Late Bloomer (Osoi Hito) (2004), dilsiz ve ileri derecede bedensel engelli bir seri katilin boğucu hikayesini anlatıyor. Filmi çok özel yapan şey, başrolü oynayan aktörün gerçekten de engelli olması… Basit bir video kamera ile 4 sene içinde çekilen film, 2004 yapımı olmasına rağmen anca 2008’de bazı festivallerde gösterilince dikkat çekebilmiş ve şu an itibariyle büyük bir başarı yakalamış durumda. Film, genelde son derece durgun seyrederken, yer yer kaotik montajlarıyla Chris Cunnigham videolarını andırıyor. Siyah beyaz olması, boğucu olması, elektronik müzikleri ve şiirsel anlatımıyla Tetsuo (1988) ve Pi (1977) gibi filmleri anımsatan Late Bloomer, bedensel engellilik, yalnızlık, arkadaşlık ve ilişki üzerine isyankar bir deneme. Filmin kalbinde bir ”yaratalışa isyan” yatıyor diyebiliriz.
Son zamanlarda twitch.com gibi sitelerde ve kimi festivallerde gözüme ilişen Late Bloomer’u sonunda geçen gün Cinemageddon’dan bulup indirdim. Oldukça ham bir film olmakla beraber, filmin beni epey etkilediğini söylemeliyim. Filmin ruhu, montajı, çerçeveleri ve müzikleri çok çok iyi.
Filmin başrolündeki Masakiyo Sumida, kendini oynuyor bir anlamda. Sumida’nın hastalığının adı ”serebral palsi”. Sumida’nın elleri bükülmüş bir şekilde, gözleri başka yerlere bakıyor ve surat ifadeleri her zaman kafasından geçeni yansıtamıyor olsa da, aklı tamamen yerinde. Arkadaşlarıyla punk rock konserlerine gidiyor, bira içiyor ve tek parmağıyla tuşlayarak yazdığı bir makine yardımıyla bakıcıları ile sohbet ediyor. Ancak, etrafında birçok arkadaşı olsa da, onlarla asla yüzde yüz etkileşim içine giremeyecek olma fikri yavaş yavaş Sumida’nın ruhunu boğup onu çok karanlık yerlere götürüyor. Sumida’nın devamlı güler haldeki yüzü aslında içinde kalp kırıklığını ve hiddeti maskelemeye başlıyor.
New York Times gazetesi ve duayen sinema eleştirmeni Roger Ebert gibi isimler, Late Bloomer’dan övgüyle bahsediyorlar. Dediğim gibi ham ve izlemesi zor sayılabilcek bir film olan Late Bloomer, kendini bu filme açacak olan seyirciler için son derece keskin, güçlü ve duygusal olarak yoğun bir tecrübe teşkil ediyor. Bir benzerini daha kolay kolay göremeyeceğiniz bir film Late Bloomer…
Güzel bir yapıma benziyor izlemem lazım
Bu sıradışı yapımla bizi buluşturduğun için saygılar canevrenol…