Radyasyona bulanmış çorak topraklar… Teknolojik artıklardan oluşmuş bir ilkel zaman uygarlığı, yağmacılar, gezginler, suya ya da petrole sahip ama işgal tehdidi altındaki küçük koloniler, umutsuzluk ve geçmişe duyulan nefret…
Post apokaliptik filmlerin iskeletinde bu ve buna benzer pek çok ögeyi görmek mümkün. Bu distopik yaklaşımın en eğlenceli fakat ciddiyetsiz işleri ise Mad Max filmi ile başlayan kıyamet sonrası filmlerdi elbette… Çoğu video kaset furyası sırasında karşımıza çıkan bu çöp apokaliptiklerin başyapıtları ise Ruggero Deadato, Sergio Martino, Enzo G. Castellari, Crio H. Santiago gibi işbilir İtalyan ve Filipinli yönetmenlerden geldi.
80’lerde Mad Max taklidi onlarca film video kulüplerini işgal etti. Biz de bu muhteşem afişlere kanıp, çocukça bir hayal gücü ile çekilmiş uyduruk filmleri seyredip bağrımıza bastık ve aradan geçen onca yıla rağmen hala çok seviyoruz.
Bu defa, Mad Max taklidi filmlerin afişleri ile o eski günlere dönelim istiyorum. Gelin, Mad Max: Fury Road sinemaları şenlendirirken çorak topraklarda naftalin kokulu bir yolculuğa çıkalım.