mama posterMama 2013 yılı mahsulü Andrés Muschietti tarafından yönetilmiş olan İspanya / Kanada ortak yapımı bir film. Guillermo del Toro’nun yapımcısı olduğu Mama, aynı yönetmenin 2008 tarihli aynı isimli kısasından uyarlandı. Senaryo ise Neil Cross, Andrés Muschietti ve Barbara Muschietti tarafından yazılmış.

Ekonomik kriz nedeniyle girdiği bunalım sonucu iki iş ortağını ve karısını öldüren Jeff, Victoria ve Lilly isimli iki küçük kızını da yanına alarak firar eder. Buzlanmış yolda süratle ilerlerken arabanın kontrolünü kaybeder ve yolun dışına savrularak ormana uçar. Kazayı ufak sıyrıklarla atlatan Jeff ve kızlar, ormanın derinliklerine doğru amaçsızca yürürken ıssız bir kulübeye denk gelirler. Umudunu iyice yitiren Jeff, silahını Victoria’nın kafasına dayadığında, önce kızları sonra da kendini vuracağını belli eder. Ancak emeline ulaşamadan doğaüstü bir varlık tarafından öldürülür.

Jeff’in ikizi Lucas, aradan beş yıl gibi uzun bir süre geçmesine rağmen, kayıp kardeşi ve yeğenlerini aramaya devam eder. Özel olarak tuttuğu iz sürücüler kızları kulübede bulurlar. Bir süre doktor gözetiminde kalan kızların vesayet davası görülür ve bir rock grubunda basgitar çalan kız arkadaşı Annabel ile yaşayan Lucas, kızların vesayetini alır. Dr. Dreyfuss kızlar üzerinde daha rahat inceleme yapabilmek için genç çifte vakfa ait bir yere taşınmalarını şart koşar ve yeni aile hep beraber gözlerden ırak bir eve taşınırlar. Victoria yaşça daha büyük olduğu için yeni hayatına uyum sağlamaya başlasa bile Lilly pek fazla ilerleme gösteremez. O kadar süre ıssız bir kulübede nasıl hayatta kalmayı başardıkları sorulduğunda Victoria, Mama (Anne) olarak isimlendirdiği bir varlıktan söz eder. Bir süre sonra kızların geriye tek başlarına dönmediği konusunda şüpheleri artan Annabel, evlerinde şeytani bir kötülüğün var olduğundan emin olmaya başlar.

mama orta

Guillermo del Toro, Muschietti’nin kısasını izledikten sonra şimdiye kadar izlediği en korkunç sahnelerden birinin bu kısa filmde olduğunu açıklamıştı. Yaklaşık 4 dakika süren yapımdaki ustalığa, özgünlüğe ve yaratmayı başardığı korkuya hayran olduğunu ekleyen del Toro, kısayı izler izlemez uzun metraj versiyonunun yapımcısı olmak istemiş. İnternet üzerinde serbest dolanımına devam eden kısa film (ki izlememiş olanlar BURADAN izleyebilir), baştan sona tek bir plan olarak düşünülmüş ve eğer arada çok ince kurgu numaraları yoksa öyle de çekilmiş. Del Toro’nun da belirttiği gibi korkutmayı başaran etkileyici kısayı, hayal kırıklığı yaratan korku filmlerinden sonra şifa niyetine bir doz alabilirsiniz.

Uzatılmış Mama’ya geçelim. Kızların kulübeye nasıl geldiğini hızlandırılmış şekilde çabucak anlatan giriş bölümüyle açılan Mama, açılış jeneriğinin ardından beş sene sonrasına geçiş yapıyor ve asıl ilgilendiği bölüme, kızların yeni evlerinde geçen kısma atlıyor. Kısa filmde yakalamayı başardığı ürkütücü atmosferi bir an önce kurabilmek için evin dışında olan olayları ve karakter gelişimini sağlayacak sahneleri hızlı bir şekilde geçen film, ilgisini daha çok evin içinde geçen ürkütücü sahnelere odaklıyor. Bu konuda Mama’nın hakkını vermek lazım. Lucas ve Annabel’in evin içinde bir kötülüğün varlığından şüphelendikleri ve zaten daha filmin hemen başında gösterilen ve varlığı artık sır olmaktan çıkan hayaletin ortaya çıkışından sonraki bölümler, korku sineması hayranlarını tatmin edecek düzeyde gerilimli olmayı beceriyor. Ancak Mama, finalde çok fena çuvallıyor. Finali beğenirsiniz, beğenmezsiniz o ayrı mesele. Fakat bütün film boyunca korkutucu öğe olarak sunduğu hayaleti son kertede acınası (hatta kimi zaman gülünesi) bir hale dönüştürerek kendi yaratmayı amaçladığı yapıyı baltalıyor.

Son Altın Küre’de Zero Dark Thirty’deki rolü ile en iyi kadın oyuncu seçilen Jessica Chastain ve televizyonun sevilen dizisi Game of Thrones’daki Jaime Lannister rolüyle tanınan Nikolaj Coster-Waldau gibi güçlü oyuncuları bünyesinde bulunduran Mama’nın asıl büyük sürprizi çocuk oyuncuların beklenmedik performansı olsa gerek. Victoria ve Lilly rollerindeki Megan Charpentier ile Isabelle Nélisse’in katkıları yadsınamaz nitelikte.

Mama, finaldeki hayal kırıklığına rağmen korku sineması hayranlarına rahatlıkla tavsiye edebileceğim bir film. İntikamcı hayalet filmlerinden hoşlanıyorsanız, tercihinizi Mama’dan yana kullanabilirsiniz.

Murat Kızılca

blank

Murat Kızılca

1971 İstanbul doğumlu. Aylık online sinema dergisi CineDergi ve aylık kültür sanat dergisi kargamecmua için sinema yazıları kaleme alıyor. 2008 yılından beri katkı sağladığı Öteki Sinema’da bir yandan da editörlük görevini sürdürüyor.

2 Comments Leave a Reply

  1. iyi güzel ama sonunu niye söylüyorsunuz? biz keşfetseydik sonunda acınası hale geldiğini o hayaletin? olmaz mıydı? keşke bakmasaydım buraya. ders oldu bana =(

  2. Sonunu söylemek mi? Yazıyı tekrar tekrar okudum da final ile ilgili en ufacık bir detayı bile açık etmiyor. Şaşırdım bu yoruma…

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

I Am Not a Serial Killer (2016)

I Am Not a Serial Killer (Ben Seri Katil Değilim),
blank

Phantasm (1979)

Son derece kendine mahsus, garip ve sürreal bir korku sineması