*(Heyecan yapmayın bu MILF başka MILF: Mother I’d Like to Fear)
Artık şu durum bir dile gelsin: Kadınlar korku sinemasından çok çekti. Sadece slasherlarda göğüs boyutuyla doğru orantılı bir hızda öldürülmelerinden bahsetmiyorum, korku sinemasının içinde şeytan onların ruhunu zapt eder, ucubeler ilk onlara görülür, katiller kedi-fare oyunlarıyla onları taciz eder, başlarındaki belayı gidip birilerine anlattıklarında histerik muamelesi gören gene onlar olur.
En kötüsü de hayal gücü yüksek yönetmenlerin fantezileridir; Sam Raimi gider kadınları sarmaşıklara tecavüz ettirir, Hitchcock kuşlara gagalatır… Gene de (şükür ki) korku sinemasını mizojinik olmaktan kıl payı kurtaran iki öğeye sahibiz. Bunlardan biri literatüre “Final Girl” olarak geçmiş, Scream filminde de analiz edilen son bakire kurbanlar. Bu grup hakkında çok yazıldı çizildi, arayan internette onlarca liste bulabilir. Peki ya slasher dışında? İşte ikinci grubun kahramanları onlar: Korku sinemamızın anneleri. Yalnız ya da kocasıyla/partneriyle beraber, tek ya da birden çok çocuğa sahip, kurulu düzeninden memnun ya da zincirlerini kırmak isteyen… Her biri birbirinden bambaşka yüzlerce anne karakterin en büyük ortak özelliği, tehlike karşısında asla pes etmemeleri…
Bu kısa seçkiyi sinemada sevdiğim anne karakterlerden yana yapacaktım ancak çark ettim ve oyunculara yönelmeyi tercih ettim. Olabildiğince “korku” ve “anne” sözcükleri bir arada kullanılınca akıllara gelen isimleri seçtim, bu sebeple lütfen “listede neden Others’daki rolüyle Nicole Kidman yok?” sorusuyla gelmeyin. Ancak olmazsa olmazlar vardır, kaçırmışımdır, o zaman bilgilendirmeyi de ihmal etmeyin.
Let’s Start
5. Melissa George
Avustralya doğumlu George’u birkaç sene önce sıradışı gerilim filmi Triangle ile keşfetmiştim. Performansı gayet başarılı olan oyuncuyu bir de 2005 yapımı The Amityville Horror’da seyredince kararım kesinleşti, George bu işi iyi kotarıyor. Triangle filmini basit bir slasherın ötesine götüren bence paradokslarla kurulu hikayesinden ziyade tüm filmin George’un otistik oğluna karşı hissettiklerinin bir alegorisi olarak da okunabileceği idi (vaktiniz olursa bir de filmi bu açıdan seyretmeyi deneyin). En iyilerden biri olur mu bilmem ama Melissa George korku sinemasında akıllarda kalan bir anne olacak. George geçen sene de Stephen King uyarlaması Bag of Bones’ta yer almış ama izleme fırsatım olmadı. Kısacası korkusever iseniz bu ismi bir kenara not edin, ilerde hakkında çok konuşacağız.
4. Kathy Bates
Tamam, haklısınız. Kathy Bates demek Misery demek, annelikle işi ne? Dolores Claiborne’u seyrettiğinizde bu soru kendini çabucak imha edecektir. Dolores Claiborne bir korku filmi olmasa da Stephen King’in huzursuz atmosferini üzerinde barındıran, seyrettiğim zaman beni adeta koltuğa çivilemiş bir filmdi. Kocasını öldürdüğünden şüphelenilen ancak delil yetersizliğinden serbest bırakılan, yıllarca kasabasındaki insanlar tarafından hor görülen ve kendi kızı tarafından nefret edilen Dolores’in acıklı hikayesi tekrar tekrar seyri hak ediyor. Kathy Bates’in ise Misery referansı ile bu filme gelip sonunda tüm seyircinin şefkatini kazanabilmesi onun nasıl mükemmel bir oyuncu olduğunu göstermekte. Önümüzdeki aylarda efsanevi oyuncunun American Horror Story: The Coven ile aklımızı alacağı kesin.
3. Sigourney Weaver
Şimdi lütfen “Alien korku filmi midir?” tartışmalarına girmeyelim. Tanıyanlar bilirler, bir bilimkurgu filmini bu liste için kayıracak olsam hakkımı Terminator 2’nin Sarah Connor’ından yana kullanırdım. Alien korkutur, hem de feci korkutur. Peki Weaver anne midir? LV-426’nın küçük Newt’ini koruma çabası Ripley’i Aliens’da zoraki anne statüsüne getirir. Aliens’taki fahri annelik, Alien 3’te yerini biyolojik anneliğe bırakır, tabii küçük bir detayla. Ripley’in karnındaki bebek hiç de hakkında gelecek hayalleri kurabileceğiniz cinsten değildir. Evet, Ripley son nefesine kadar savaşçı son nefesine kadar annedir. O halde Sigourney Weaver da bu listede yer hak ediyor, değil mi?
2. Vera Farmiga
Kendisini korku sinemasında anne rolünde Orphan filmi ile tanıdık, sevdik. Ukrayna asıllı Amerikalı oyuncu gerçekten bu filmde Esther ile mücadele edebilecek yegane isimdi (Donmuş gölde attığı o tekmeyi hala unutamıyorum). Kuşkusuz Orphan’daki performansı Farmiga’yı Bates Motel’in Norma’sı yapan esas öğe oldu. Antagonist anneleri bu listede değerlendirmek istemezdim ama Bates Motel’in bize çizdiği Norma tam bir savaşçı anne modeli. Yeni bir hayat kurmaya kafayı takmış, oğlunu delicesine seven ve imkansız huzur bulmak için her şeyi göze alan çetin bir anne. Farmiga’yı seviyoruz.
1. Sarah Paulson
İtiraf edeyim, geçen sene sorsalar, onu bırakın son birkaç bölümden önce sorsalar Paulson’u bu liste için asla düşünmezdim. Lakin Bloody Face’e karşı verdiği savaş ile listenin birincisi olmayı katmerlice hak etti kendisi. Lana Winters ki, tüm yaşadıklarının yanında yıllarca tecavüz sonucu kaldığı hamileliğin travmasıyla yaşadı, tüm bağlarını koparmayı seçtiği oğlunun fikri Briarcliff Asylum’undan sonraki onca yılının hayaleti oldu. Lana Winters’ın sezon finalindeki çatışması geç kalmış bir kürtaj savaşıydı onun için. Korku sinemasını bırakın, çok az film esas düşmanı öz oğul yapıp anneyi ve içindeki nefreti haklı gösterecek cesaretle yola çıkabilir. Spoilerdan ırak olmak çok zor, ama American Horror Story: Asylum’un final dakikaları Lana Winters’ı korku sinemasının en güçlü anne figürü, Sarah Paulson’u bu rolün en yetenekli ustası yapıyor, buna emin olabilirsiniz.
yigilante kocagöz