blankLe Notti del terrore, 1981 yılı mahsulü, Andrea Bianchi tarafından yönetilmiş olan İtalya yapımı bir film. Uluslararası piyasada en çok bilinen ismi Burial Ground, fakat bu tarz İtalyan filmlerinde sıkça görüldüğü üzere, defalarca farklı isimler ile piyasaya sürüldü. Diğer isimlerinden bazıları; Le Manoir de la terreur, Nights of Terror, The Zombie Dead, Zombi horror, Zombie 3. Misal bendeki kopyanın ismi Nights of Terror. İngiltere’de piyasaya sürülen kopya.

Filmin konusu çok basit; bir grup aptallığın sınırlarını zorlayan insan, bir villada zombi saldırısı altında mahsur kalır. Evet, sadece bu kadar, daha fazlasını yazmak zaman kaybı olur. Film boyunca insanların ölmek için yaptıkları aptallıklar anlatılıyor şeklinde de ifade edilebilir sanki. Gerçi bugüne dek izlediğimiz onlarca zombi filminde herkes birtakım aptallıklar sonucunda ölmüştür belki ama eminim bu filmdekiler gibisini görmemişsinizdir. En azından ben görmedim. Her şeyden vazgeçtim sadece diyaloglar için bile bir göz atmakta fayda var. Açılış sahnesinde zombilerin saldırısına uğrayan profesörün “yaklaşmayın, ben dostum!” tadındaki repliği akıllara zarar.

bruilground-fotoBurial Ground’u “o kadar kötü ki çok iyi” klasmanındaki filmlerden biri olarak kabul edebiliriz. Ekibin hiçbir sahne için ekstra bir gayret harcamadığı filmin her saniyesinde belli oluyor. Herkes bir an önce bitse de gitsek havasında. Yönetmen Bianchi zaman zaman erotik filmler çektiğinden olsa gerek, buraya da bir iki sevişme sahnesi sıkıştırmış. Yine seksenli yıllardaki video kaset furyası dönemine denk gelen ucuz İtalyan filmlerine bakıldığında, türü ne olursa olsun hemen hepsinde erotik sahnelerin sos olarak kullanıldığı görülür. Bu da onlardan biri.

Burial Ground daha çok Lucio Fulci’nin zombi klasiği Zombi 2‘nun (Zombie Flesh Eaters, 1979) kopyası olarak bilinir. Zombi 2’daki birçok sahne neredeyse birebir olarak aynen çekilmeye çalışılmış. Özellikle hastası olduğum, zombilerin kapıyı kırıp saçından yakaladıkları kadını dışarıya çektikleri “göz çıkarma sahnesi”nin bir benzeri burada da var. Tek farkı bu sefer zombi kardeşlerimiz kapıyı değil de pencereyi kırıyorlar.

Filmdeki bir başka enteresan nokta ise onlu yaşlarda bir çocuğu canlandıran 26 yaşındaki Peter Bark isimli cüce. Sanırım o tarihlerdeki İtalyan çocuk çalışma yasaları nedeniyle böyle dâhiyane bir çözüm üretmiş yönetmen Bianchi. Annesiyle arasındaki garip ilişki ile birleşince onun oynadığı sahneler ekstra bir rahatsızlık veriyor.

Sonuç itibarıyla benim gibi iflah olmaz zombi filmi manyakları dışında, “bir filmin karakterleri ne kadar aptal olabilir?” sorusunun alıp götürdüğü yerleri merak edenlerin de mutlaka görmesi gereken ölümsüz bir klasik Burial Ground.

Öteki Sinema için yazan Murat Kızılca

blank

Murat Kızılca

1971 İstanbul doğumlu. Aylık online sinema dergisi CineDergi ve aylık kültür sanat dergisi kargamecmua için sinema yazıları kaleme alıyor. 2008 yılından beri katkı sağladığı Öteki Sinema’da bir yandan da editörlük görevini sürdürüyor.

4 Comments Leave a Reply

  1. bu italyan zombi filmlerinde insanların 10 metre uzakta olan ve saatte 2 metre hızla yaklaşan bir zombiyi görünce yerlerinde çakılıp kalmaları ve sadece çığlık atıp “gel ısır abi şimdi mücadele edersem yüzündeki makyaj gidecek” mantığıyla hareket etmeleri beni ziyadesiyle delirtmekte.

    italyan yönetmenlerin salak karakterleri yüzünden zombilerin karizmasının sarsıldığını düşünüyorum. zombiler gerçekten tam olması gibi ama bu seferde diriler tüketiyor filmi

  2. Bu filmdeki o anne-cocuk arasinda gecen rahatsiz edici sahne ve Zombi2 kopyasi goz cikarma sahnesi gercekten hatri sayilir sahneler. Film epey beyin ozurlu bir film ama atmosferiyle bir sekilde kendini sevdirmeyi basariyor.

    Tesekkurler Murat Kizilca.

    Filmin en en son sahnesi ise muhtesem bence. Sonunda freeze-frama olarak duran ve ustune muzik patlayan finallerin hastasiyim.

  3. Bu filmle ilgili okuduğum çok güzel bir yorum vardı. yazar filmi bir pornoya benzetmiş. “Hareketli” sahneleri çıkardığınızda, ki bu kısım filmin başlarından ibaret, filmin iyi sinema adına tutulur bir yanı yok (ki bana göre bu hali bile çok eğlenceli). Ayrıca kanlı-canlı sahneleri de gayet iyi. Bunun yanında filmin genelinde ürkütücü bir atmosfer bulunduğunu düşünüyorum.

    O adı çıkmış “çocuk” ise ününü hakeden hali ile filmi izlemek için yeterli ki çok çok daha fazlası var.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Kült Filmler Zamanı: Singapore Sling (1990)

“Kült filmler yazı dizisi”nde ilk durağımız, bir tür fetişist görsel
blank

German Angst (2015)

German Angst, bir yandan Almanya’nın geçmişiyle hesaplaşırken, öte yandan da