Entari giymişsin Cevher!
Çağımızın en büyük hastalıklarından biridir, kolay yoldan para kazanmaya çalışmak. Nasıl olmasın ki? Kolunu dahi kıpırdatmadan, iş gücüne katkı sağlamadan köşeyi dönmek kocaman bir sihir! E hal böyle olunca da konunun beyazperdeye yansıması pekâlâ kaçınılmaz. Sinemamızda sıkça rastlamanın mümkün olduğu köşeyi dönme hikâyesinin 2000’lerin başındaki dikkat çekici örneklerinden biri de Kolay Para. Cem Yılmaz’ın en önemli filmlerinden Her Şey Çok Güzel Olacak’ın senaristlerinden Hakan Haksun ile Ercan Durmuş’un imzasını taşıyan film, eğlenceli bir karmaşayı huzurlarımıza getiriyor.
Aynı evde yaşayan Eray, Servet ve Güven, hayata farklı alanlardan tutunan ama kolay yoldan para kazanma hayaliyle yaşayan üç gençtir. Servet ile Güven kaçak içki üretip, Eray ise sanat dünyasına girerek zengin olmanın peşindedir. Tabii bu üç genç için olaylar pek de yolunda gitmez. Tam da bu süre zarfı içerisinde evlendiği eşi sayesinde sosyeteye dâhil olan Eray’ın eski sevgilisi Hülya’nın ortaya çıkışı, bu üçlüyü yeni bir maceranın ortasına sürükler. Hem de kurtlar sofrasının tam ortasına!
İktisadın bilim olarak kabul görmesi, bir ahlak profesörü olan Adam Smith’in 1776’da kaleme aldığı Ulusların Zenginliği’ne dek uzanır. Nitekim iktisadın bilim olarak kabul görmesinin ardından da paranın insanlar üzerindeki etkisi daha fazla irdelenmeye başlar. Günümüzde ise herkesin üzerinde mutabık olacağı şekilde para, bir metadan fazlası olarak kabul görmeye başlamış ve insanlara mutluluk ya da keder getireceğine inanılan bir yaşam amacı haline evrilmiştir. Hal böyle olunca da birçok sanat dalında, paranın gücüyle ilgili söyleme rastlamak mümkün. Hakan Haksun ve Ercan Durmuş ise Kolay Para’da, bir yandan kudretiyle insanların hayatına yön veren paraya başrol hüviyeti kazandırırken, öte yandan ise üretime katkı sağlamadan, kolay yoldan zengin olma hayalinin bireyleri sürüklediği uçsuz bucaksız karanlığı resmetme yoluna gider. Ancak ikilinin bu noktada sığındıkları ve anlatıyı muadillerinden ayıran ana silahları mizah.
Kolay Para için söylenecek ilk cümle, merkezine yerleştirdiği karakterler vesilesiyle günümüzün yozlaşan düzenine eleştiri getirdiği olacaktır. Nitekim film başından sonuna dek hikâyeye dâhil ettiği yapı taşlarıyla da bireyler üzerinden söylemini anbean güçlendiriyor. Ancak bunu mizahla süslüyor oluşu filmi çekici kılan ana etmen. Özellikle İngiliz suç-komedilerini anımsatan hâletiruhiyesiyle zevkle izlenen bir seyirlik haline dönüşen film, dinamizmi ve merak uyandıran katmanlı senaryosuyla soluksuz bir yapı vadediyor. Bu noktada da şüphesiz Hakan Haksun’a parantez açmak gerekiyor. Sinemamızın en önemli örneklerinden Her Şey Çok Güzel Olacak’ı üreten ekibin önemli parçalarından olan kalem, en az Altan ve Nuri Çamlı kardeşlerin hikâyesi kadar içten ve sürükleyici bir yapı sunmayı başarıyor. Bu da filmin izleyicisini düşünmeye sevk ettiği noktalarda cana yakın bir duruş sergilemesine ve söylemini inandırıcı kılması noktasında elini güçlendirmesine olanak tanıyor.
Kolay Para’yı dinamik hale getiren değişken kuşkusuz senaryosu. Evet, bu dört dörtlük bir köşeyi dönmeye hikâyesi. Ancak bunu toplumda karşımıza çıkması pekâlâ mümkün karakterler üzerinden işlemesi ise anlatının asıl sırrı. Servet, Eray ve Güven’in zengin olmak için ortaya koydukları beyhude bir çabadan fazlası değil. Keza bu çabayı binlerce insanın ortaya koyduğu da aşikâr. Yoksa televizyon ekranları şöhret olma dürtüsüyle yanıp tutuşan insanlarla dolup taşar mıydı hiç? Anlatının bir diğer yanını temsil eden Cevher, Hülya ve Nejat’ın misyonları ise Kolay Para özelinde daha değerli. Nitekim insanları kandırarak zengin olmuş bu üç isim aracılığıyla film, kolay yoldan köşeyi dönmeyi de formülize ediyor. Bir yandan evlendiği eşi sayesinde paraya para demeyen bir kadın, bir tarafta olmadığı bir insan gibi gözükerek insanların arabesk duygularına hitap eden bir şarkıcı, diğer yanda da kaçak göçek işlerle zengin olan bir pavyon işletmecisi… Sahi, bu üç karakter de oldukça tanıdık değil mi? Bir başka deyişle film, karakter yaratımındaki başarısını, zenginlik üzerinden gelişen çatışma noktasıyla besleyerek akıcı ve realist bir üslup ortaya koyuyor. Bu da anlatının çekim merkezini daha da güçlü kılıyor.
Filmin karakter yaratımındaki başarısı kadar git gide kaosa sürüklenen yapısını, boşluğa mahal vermeyecek şekilde işlemesi de bir o kadar takdire şayan. Keza, karakterlerini gelişen olaylar silsilesi içerisinde bir bilinmezin içine saplayan hikâye, buna rağmen hiçbir adımını boşa atmıyor ve yapılan her hamlenin bütüne hizmet etmesine olanak tanıyor. Hülya’nın en yakın arkadaşı Şule’nin varlığı, anlatıya boyut kazandıran Arıza’nın hikâyeye dâhil oluşu ve bu ikilinin ortaya koydukları para kazanma içgüdüsüyle insanın neler yapabileceğinin açık göstergesi. Filmin hafızalara kazınan en komik repliği olan “Entari giymişsin Cevher” dahi, basit gibi görünmesine rağmen sanat dünyasına kocaman bir gönderme içeriyor. Sahi, ekranda gördüğümüz, sözde acıyla yoğrulmuş magazinel kişilerin kaçı kendini olduğu gibi yansıtıyor? Yoksa tek dertleri, insanların gözüne boyayıp onların zayıf noktasından nemalanıp ceplerini daha mı fazla doldurmak? Esasen Kolay Para, üç kelimeden oluşan oldukça basit bu repliğiyle olayı kendi bakış açısına göre enfes şekilde yorumluyor ve yaratıcı senaryosuna hayranlık uyanmasının önünü açıyor.
Peki, filmin hiç mi negatif yanı yok? Doğrusunu söylemek gerekirse, senaryoya ne kadar methiye düzersek, yönetmenlik noktasında da filme o kadar eleştiri getirmek mümkün. Keza bugün Kolay Para, sinemamızın kült yapımları arasında yerini almıyorsa, bu biçim olarak sınıfta kalmasıyla yakından ilişkilidir. Filmin yönetmenleri Hakan Haksun ve Ercan Durmuş, iyi niyetli bir hikâyeyle yola çıksalar da ne yazık ki filmi yavan ve yer yer amatör bir atmosfere hapsederek, bu harikulade senaryonun hak ettiği değere ulaşmasının önüne geçiyorlar. Kaldı ki kurgunun da sınıfta kalan ve tempoyu baltalayan yapısı Kolay Para’nın zamanla izleyiciyi zorlamasına neden oluyor.
Adıyla müsemma bir şekilde kolay yoldan zengin olma hayali ve bunun nasıl gerçeğe dönüşebileceğini başarılı senaryosu ve mizah sosuyla izleyiciye aktaran Kolay Para, yer yer sıradanlaşsa da merak uyandıran yapısıyla izleyicisini selamlayan eğlenceli bir seyirlik. Özellikle basit gibi görünen konu başlıklarını tek bir potada başarıyla birbirine bağlayan ve haksız kazancın yolunu, kişilikten taviz vermek olarak gösteren film; biçim olarak sınıfta kalan ancak tıkır işleyen senaryosu ve Mustafa Uğurlu’nun başı çektiği zengin oyuncu kadrosuyla izlenmeyi ziyadesiyle hak eden bir kara mizah örneği olarak öne çıkıyor.