La casa dell’orco, 1988 yılı mahsulü, Lamberto Bava tarafından yönetilmiş olan İtalya yapımı bir televizyon filmi. The Ogre ya da House of the Ogre olarak da bilinir.
Bava 1987-1988 yılları arasında bir kablolu televizyon kanalı için Brivido Giallo üst başlığı altında dört tane uzun metraj çekti. Bu filmler gösterim sırası ile şöyle: Una notte al cimitero (Graveyard Disturbance), Per sempre (Until Death), La casa dell’orco (The Ogre) ve A cena col vampiro (Dinner with a Vampire). Her birinin senaryosu Lamberto Bava ve ünlü senarist Dardano Sacchetti tarafından yazıldı. Müziklerin altındaki imza ise İngiliz müzisyen Simon Boswell’a ait.
Daha sonra her bir film farklı isimlerle defalarca DVD olarak basıldı. Yazıya konu olan La casa dell’orco, ABD’de ilk olarak 2003 yılında Shriek Show başlığı altında toplanan bir seride Demons III: The Ogre ismiyle DVD olarak yayınlandı. İtalyan filmlerinin pek çoğu garip isim değişikliklerine uğrayarak meşhur bir seriye dahil edilip öyle satışa sunulur. La casa dell’orco da bu talihsiz satış stratejisine kurban edildi ve hiçbir ilgisi olmamasına rağmen ünlü Demons serisinin devam filmiymiş gibi sunuldu.
Filmin konusu aslında hiç fena değil. Cheryl çocukluğundan beri korkunç kâbusların esiridir. Yaşı ilerlediğinde bu durumu lehine kullanır ve rüyalarını kaleme alarak çok tanınmış bir korku gerilim yazarı olur. Kocası ve oğlu ile İtalya’nın küçük bir köyündeki eski bir şatoya gelir. Burada hem tatil yapmayı hem de yeni romanını tamamlamayı amaçlar. Ancak uzun zamandır yakasını bırakmış olan kâbuslar, şatoda kaldıkları ilk geceden itibaren yeniden Cheryl’i rahatsız etmeye başlar. Şatonun mahzenine inen Cheryl, şaşkınlıkla burasının çocukken rüyalarına giren mekânın ta kendisi olduğunu görür ve rüyalarında doğuşuna tanık olduğu, bir türlü kaçıp kurtulamadığı ‘ogre’nin burada gerçekten yaşadığına inanmaya başlar.
İtalya kırsalında geçen filmin görselleri, Lamberto Bava’nın işbilir varlığını da hesaba katarsak sorunsuz olmaktan öte etkileyici bir arka plan olarak filme olumlu katkı sağlıyor. Hiç fena olmayan senaryoyu da üstüne koyunca ister istemez kalburüstü bir işmiş gibi duran La casa dell’orco, maalesef beklentileri karşılamanın çok uzağında. Bir televizyon filmi olmanın getirdiği bütçe dezavantajı ve biraz aceleye getirilmiş gibi duran anlamsız finaliyle sınıfta kalıyor. Hele o ‘ogre’nin makyajı nedir öyle? Kafasına goril maskesi geçirmiş iri bir aktörün oradan oraya koşturup durması komik bile olamıyor. Senaryonun tıkandığı noktalarda hikâyeye dahil olan bazı yan karakterler ile film bir parça çetrefilleşecekmiş gibi oluyor ama ne yazık ki bir süre sonra bu eklemelerin sadece vakit dolduran yama görevi gördüğü anlaşılıyor. Film anlamsız finaline doğru emin adımlarla ilerleyerek kendini sinema tarihinin unutulacak filmler zindanına hapsediyor.
Sonsöz: La casa dell’orco, Lamberto Bava hayranlarını bile hayal kırıklığına uğratan bir film. Özel efektler ve makyaj zayıf kalınca hiçbir anında tedirgin etmeyi bile başaramıyor. Bava bazı sahnelerde hünerini konuşturarak atmosfer yaratmada başarılı olsa bile bu nafile çabalar filmi kurtarmaya yetmiyor.
Öteki Sinema için yazan: Murat Kızılca