Nisan Ayını Hayaletler, Yaratıklar Bastı!

16 Nisan 2018

Nisan ayında birer hafta arayla dört yabancı korku filmi gösterime giriyor. Genelde ABD yapımı korku filmlerinin ağırlıkta olduğu vizyon senelerine alışığız ancak bu aya, farklı ülkelerden gelen korkularla tam bir kardeşlik havası hâkim. Önce filmlere bir bakalım: Vizyon tarihi sırasıyla İspanya yapımı Marrowbone / Karanlık Sır (2017) 6 Nisan’da, ABD yapımı A Quiet Place / Sessiz Bir Yer (2018) 13 Nisan’da, Avustralya/ABD ortak yapımı Winchester (2018) 20 Nisan’da ve İrlanda yapımı The Lodgers / Lanetli Konak (2017) ise 27 Nisan’da gösterime girecek.

Marrowbone / Karanlık Sır (2017)

blank

İspanyol korku sineması (ya da belki biraz abartarak hayalet filmleri) denince akla gelen ilk filmlerden biri olan The Orphanage (Yetimhane, 2007) ülkemizde de çok sevilmişti. Filmin senaristi Sergio G. Sanchez, daha çok senaryoları ile biliniyor ama 2000’li yılların başında birkaç kısa film ile 2008 yılında bir TV filmi yönetmişti. Marrowbone ise İspanyol sinemacının yazıp yönettiği ilk uzun metrajlı sinema filmi. Amerika pazarı düşünülerek İngilizce çekilen filmin oyuncu kadrosunda çok ünlü olmasalar da İngiliz ve Amerikan sinemasından tanıdık simalar yer alıyor. Kocasını geride bırakıp dört çocuğunu yanına alan Rose, geçmişindeki sır nedeniyle İngiltere’den ABD’ye -ailesinden kalma çok katlı köhne eve- göç etmek zorunda kalır. Kasabanın bir hayli uzağında kalan evde izole bir hayat süren aile, Rose’un ölümüyle birçok sorunla yüzleşmek zorunda kalır. 21 yaşındaki Jack, 19 yaşındaki Jane, 18 yaşındaki Billy ve 5 yaşındaki Sam, ebeveynleri olmadan hayatta kalmaya çalışırlarken bir yandan da eve musallat olduğunu düşündükleri hayalet benzeri kötücül varlıktan sakınmaya uğraşırlar. Dünya prömiyerini Eylül 2017’de Toronto Film Festivali’nde yapan Marrowbone, eleştirmenlerden geçer not almayı başaramadı ama The Orphanage hatırına Sanchez’in ilk yönetmenlik denemesini merak etmemek elde değil.

A Quiet Place / Sessiz Bir Yer (2018)

blank

John Krasinski, 2005-2013 yılları arasında NBC kanalında gösterilen, iki yüze yakın bölümüyle birçoklarının gönlünde taht kuran televizyon dizisi The Office’deki Jim Halpert rolü ile tanındı. (Bu arada İngiliz yapımı orijinal The Office’e ve başroldeki Ricky Gervais’e bir selam çakmadan geçmeyelim.) Daha çok komedi filmleriyle bilinen Krasinski, yönetmen olarak üçüncü filminde korku türüne el atmış ve senaryoyu da Bryan Woods ve Scott Beck ile beraber yazmış. Başrolde de yine kendisi ve gerçek hayattaki karısı Emily Blunt var. Sesle avını bulan gizemli yaratıkların hüküm sürdüğü post apokaliptik bir dünyada geçen filmde, yaşamlarını sessiz bir şekilde sürdürmek zorunda kalan bir ailenin başından geçenler anlatılıyor. Dünya prömiyerini 9 Mart 2018’de South by Southwest (SXSW) Film Festivali’nde yapan A Quiet Place, hem seyirciyi hem de eleştirmenleri tavlamayı başardı. Her günümüzü dolduran iğrenç şehir gürültüsü içinde debelenen biz fanilere neredeyse diyalogsuz olduğu söylenen sessiz bir film muhakkak ki iyi gelecektir.

Winchester (2018)

blank

Michael ve Peter Spierig kardeşlerin filmografisine baktığımızda sırasıyla Undead (2003), Daybreakers (2009), Predestination (2014) ve Jigsaw (2017) gibi tür filmleriyle karşılaşıyoruz ki elimizdekinin daldan dala konan, belki rüzgâra göre hareket eden, inişli çıkışlı bir kariyer grafiği olduğu söylenebilir. Spierig kardeşlerin beşinci filmi Winchester da geleneği bozmuyor aslında. Meşhur Winchester tüfeklerinin eksantrik varisi Sarah Winchester, atalarının ürettiği tüfeklerle öldürülenlerin ruhlarının kendisine musallat olduğuna inanmaktadır. California’da, yıllardır devam eden inşaatlarla gittikçe büyüyen ve yüzlerce odası bulunan devasa bir konakta oturan yaşlı kadın, intikamcı ruhlardan kurtulmanın yolunu aramaktadır. Filmin merkezine yerleşen konak, gerçekten de San Jose, California’da var. 1884 yılında inşa edilen konağa ruhların musallat olduğu o tarihten beri söylenmekte. Sarah Winchester’ın öldüğü tarih olan 1922 yılına kadar konağı genişletmeye devam etmesi de filmde kullanılan gerçek detaylardan bir diğeri. Bugün Winchester Mystery House olarak bilinen konak, California’nın tarihi kent simgelerinden biri olarak kabul ediliyor ve turistlerin yoğun ilgisini çekiyor. Ocak 2018’in sonundan itibaren dünyanın çeşitli ülkelerinde gösterime giren film ise eleştirmenlerden bir hayli kırık not almasına rağmen üç buçuk milyon dolarlık bütçesini (Mart 2018 sonu itibarıyla) ona katlamayı başararak yaklaşık 35 milyon dolar gişe hasılatı yaptı.

The Lodgers / Lanetli Konak (2017)

blank

İlk filmi Let Us Prey (2014) ile fena bir kariyer başlangıcı yapmayan İrlandalı yönetmen Brian O’Malley’nin yeni filmi The Lodgers, 1920’li yılların İrlanda kırsalında geçiyor. Rachel ve Edward isimli öksüz ikiz kardeşler, aileden kalma bir köşkte tek başlarına kalmaktadırlar. Kötücül bir varlığın himayesinde yaşadıklarına inanan ikizlerin ne olursa olsun uymaları gereken üç katı kural vardır: Gece yarısından önce mutlaka yatağa yatmak zorundadırlar, yabancı birinin kapının eşiğinden içeri girmesi kesinlikle yasaktır ve içlerinden biri kaçmaya kalkarsa diğerinin hayatı tehlikeye girecektir. Edward evden dışarı hiç çıkmazken, Rachel gündüz saatlerinde alışveriş için yakındaki köye gidip gelmektedir. Köyde yaşayan savaş gazisi Sean, arada köye gelen gizemli kıza âşık olunca işler karışır. Dünya prömiyerini Eylül 2017’de Toronto Film Festivali’nde yapan The Lodgers, eleştirmenlerden iyisiyle kötüsüyle karışık yorumlar aldı ve genelde ıskalanmış bir iş olarak işaret edildi. Yine de gotik korkuları özleyenler için iyi bir alternatif olma ihtimali var.

Murat Kızılca

blank

Not: Daha önce CineDergi Nisan 2018 sayısında yayınlanmıştır.

blank

Murat Kızılca

1971 İstanbul doğumlu. Aylık online sinema dergisi CineDergi ve aylık kültür sanat dergisi kargamecmua için sinema yazıları kaleme alıyor. 2008 yılından beri katkı sağladığı Öteki Sinema’da bir yandan da editörlük görevini sürdürüyor.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Kısa Filmciler Ülke Sinemasının Geleceğidir!

Murat tolga Şen, kısa film ve belgeselleri Altın Portakal'dan dışlayan
blank

Azerileri Dövmek ‘Beyaz Türk’ Dövmeye Benzemez İvedik!

Azerileri milletçe çok severiz. Ancak bu noktada, şu soruyu sormak