Bir tuhaf çocuk Odd Thomas, kendi ağzından söylediği gibi; meşhur biri değil, meşhur birinin çocuğu da değil, meşhur biriyle de hiç evlenmedi, tacize de uğramadı ya da böbreğini de vermedi. Onun sıra dışı bir yaşamı var. O ölüleri görebiliyor, geleceği de… Ölülere yardım ederken gelecekte meydana gelebilecek felaketi de engellemeye çalışıyor. Bir tuhaf çocuk Odd Thomas. Onun dünyası çok karışık ama bir o kadar da heyecan dolu.
Öteki Sinema için yazan: Egemen Tokatlıoğlu
Amerikan yazar Dean Koontz’un 2003 yılında çıkardığı best-seller kitaptan uyarlanan film, korku-komedi türünde oldukça eğlenceli bir yapım. Film bir cafede aşçı olarak çalışan genç Odd Thomas’ın (Anton Yelchin) ölülerle olan bu ilişkisi etrafında gelişiyor. Odd Thomas’ın kendisini tanıttığı sekansla başlayan film daha ilk dakikalarında eğlencenin sinyallerini veriyor. Kendisinin bu özellikleri yüzünden çevresi tarafından ‘tuhaf’ olarak algılandığının farkında.
Aslında bunu kafasına takmıyor. Annesinin ‘Odd’ ismini yanlışlıkla verdiğini aslında isminin Todd olacağını söylüyor ancak ‘Odd’un hayatı ile nasıl örtüştüğünü de kabulleniyor. Annesinin de tuhaf olduğunu ve kafayı sıyırıp hastaneye yatırıldığını, kendisinin de bu tuhaflığı annesinden aldığını mizahi bir şekilde anlatıyor.
Ölülerle iletişim gücü sayesinde pek çok olayı çözen Odd’un bu sırrını da sadece birkaç kişi biliyor. Kız arkadaşının yanı sıra bu sırrı paylaştığı bir diğer kişi de kasabanın polis memurlarından şef Wyatt Porter (Willem Dafoe). Böylelikle Odd ölülerle iletişime geçip olayı çözdüğünde olayda bir ‘tuhaflık’ gözükmemesi için şef Porter kendi usulünce olaya bir süs veriyor. Bu şekilde olay normal yollarla çözülmüş gibi gösteriliyor.
Çoğu zaman ruhlarla konuştuğunda kendi kendine konuşuyormuş gibi göründüğünden çevresi tarafından kaçık bir tip olarak da anılan Odd’un ona destek olan bir de kız arkadaşı var. Odd tüm bu tuhaflıkların arasında ilişki yaşamayı da sürdürüyor, onu anlayan ve seven, sırrını paylaştığı çocukluk aşkı Stormy ile…
Ancak tabii ki bu 6.his olayının da riskleri var. Bunlardan en barizi yine Odd’un görebildiği Bodach isimli varlıklar. Bu varlıkların ortaya çıkması büyük bir tehlikenin yakın olduğu anlamına geliyor. Bu varlıklar görüldüklerini fark ederlerse gören kişiyi de hemen öldürüyorlar. Bu nedenle Odd bu varlıkları görse de görmüyormuş gibi yapmak zorunda kalıyor. Ancak bununla beraber Bodach’ların ortaya çıkması ile sezinlediği tehlikeyi de önceden fark etme fırsatı buluyor.
Tüm bu geleceği görme, ölüleri görme, Bodachları görme arasında Odd komik ve heyecan dolu bir yaşam sürüyor. Bodach’ları yoğun bir şekilde gördüğü bir gün ise ciddi bir tehlikenin geldiğini anlıyor. Toplu ve ciddi bir katliamın önüne geçmek için elinden geleni yapıyor Odd. Çevresi Bodachlar tarafından sarılmış garip bir adamı takip ederek olayın perde arkasını yavaş yavaş ortaya çıkarıyor. Gördüğü rüyalar, psişik güçlerinin etkisi ile Bodach’ların peşinden ayrılmadığı bu adamın olayla ilgisini anlamak için kolları sıvıyor. Stadyumda meydana geleceğini tahmin ettiği bir faciayı ruhlar ve Bodachlar arasında bir şekilde engellemeye çalışıyor. Bu da beraberinde komik ama heyecanlı sahneleri nefis bir şekilde getiriyor.
Pek çok korku filminde ölüleri gören kişilerin gerilim dolu hikayelerine tanık olduk. Bu sefer ölüleri gören adamın daha çok komik hikayesine tanık oluyoruz ve bu da türü sevenler olarak bizleri oldukça keyiflendiriyor. Hem gerilimi yaşatan hem de güldüren bu tip filmlerin son dönem yapılmış en iyi örneği Odd Thomas. Bu tür filmlerde eğer ölçü tutturulamaz ise her iki türün severini de kendisinden soğutabilir. Bu bağlamda gerek kadrosu olsun gerek hikayesi olsun Odd Thomas hedefi tam 12’den vuruyor. Hikaye ilerledikçe bir takım sürprizlerle de bizi keyiflendiren film özellikle finali ile akıllarda kalacağa benziyor. Odd Thomas kafa boşaltmak, hem korkuyu hem komediyi bir arada yaşamak isteyenler için ıskalanmaması gereken fevkalade bir tercih.