Keman ve zillerin iç içe çırpınışlarıyla kibrit alev alır ve dinamit kablosu kıvılcımlar saçarak hızla tutuşur. Aynı anda da görkemli vuruşlarla heyecan verici, dinamik bir müzik başlar. Az sonra izleyeceğimiz macerayı daha görmeden içimiz enerjiyle dolar. Lalo Schifrin’in Mission Impossible tema müziği, ait olduğu dizi filmin imzası olmayı başarmış, 50 yıl sonra bile etkisinden bir şey yitirmemiş ve klasik konumuna ulaşmış bir eser.
Mission: Impossible (1966-1973)
Her bölümün başında çakan bir kibrit ve akan görüntüler önünde hızla ilerleyen bir alevle başlayan Mission Impossible dizisi, giriş müziğinin olağanüstü etkisiyle casusluk dünyasının heyecanlı, tehlikeli, entrikalarla dolu dünyasına götürüyordu izleyicileri. Özellikle 60’lı yıllar casusların zamanıydı. Soğuk Savaş onların eylemleri üzerinden ilerliyordu. Uzay yarışında iki tarafın birbirinden bilgi sızdırma çalışmaları son hızla devam ediyordu. Sinema da bundan sonuna kadar yaralanmaktaydı. Dünyanın en popüler casus karakteri James Bond 60’lı yıllarda sinemaya uyarlanmaya başlamıştı. I Spy ve The Man From U.N.C.L.E popüler dizi filmlerdi ve daha onlarcası yapılmaya devam ediyordu. Lalo Schifrin’le 2000 yılında yapılan bir röportajda (Soundtrack Magazine, vol.19) kendisinin daha pek çok casus dizisi pilot bölümleri için müzikler yaptığını ama o dönemde yapılan bu dizilerden gün yüzü görenlerin oranının 10’da 1 olduğunu söyler. Mission Impossible da bu dönemde yayına girerek en çok izlenen yapımlardan olmayı başardı ve 7 sezon boyunca devam etti.
Mission Impossible’ı en sevilen dizilerden biri yapan öğeler; kullandığı zamanının ötesinde teknolojiler, şaşırtmacalar ve iyi planlanmış görevlerde doğru kişilerden oluşan ekip çalışmasının tüm “imkansız” görevlere ve koşullara rağmen başarılı olmasıydı. Dizinin anlatımını çok iyi kavrayıp yansıtmış olan müziklerinin katkısı ise tartışılmazdı. Efsane olmuş giriş müziği dışında caz ağırlıklı temalarla gerilim unsurları yaratıyor, 60’lı yılların müziğini yansıtmanın yanında macera dizileri için yeni sayılabilecek bir müzik anlayışı barındırıyordu. 1967 yılında yayınlanan albümünde yer alan bir başka ana tema “The Plot” (Komplo) askeri trampet vuruşlarıyla başlayıp bir harekat müziği izlenimi verirken aniden Latin caz ezgileri duyulmaya başlanır. Diziyi izlerken olaylar esnasında dikkati elden bıraktırmayan, adı “komplo” olan bir müziği, diziden bağımsız dinlediğinizde kalkıp dans etmeye bile başlayabilirsiniz.
Mission Impossible dizi film müzikleri, Dirty Harry, Bullit, Enter the Dragon, Starsky & Hutch’ın da içinde olduğu 100’e yakın film ve dizinin müziklerini bestelemiş olan Lalo Schifrin’in en iyi çalışmalarından biridir.
Mission: Impossible (1996)
Diziden 30 yıl sonra Mission Impossible, Tom Cruise’un eline geldi. Cruise dizideki karakterlerden birini değil de sonradan yaratılmış Ethan Hunt karakterini canlandırıyordu. Brian De Palma’nın özenli yönetimiyle baştan sona duraksız izlenebilen film, bir casusluk filmine yaraşır karmaşıklıkta şaşırtmacalarla dolu ve hiç silahlı çatışma içermeyen bir senaryoya sahipti.
Akira Kurosawa’nın Ran filminde Hidetora Ichimonji oğullarına nasihat verirken üç okun birlikte olunca kırılamayacağını söyler, beraberce hareket ederlerse kimsenin onları alt edemeyeceğini belirtir. Ama Hidetora’nın fark etmediği, okların çürük olması durumunda birlikteliğin bir işe yaramayacağıdır. Mission Impossible filminde de Ethan Hunt, ekibindeki çürükler yüzünden tek başına kalır. Bir Mission Impossible filminde ekibin türlü tehlikeler atlattıktan sonra imkansızı başarmaları beklenir ama film seyircileri ters köşeye yatırarak başta onları başarısız kılar ve ekibin nerdeyse tümü ölür. Mission Impossible ekibinin filmin başında yok edilmesi, eski diziye bir vedadır ve onun küllerinden sinemada yeni bir dizi doğmaktadır. Dizi boyunca “Eğer kabul edersen…” diye başlayan görev taleplerini hep kabul etmiş olan Jim bu filmde bir hain olarak gösterilir ve sonda Ethan tarafından öldürülür. En sondaki sahnede eskiden hep Jim’e gelen görev bilgisi bu sefer Ethan Hunt’a gelir. Böylece Ethan Hunt ekibin başındaki babayı ortadan kaldırarak yeni ekip başı olur.
Neyse ki karakterlerde yapılan değişiklik müziklere yansımadı. Lalo Schifrin’in temasını kullanmamak zaten düşünülemezdi. Danny Elfman filmin müziklerini Schifrin’in “The Plot” teması üzerine kurdu. Trampetlerin öne çıktığı vurmalılar ve flüt ağırlıklı “Sleeping Beauty” ile açılan albüm, alttan alttan insanı diken üstünde tutan tınılarla doludur. Bu müzikler kime güvenileceğinin bilinemediği ve her şeyden kuşku duyulan bir paranoya ve gerilim durumunu çok iyi yansıtır. Özellikle, uğranılan ihanetlerin kabusunu, gerçeğin gerçek olup olmadığı üzerine düşülen bocalama ve belirsizliği yansıtan vokallerin başrolde olduğu “Betrayal” çok etkilidir.
Filmin şarkı albümü ise muhteşem parçalardan oluşuyordu. Son jenerikte çalan U2’dan Larry Mullen ve Adam Clayton’un yorumladığı Mission Imposible teması, Massive Attack, Cranberries, Björk, Skunk Anansie, Pulp, Salt, Gavin Friday, Cast gibi grup ve şarkıcıların en güzel parçalarından bazılarını barındıran soundtrack her daim dinlenebilir bir albümdür. Albümdeki parçalar arasına Danny Elfman’ın müziklerinden bir kaçı da serpiştirilmişti ama Danny Elfman müzikleri ve Cranberries’in “Dreams”i dışındaki hiçbir parça filmde kullanılmamıştır. Filmin genel havasını yansıtan müziklerin toplandığı bir albüm olarak görülebilir. Ama zaten bunun pek de önemi yoktur; bu toplama, içerdiği sanatçı ve şarkılarla 90’lı yılların en güzel soundtrack albümlerinden biri sayılır.
Mission: Impossible 2 (2000)
İlk filmin aksiyonu da az değildi, özellikle finaldeki hızlı tren sahnesi sınırları zorlayacak nitelikteydi. İkinci filmde bu doz artırıldı ve tamamen bir aksiyon filmine dönüştürüldü. Filmin yönetmeni de bazı klasik aksiyonlar çekmiş olan John Woo’ydu. John Woo hiç Mission Impossible geleneğine aldırmadan filmi kendi güvercin, yavaş çekimli aksiyon sahneleri, Yunan mitolojisi ve kumsalda iyi ve kötünün karşılaşması gibi takıntılarını da uyguladığı bir film yaptı. Film bir casusluk filminden çok Ethan Hunt ve rakibi Sean Ambrose’un aşık oldukları aynı kadın uğruna savaşımlarına dönüşmüştü. Ethan Hunt da iki elindeki tabancalarıyla taklalar atarken ateş eden ve sürekli Uzakdoğu dövüş sanatlarını kullanarak dövüşen biri haline gelmişti.
İkinci filmin müziklerini ise aynı yıl Gladiator filminin müzikleriyle zirveye oturmuş olan Hans Zimmer hazırladı. Film aksiyona dönüşünce müzikler de o yöne evrilmişti. Hans Zimmer elektro gitar ve bateriyi konuşturduğu, Lisa Gerard’ın vokallerinden yararlandığı bir müzik hazırladı. Filmin romantik havası klasik gitarlı İspanyol müziklerinde ve Zimmer’ın The Rock’taki (1996) tarzı devam ettirdiği blues ezgilerdeydi. Filmin ana teması ise elektro gitar ve vurmalılarla daha da sert ve görkemli hale getirilmişti. Melodik açıdan zevkle dinlenen Zimmer’in müzikleri genel olarak bakıldığında ise Mission Impossible geleneğini taşımakta yetersiz kalır. Tabi buna neden, filmin de öyle olmasıdır. Filmde casus filmlerine özgü tedirginlik içeren, diken üstünde durmalık bir durum olmadığından müziklerde de bunların izlerini bulmak imkansızdır. Bununla birlikte filmden bağımsız düşünüldüğünde Hans Zimmer’in çalışması tüm filmler içinde müzikleri en hoşa gidecek, günün her saati dinlenebilecek müzikler içerir. İspanyol ezgileri barındıran “Nyah”, Schifrin’in temasını kullanan rock ağırlıklı parçalar “Injection”, “Bare Island” ve “The Bait” ve Zap Mama’nın “Iko Iko” yorumu anmaya değer.
Aksiyon havası şarkıların toplandığı albümde de görülür. Limp Bizkit, Rob Zombie, The Pimps, Chris Cornell gibi isimlerin olduğu albümdeki şarkılar yine filmde duyulmayan parçalardan oluşuyordu. “Take A Look Around” ve Diffuser’ın “Karma”sı dışındaki tüm şarkılar filmde olmayıp genel havayı yansıtma amacını taşır. Josh Abrahams’ın albümün yalnızca bazı ülkelerdeki versiyonlarında bulunan muhteşem Mission Impossible teması yorumu da buna dahildir. Filmin bitiş jeneriğinde duyulan şarkı ise Metallica’nın ilk kez bir film için şarkı yapmayı kabul ederek hazırladığı “I Disappear”dır.
Mission: Impossible 3 (2006)
Mission Impossible 3 ikincisinden 6 yıl sonra gösterime girdi. Tavşan Ayağı denen ve filmde ne olduğu belirtilmeyen bir hedefi ele geçirmek için Ethan Hunt ve yeni evlendiği eşi bir kumpasın içine düşürülüyor ve türlü çeşit maceralardan sonra Ethan eşini kurtarmayı başarıyordu. Mission Impossible 3, dört kişilik ajan ekibinin koordineli çalışmasıyla köklerine döndüğü bir bölümdü. Hatta bir önceki film görmezden gelinmiş gibiydi. (2. filmde Ethan Hunt’un yüzünde açılan derin bıçak yarasının izi devam filmlerinde görülmez.) Böylece filmin müzikleri de köklerine döndü. Michael Giacchino, “Mission Impossible Theme” ve hemen ardından gelen yine The Plot’u referans alan “Factory Rescue” ile Danny Elfman’ın müziklerine daha yakın ve ciddi, tedirginlik duygusunu elden bırakmamaya çalışan müzikler hazırladı. “Ethan and Julia” parçasında en net haliyle duyulacağı gibi, bir Mission Impossible filminde ilk kez piyano ağırlıklı müzikler duymak da mümkündür. Genelde orkestral müzikler hem bir casusluk filmine yakışır hem de aksiyonu destekleyen türdendi. Albümün son parçası “Schifrin and Variations” ana temanın en sakin ve en görkemli varyasyonlarını birlikte duyabileceğiniz bir final sunar.
Mission Impossible 3 için önceki filmlerde olduğu gibi ayrıca bir şarkı albümü çıkarılmadı. Hatta filmin sonundaki jenerikte çalan, Kanye West’in film için hazırladığı “Impossible” şarkısı bile soundtrack albümünde yer almaz.
Mission: Impossible – Ghost Protocol (2011)
M:I Ghost Protocol’de, 3. filmdeki karakterlerden Benji’yi ana ekibin bir parçası olarak görürüz. Simon Pegg’in canlandırdığı bu karakterin katkısıyla M:I Ghost Protocol aksiyonun yanında komedi unsurlarının da belirgin olarak gözüktüğü bir bölümdür. Yine duraksız bir macera, yine başarılması imkansız görevler ve yine inanılmaz teknolojik alet edevatlar çokça görülür. Filmin bu seferki kötü adamı, nükleer savaşla evrimin hızlanacağını iddia eden ve buna canını feda edecek kadar kendini adamış bir manyaktır. Dünyayı yok etmeye kalkan kötü karakteri ve çeşitli ülkelere yayılan macerasıyla M:I Ghost Protocol, James Bond filmlerinden biri haline gelmiş gibidir.
Michael Giaccino 3. filmdeki tarzı koruyarak, bu kez öykünün geçtiği ülkelere has müziklerden de yararlandığı bir çalışma yaptı. Moskova sahnelerinde vokallerle açılan “Kremlin With Anticipation” ve Mumbai sahnelerini başlatan “Mood India” ve devamında “Mumbai’s the Word” özellikle öne çıkarlar. Başlangıç jeneriklerinin vazgeçilmezi ana tema bu filmde, “Light the Fuse” adıyla en uzun haliyle, yaylıların ve nefeslilerin önderliğindeki farklı bir versiyonuyla duyulur. “In Russia, Phone Dials You” adlı parça ise 60’lı yıllardaki diziden fırlamış gibidir.
Mission: Impossible – Rogue Nation (2015)
Serinin son filmi M:I Rogue Nation, önceki filmlerde de sık sık kullanılan IMF’in yasallığı, kurum içindeki köstebekler ve kahramanların kendilerini aklamaya çalışması temasını kullanır. Ethan Hunt ve ekibi Syndicate adı verilen bir organizasyonun peşindeyken yine yalnız bırakılır. Mucize beklenmediği sürece önceki bölümleri gibi heyecanlı bir macera sunan filmin müziklerini bu kez Tom Cruise’un Jack Reacher filminde de çalışan Joe Kraemer hazırladı. M:I teması albümün ilk parçası “The A400”de ve son parça “Final and Curtain Call”da orkestranın güçlü yaylı ve üflemeli çalgıları önderliğinde çalınır ve bu çalgılar tüm filmdeki müziklerin ana enstrümanlarıdır. Joe Kraemer’in müzikleri, önceki filmlerin bestecileri Danny Elfman, Hans Zimmer, Michael Giacchino düzeyinde özgünlük barındırmasa da oldukça yetkin parçalardan oluşur. Albümünde yer almayan ama filmin en iyi bölümlerinden biri olan opera sekansında duyulan Giacomo Puccini’nin Turandot’undan bölümlerin, kurgunun tansiyonuna katkısı da tartışılmaz.
Mission Impossible teması 5 film boyunca günümüzün en iyi bestecileri tarafından yorumlandı. Her biri kendi içinde farklı ve başarılı çalışmalardı fakat Danny Elfman’ın tecrübesini konuşturduğu ilk filmdeki versiyon dışında hiçbiri Lalo Schifrin’in hazırladığı müzikteki sadeliğin gücüne ulaşamaz. Tüm versiyonlar arka arkaya dinlendiğinde, Schifrin’in müziğinin her besteci tarafından daha etkili ve daha görkemli hale getirildiği görülür ama 1966 yılından çıkıp gelen özgün müziğin sihirli etkisi halen erişilmez konumdadır. Mission Impossible teması, birkaç notadan oluşan kısa bir müzik parçasının ne mucizeler yaratabileceğini gösteren en iyi örneklerden biridir.
Öteki Sinema için yazan: Murat Kirisci