Daha önce “Öteki Yeşilçam” bölümü için yaptığım kritiklerden biri olan Lanetli Kadınlar filminde 1986 yapımı Manyak adlı filmi aradığımı belirtmiştim. İşte bu çağrı Öteki Sinema dostları tarafından karşılıksız bırakılmadı ve  film Selahattin adında Yeşilçam meraklısı bir takipçimiz tarafından büyük bir emekle tarafıma ulaştırıldı. Selahattin Bey filmi bulmak bir yana,  epey yıpranmış bir betamax video kasedinden Öteki Sinema için dijital ortama aktardı ve indirmemiz için bize gerekli linkleri verdi. Kendisine çıkarsız paylaşımı için çok teşekkür ediyoruz. Darısı internette Türk filmleri ile ilgili ciddi arşive sahip olup da paylaşmak konusunda pek hevesli olmayanların başına…

1986 mamülü 16mm Manyak’ı renkleri tamamen uçmuş, Betamax’ın tüm zaaflarını taşıyan bu kopyasından izlerken öncelikle belirtmeliyim ki aradığım film aslında bu değilmiş! Benim aradığım ve isminin yine Manyak ya da Sapık olduğunu düşündüğüm film, yüzü yaralı bir adamın bir aileyi ve özellikle çocuklarını terörize etmesini konu alıyordu ve sanırım zamanında videoda epey tuttuğu için bir devamı bile çekilmişti… Yine de yanlış bir film olsa da tesadüfen 80’lerin en kafası karışık ve şaşırtıcı filmlerinden biriyle karşılaşmış oldum diyebilirim. Öteki Sinema, Selahattin Bey’in üstün katkılarıyla iftiharla takdim eder; Manyak!

-23 yıllık, bulunamayan bir filmde spoiler olmaz deyip dibine vuracağım aman dikkat!-

blankMurat (Mehmet Ezici), kendisi ve bir hemşireden (Cihan İncegül) mevcut akıl hastanesinin bahçesindeki bankta kafası takılmış bir şekilde oturmaktadır. (film kafa takılmasına ayrıca hassasiyet gösteriyor!) Yanına gelen hemşirenin yalandan yazılmış bir diyalogda “takma kafana” demesi üzerine murat kafasına takmamaya ama hemşire odasına girdiği vakit ona bir güzel tecavüz etmeye karar verir ve yapar da! Başlarda direnen hemşire “tecavüz kaçınılmazsa zevk almak en iyisidir” düsturundan hareketle ve berbat bir oyunculukla orgazm taklidi yapmaya başlar ve sahne son bulur. Sonrasında hızlı bir şekilde akıl hastanesinden kaçan Murat’ın sırasıyla bir kaç kadına tecavüz edip, onların da aynı şekilde fazla direnmeden zevk alarak Murat’ı hayatlarının erkeği yapmalarını izleriz. Bunlardan ilki Lanetli Kadınlar’da da oynayan Nur İncegül’ün canlandırdığı para karşılığı evinde erkeklerle yatan yaşına ve etine dolgun Harika’dır. Harika’nın işini bitiren Murat pattadanak evinde Kitap okuyan Çiçek’in (Bahar Öztan) odasına dalar ve hemen tecavüz eder… Evet ne hikmetse, Türkiye’de yaşayan tüm kadınlar tecavüz edilmekten çok hoşlanmaktadır!

Film buradan itibaren tuhaf bir şekilde alaturkalaşır. Murat kendisine çilingir sofrası kurdurtur, Çiçek cariyeler gibi danseder ve sahilde el ele romantik gezmeler yaparlar!!! Tabi Murat bu hiç rahat durur mu? bu sefer de sahilde denize ve dalgalara karşı düşünen manken Eda’nın (Selma Cenk) kanına girer… Önce usulca yaklaşıp anlamsız hareketlerle Alfa Romeo marka arabanın kaputunu yalar, kravatıyla camını siler sonra da kendisini Ralli yarışcısı olarak tanıtıp Eda’ya tecavüz eder ve bilin bakalım ne olur? Evet Eda’da tecavüze bayılmaktadır ve o da Murat’a körkütük aşık olur. Çiçek bunu hazmedemez tabi… Kadınlar kendi aralarında Murat için tartışırlar. Bu arada Çiçek’in Cengiz adında (Mesut engin)  başka bir sevgilisi daha vardır ve Murat, Çiçek tam ondan ayrılmak üzereyken ikisini evde basar ve öldürür! Sonra Eda’yı da alıp arabayla bilinmeze kaçarken bir çocuk ezer ve o anda film seyirciye sağlam bir çelme takar…

Meğer bunların hepsi rüya imiş! Murat aslında hep akıl hastanesindedir ve daha önce karşımıza çıkan tüm karakterler yakınlarıdır. Çiçek gerçek hayatta eşidir, Harika baldızı, Eda ise aile dostlarıdır ve Cengiz’de Eda’nın nişanlısıdır. Çiçek orada itiraf eder ki istemeden de olsa aslında Murat’ı onlar delirtmiştir. İşte Saykodelik bir gerilim gibi başlayan ve 70’ler seks furyası özentisi gibi devam eden filmimiz buradan itibaren sosyal bir taşlamaya dönüşür. Murat evine bağlı mazbut bir erkekken uçarı ve gösteriş meraklısı karısının ve kafasını feministliğe takmış baldızının kurbanı olmuştur. Bu insanlar Murat’ı iyice zorlayarak, aldatarak ve umursamayarak delirtmişlerdir. Murat’ın bu acıklı öyküsünü de bir 20 dakika izledikten sonra film ilahi adalet numaralarını sergilemeye başlıyor ve vicdanında yenik düşen Çiçek’de  delirip aynı hastaneye yatarak cezasını çekiyor!

blank

Okuduğunuz üzere filmi seyretmenize gerek bırakmayacak bir şekilde yazdım, çünkü ben yandım, siz yanmayın istedim. Gerçi biz yazdıktan sonra okurlar filmleri daha çok merak ediyorlar orası da bir gerçek… Filmimiz video için çekilmiş, özensiz, tutarsız, senaryo ve devamlılık hatalarıyla dolu önemsiz bir yapım olmakla birlikte 80’lerin video ortamı duygusu için epey iyi bir deneyim vaadediyor. Film tamamen ticari bir yapım olmakla birlikte yönetmen-senarist ve başrol oyuncusu mehmet Ezici’nin muhafazakar ve testosteron yüklü fikirlerini saçmasını sağlama amacını da güdüyor ki aslında tehlikeli fikirler bunlar. Şu filmi 80’lerde seyredip de nasıl olsa zevk alacak diye birkaç kişiye tecavüz etmiş tipler var mıdır acaba diye düşünmeden edemedim.

Mehmet Ezici’den bahsetmişken, yeteneksiz ama ilginç bir yönetmen olduğunun da altını çizmem gerekir. Ezici’nin 2006 yılında çektiği ama kopyasını çıkartacak para bulamadığı için gösterim şansı bulamayan (VCD’de çıkmış olabilir emin değilim) O Benim Karımdı adlı bir filmi var. Kendisini epey ciddi bir yönetmen olarak tanımlayan Ezici’ye göre biraz Atıf Yılmaz, biraz da Metin Erksan’ın etkisiyle daha sanatsal, sosyal içerikli filmler yapmaya karar vermiş. Konularını da çoğunlukla kadın erkek ilişkileri ve cinsel açlık gibi temalardan seçmiş. Sonra kameranın arkasına geçmiş ve “motor demiş”. Feminizm eleştirisi yaptığı Manyak, insanların suç işlemeye mecbur kalmalarını ele aldığı İki Günlük Hürriyet ve kendi ifadesiyle “aşkı arayan ama aşkı gerçek insanlarda bulamayan, bu nedenle bir şişme kadına âşık olan ve cinsel açlık çeken genç bir adamın hikâyesini” anlattığı O Benim Karımdı, bu serinin en önemli filmleriymiş! Ezici daha da coşarak  “Bu film, Metin Erksan’ın Sevmek Zamanı filmine selam duran bir kara mizah ve bu ülke için bir tür başyapıt” diyor. (Milliyet Gazetesine verdiği 2006 Eylül tarihli röportajdan)

80’lerin video çöplerini çok seviyorum ve bir şekilde karşıma çıktıkça izlemeden duramıyorum. Bu arada filmin yerli indeks sitelerindeki hali yanlış bilgiler içeriyor. Sinematürk veritabanında ve diğer sitelerde de belirtilmesine rağmen bu filmde kesinlikle Kazım Kartal oynamıyor ve ayrıca yapımcı bilgisi de eksik…  Video için çekilen bir film olduğundan dolayı sadece Başaran film değil Varlık Film’in de  adı olacak.

Yahşi Batı’nın basın gösterimine çağrılmayan ve gidemeyen bir blogcu olarak kendime verdiğim sözü tutuyor ve popüler sinemanın zehirini çitileyeceğim yeni bir eski ve küflü filmler yazısında buluşuncaya dek hoşcakalın diyorum. Pazar Magazin kapanışı gibi oldu ama idare ediverin. :)

blank

Murat Tolga Şen

Murat Tolga Şen, sinema eleştirmeni, senarist ve oyuncudur. Öteki Sinema'nın kurucusudur ve OFCS (Online Film Critics Society) üyesidir. 2012-2023 yılları arasında Medyaradar sitesinde TV sektörüne dair eleştiriler kaleme almış, 2014-2016 sezonunda Okan Bayülgen’in Dada Dandinista adlı programının yazı grubunu yönetmiştir. Ayrıca 2017-2019 yılları arasında Antalya Sinema Derneği’nin danışmanlığını yapmış ve 2014-2023 yılları arasında Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası’nda oyunculuk yapmıştır. Şen, "Bir Notanın Hikayesi" adlı belgeselin senaryo yazarı ve "Bir İz - Madımak" belgeselinin danışmanıdır. Yazılarına Beyazperde ve Öteki Sinema'da devam etmektedir.

22 Comments Leave a Reply

  1. EVet, kesinlikle iştah açıcı bir yazı. Elinize sağlık. “Başyapıt” olsun, böyle olsun.

  2. kanal1 in O Benim Karımdı filmi için Mehmet Ezici ile yaptıgı röportajı ve filmden bazı karaleri izleyebilirsiniz.

  3. Bende sizinle aynı fikirdeydim film konusunda.Bahsettiğiniz manyak (sapık) yada her ne ise Trt ekranlarında izleyip unutamadığım bir yapımdı .Neyse aradan bunuda öğrendik.Bu arada paylaşım için selehattin arkadaşımıza sonsuz teşekkürler..

  4. “O benim karımdı” filmi vizyona girseydi keşke. aslında ana fikir çok iyi. film iyi bir şekilde çekilmemiş olabilir. ama fikir çok parlak. aslında bu tür fikirlere destek olması gerekiyor yapımcıların. şu anda türk sinemasında oynayan filmlere göre çok daha orjinal bir fikri var filmin.

  5. Hakikaten saykedelikmis!

    O Benim Karimdi da ilgince benziyor. 2007 tarihli, benzer bir senaryoya sahip Lars and the Real Girl’den once cekilmis olmasi da dikkat cekici :)

  6. Peki bu ‘Manyak’i bizim gorme sansimiz olacak mi?

    Her ne kadar okudugumuz inanilmaz gelsede kulaga, birde gorebilsek.

  7. Birde tabiki eger aradiginiz ‘Manyak’i da bulursaniz , onun hakkinda da detayli bilgi almak cok hos ve guzel olur bizim icin.

  8. Merhaba..

    Bu filmi nasıl temin edebiliriz acaba?
    Link göndermeniz mümkün mü?

  9. Arkadaşlar yanlış anlamayın beni ama bir öteki sinema sever olarak burada tanıtılan filmler bizim ufkumuzu açtığından olsa gerek insan merakda kalıyor nereden buluruz diye soruyorlar doğal olarak arasıra eğer filmin telifinde problem yoksa Murat abimiz (Öteki yol göstericimiz..) bir kısım linklerini veriyor .Verdikten sonrada sitede bir acayip kitle beliriyor..

    Benim ricam bir sinema kolleksiyoncusu olarak (nacizane) hiç bir çıkar ve amaç gütmeden ve Öteki sinemayı bu işin dışında tutarak elimden geldiğince sorularınıza cevap vermektir.Uygun görürseniz bir tık uzağınızdayım.Kusurum varsa affola.Ama lütfen site yöneticileri vs. çıkar gözetenler rahatsız etmesin…Sitede mailim kayıtlıdır.Admin uygun görürse verebilir….
    Saygılar…

  10. sevgili karagöz öncelikle böyle bir işe girişmekle risk aldığını belirtmek isterim.(neden böyle bir şey yapma gereği duydun bunu da merak ettim) ayrıca sitede yer alan filmlerin internette kolayca bulunamayan filmler olduğunu düşünmüyorum (bir kaç istisna dışına) rapidshare “filmin adı” yazarak bir çok filme ulaşmak mümkün. ayrıca yine bir çok filmi web üzerinden izlemekte mümkün ki murat abi “youtube’dan film kültlemek” yazısında da bunun bir örneğini verdi. bizlerin amacı filmlerin insanlara internetten nasıl indirileceğini göstermek değil. (senin vasıtanla da buna aracıda olmayacağımızı düşünüyorum)izlediğimiz filmleri insanlarla paylaşmak.

    aşağıda linklerini verdiğim sitelerde bir çok b ve trash filme ulaşmak mümkün. belli bir ücret karşılığı yasal olarakta indirebilirsiniz. yine yukarıda da belirttiğim gibi buradaki filmleri internetten aratıp indirmekte mümkün. önemli olan nasıl arayacağını bilmek. (son cümlelerde bile sanki filmi indirmek için yol göstermişim gibi oldu :)murat abi uygun görmessen silebilirsin.)

    badmovies.org
    somethingweird.com

  11. Yazdıklarına katılıyorum Tolga fakat anladığını zannetmiyorum.Zira amacım siteyi köprü gibi kullanmak derken yanlışta olduğunu ve risk almak derkende kişisel bir sorumluktan bahsettiğini anlıyorum .Bende zaten bu link vs. olaylarından siteyi gezerken rahatsız olduğum için öyle dayanamayıp yazdım.Bu arada senin sitenide takip ediyor ve doğru yolda olduğunu siteni bir an önce ingilizce versiyonunu hazırlamanıda merakla bekliyorum.Herkese bol linkli rapidshareli günler dilerim..Saygılarımla..

  12. teşekkkürler karagöz. türkçesini bile hazırlarken okadar az vakit bulabiliyorum ki. umarım bir gün hazırlayabilirim.

  13. merhaba. manyak filmini bende çok merak ediyorum. acaba nasıl elde edebilirim yardımcı olabilirmisiniz. şimdiden teşekkürler :)

  14. Yukarıdaki videoda bahsi geçen Obenim Karım’dı filmi akla 2007 tarihli Lars amd the Real Girl’i getiriyor. Hikayeler bu kadar mı benzer birbirine… Pes…

  15. Sevgili murat tolga şen sizin aradığınız filmin adı kuşatma 1986 devamıda kuşatma 2 şok 1987 yapımı.

  16. Kusatma (Bulut Aras’ın oynadığı) Youtube’da vardı ama link kaldırılmış. Elinde olan varsa upload sitelerine veya Youtube’a yükleyip linkini yazarsa çok sevinirim.

  17. Kuşatma’yı biz eklemiştik ancak telif hakkı sebebiyle kaldırıldı. Yakında Öteki Sinema Daily Motion kanalımıza yükleyeceğiz.

  18. Aslında “O Benim Karımdı” 2006 yapımı film İlyas Salman’ın başrolde olduğu 1995 yapımı Kanal 6 için yapılan “Naylon Karı” filmin kopyasıdır. Filmi Youtube’a yuklemiştim, bakabilirsiniz.. Ve çok güzel anlatmışsınız, teşekkür ederim. :)

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Le Village des Ombres (2011)

Kökeni 1800'lerin sonuna kadar uzanan bir lanet öyküsünü beyazperdeye taşıyan
blank

Lamberto Bava Sunar: Brivido giallo

Brivido giallo serisi, Lamberto Bava'nın elindeki eksik malzemeyle “izlenebilir”in ötesinde