive olunca ekip, bu ister istemez oyuncuya yansıyor. Ali Düşenkalkar’la çalışmak benim için harika deneyimdi. Övez Muradov da öyle. Çok sakin ve dinlemeyi bilen, yetenekli bir oyuncu.

Filmde fon olarak kullandığım o karanlık gelecek tablosunu özellikle ucu açık bırakmayı seçtim. Çünkü her hikayede odak noktaları vardır. Evet, bir dünya oluşturdum, ancak derdim dünyanın o hale nasıl geldiği değildi, o dünya içinde yaşayan birinin hikayesini anlatabilmekti. Bu yüzden bulunduğu dünyayı atmosfer yaratmakta kullandım ve konuma odaklandım.”

Mod kısa film

Teknik olarak uluslararası standartlarda bir film bana kalırsa MOD. Teknik ekipman olarak neler kullandınız, neyle çektiniz filmi?

“Ekipmanlarımız çok kısıtlıydı. 5d Mark II ile çektim filmi. 3 tane de kırmızı kafa ışığımız vardı sadece. Fakat ekipman bence çok sonraki iş. İnsanlar kaliteli ekipman varsa güzel film çekilebilir diye düşünüyorlar. Oysa ki bu görüş çok yanlış. Film çekmek bence tasarım gerektirir. Çoğu kişi sette jimmy’nin olmasıyla güzel film çekileceğini zannediyor. Doğru olanı tasarlamakla uğraşmıyorlar. Kafanızdakini perdeye yansıtabilmek için önce zihninizdekini tasarlayabilmeniz gerekir. Aksi takdirde kayda alacağınız bir şey olmuyor elinizde.”

MOD festival maceralarına devam ederken, aynı zamanda internetten de izlenebiliyor. Günümüz genç sinemacıları filmlerini internete yükleme konusunda biraz çekingen. Neler söyleyebilirsiniz bu konu hakkında?

“Filmi festivallere gönderirken filmi internete koymamayı pek anlayamıyorum doğrusu. Herkeste bir korku var, önce festivallerde dolaşsın korkusu. Ancak bu sorun uzun metraj filmlerde yaşanması gereken bir kaygı, çünkü filmin ticari derdi varsa, internette yayılması satışının önüne geçer, engel olur. Ancak bizim böyle dertlerimiz yok. Ben bundan önceki filmlerimi internete koymakta hiç duraksamadım, çünkü film yaparken amaç izletmek, daha çok kişiye ulaşmak ve internet muhteşem bir iletişim aracı. Çok çok fazla kişiye ulaşabiliyorsunuz. İspanya’dan, İran’dan ya da Meksika’dan biri filmim hakkında kritik yaptığında inanılmaz keyif alıyorum. Ancak Mod’da biraz farklı bir durum çıktı karşımıza. Filmi siteme koymak için biraz beklemek zorunda kaldım 1 ay kadar, çünkü Amerika’dan bir kısa film distribütörü filmle ilgilendiğini söylemişti. Bu nedenle gecikme oldu filmi internete koyarken.”

Mod 2

Gelecekteki projelerinizden biraz bahseder misiniz? Sinemanın yanında bir de yazarlık durumu söz konusu sizin için, değil mi?

“Eskiden beri öykü yazıyorum. En son Sedat Demir’le görüşüp yazdığım öyküler üstüne konuşurken hikayeleri yayımlamaya karar verdik. Mart ayında ilk öykü kitabım çıktı. Ozo Ozo Çakta. Şu gün de çalışmalara devam ediyorum. Bir yandan öykü yazmaya, bir yandan da kısa film üzerinde çalışmalarıma devam ediyorum. Can Yayınları’yla sözleşme imzaladık. Sonbaharda bir aksilik olmazsa yeni öykü kitabım çıkacak. Bir yandan da, temmuzda çekmeyi planladığımız bir kısa film projemiz var.”

***

Son dönemdeki ülkemiz kısaları içinde kendine sağlam bir yer edinmiş olan MOD, 9. Yıldız Kısa Film Festivali Jüri Özel Ödülü, 6. Kristal Klaket Kısa Film Yarışması Jüri Özel Ödülü, 24. Ankara Uluslararası Kısa Film Festivali En İyi Kurgu ödüllerinin sahibi. Ayrıca bu yıl Cannes Film Festivali Türk Masası’nda da gösterilen film dünyanın farklı yerlerinden seyirciye ulaşmaya devam ediyor. Deniz TARSUS’u filminin başarısından ötürü tebrik ediyor ve gelecekteki projelerinde başarılar diliyoruz.

blank

Misafir Koltuğu

Öteki Sinema ekibine henüz katılmamış ya da başka sitelerde yazan dostlarımız her fırsatta harika yazılarla sitemize destek veriyor. Size de okuması ve paylaşması kalıyor...

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Merve Kuş Mataracı: ‘Tutkunuz sizi öldürür ama ‘diri tutan şey’ de budur!’

Merve Kuş Mataracı ile Emma belgeseli sayesinde tanıştım. Bu kısa
blank

Ezgi Ay: ‘Yürümek gündelik bir aksiyon fakat kimileri için hayati, hele de birlikte yürüyebilmek’

Kısa filmlerinden tanıdığımız, aynı zamanda filmlerde oyuncu olarak da yer