Öteki Sinema’da yazdığım yazıların bir kısmında Sidney’in nadide tuhaf filmler (ve saire) mekanı Mu Meson Archives’dan bahsetmiştim. Zaman içinde, oraya gide gele, halihazırda oldukça arkadaş canlısı olan mekan sahibi Jay Katz, nam-ı diğer Jaimie Leonarder ile muhabbet etmeye başladık. Hatta geçtiğimiz aylarda orada bir Türk Trash Filmleri gösterimi de yaptık ama bu başka bir yazının konusu. Bu yazıda Brendan Young’ın Jaimie hakkında yaptığı belgesel hakkında konuşacağız.
Avustralya’nın çokkültürlülük ve sanat kanalı SBS’in -ki Jaimie de burada bir dönem bir film programı yapmış- finanse ettiği bu 50 dakikalık belgesel, Güney Yarımkürenin bu en nevi şahsına münhasır adamlarından birinin çok yönlü kariyerine ve hayatına odaklanıyor. 70’lerdeki punk ve noise rock ortamlarından, hemşirelik dönemine, sosyal hizmet görevlisi olarak yaptığı çalışmalardan sinir ve ruh hastası bir ekiple kurduğu Mu Mesons grubunun faaliyetlerine, Eşi Miss Death (Aspasia) ile Mu Meson Archives’daki film gösterimleri ve koleksiyonculuğundan, Sydney’in underground ortamlarında verdikleri Sounds of Seduction partilerine, oradan “outsider art” sanatçılarıyla olan ilişkilerine kadar hayatının pek çok dönemi hakkında bilgi sahibi oluyoruz.
Genel olarak röportajlardan ve Jaimie ve Aspasia’nın gündelik hayatından görüntülerden oluşan Love and Anarchy’de, Mu Mesons konserlerinden ve Sounds of Seduction partilerinden arşiv görüntüleri ve Mu Meson Archives’ın benzersiz koleksiyonunda seçilmiş kimi film klipleri yer alıyor. Filmde, Thurston Moore (Sonic Youth), yazar Jack Sargeant (Cinema of Transgression, Naked Lens) ve Jaimie’yi tanıma şansına erişmiş pek çok sanatçı, DJ, koleksiyoncu, müzisyen vb kişiler onun hakkındaki düşüncelerini dile getiriyor. Thurston Moore, Jaimie’nin The Mu Mesons’la verdikleri konserlerin gördüğü başka hiçbir şeye benzemediğini, sahneden gerçek anlamda “deli” olarak sınıflandırılan bir grup insan olmasının verdiği tarifsiz hissi anlatıyor. Jack Sargeant, Jaimie’nin Archives’da yaptığı film gösterimlerinin ve koleksiyonculuğunun öneminin altını çiziyor ve “böyle adamlar kalmadı artık” diyor. Filmde, ayrıca, Mike Patton (Faith No More, Fantomas, Mr Bungle, Peeping Tom vs) da sürpriz bir cameo yapıyor ve Mu Mesons’a, Fantomas ile çıktığı Avustralya turunda açılış grubu olma şerefini veriyor.
Her ne kadar Jaimie uluslararası alanda ünlü kişilerin ilgisini çekmiş bir şahıs olsa da, maalesef memleketi Avustralya’da çok fazla kişi tarafından tanınmıyor ve kültürün kenarında bir yerde durmaya devam ediyor. Fakat kendisi bundan başka bir şey de istiyor gibi görünmüyor. Yaptığı her işte sistemi ters yüz etmeyi, kültüre karşı bir karşı-kültür üretmeyi, toplumun dışına itilmiş tüm gruplarla, ‘ötekilerle’ onlarla birlikte ait olabileceği bir topluluk kurmayı, onlara ve onlarla birlikte kendine de bir terapi uygulamayı hedefliyor. Eğer alt kültürlerden, underground müzikten, ‘öteki’ filmlerden hoşlanıyorsanız, bu belgeseli seveceksiniz. Bu vesileyle, filmin varlığını fragmanını paylaşarak hatırlatan videodreamproject’e de burada bir selam gönderelim.
Sevgili Can,
Yaşadığı ortamı en nadide biçimde değerlendirebilen ender
kişilerden birisin benim için, sayende ilgi duyduğum pek çok konu hakkında besleniyorum.
Son derece kaliteli yazarları bünyesinde barındırdığı için
Öteki Sinemaya saygılarımı sunuyorum.
Sevgili videodream, tesekkur ederim tekrar :). Burada bu konular hakkinda okumak ve yazmak hoşuma gidiyor. Hepimizi bir araya getiren Oteki Sinemaya ben de saygilarimi sunuyorum :).