Japon sinema endüstrisinin stüdyo sisteminde üretilen erotik filmleri dahi Batılı normlara göre bir hayli şaşırtıcı ürünler içermektedir. Özellikle erotik filmlerin en büyük üreticisi olan Nikkatsu stüdyosunun filmleri. (Nikkatsu stüdyoları ile ilgilide bir yazımı ilerleyen günlerde paylaşağım.)
1960’lı yıllarda Japon sineması bir çıkmaza girmiştir. Samuray filmlerinin gerek iç pazarda gerekse dış pazarda popüleritesini yitirmesiyle birlikte bu dönemde düşük bütçeli B tipi stüdyolar Erotik ve Soft-Porno filmler çevirmeye başlarlar. Bu filmler Pinku eiga (pembe filmler) olarak adlandırılıyorlardı. 1960’lı yıllarda bu filmler sansüre uğramış olsalar da 70’lere geldiğimizde bu tarz filmler artık kabul görmeye başlamışlardı. Özellikle bu dönemde çekilen tecavüz temalı filmler hem Japon piyasasında hem de uluslararası piyasada iş yapmıştır.
Okasu! (1976) da bu dönemde çevrilmiş olan diğer Pinku-Tecavüz filmlerinden gerek konu, gerekse performans açısından ayrılmaktadır. Filmde dram daha ön plandadır. Filmin konusuna gelecek olursak; başroldeki bayan oyuncu Natsuko bir ofiste çalışmaktadır. İçine kapalı kendi halinde yalnız yaşayan birisidir. Ofiste en yakın arkadaşı ise bir seks bağımlısıdır ve patronuyla her fırsatta yatmaktadır. Hatta Natsuko arkadaşı ile patronunu yakalamış ve gizlice izlemiştir. Bir gün iş çıkışı markete uğrar ve Tecavüzcü ile karşılaşır. Tecavüzcü kızı evine kadar takip eder ve asansörde tecavüz eder.
O günden sonra Natsuko’nun davranışları garipleşmiştir. Ofis arkadaşı ondaki bu gariplikleri fark eden ilk kişi olur. Natsuko erkeklere karşı daha davetkar olmuştur. Bir gün patronuyla akşam yemeği sonrası bir aşk oteline giderler ve patronunun zoru ile ilişkiye girerler. Evet Natsuko normal seksten zevk alamamaya başlar. (hatta seksten) Geceleri ıssız ve tekin olmayan yerlerde gezmeye başlar ve bir gece evsiz birinin tecavüzüne uğrar. Onun bu amaçsız gece gezmelerinin Asansördeki Tecavüzcüsünü bulmaya yönelik olduğunu filmin ilerleyen dakikalarında anlıyoruz.
Film sadece tecavüze uğrayan Natsuko’ya da yönelmiyor. Yönetmen Y.Hasebe kısada olsa Asansördeki Tecavüzcü (Keizo Kanie)’yü de bizlere tanıtıyor. Keizo, kamyon şoförüdür aynı zamanda seri bir tecavüzcü ama sadece kendisine karşı koyan kadınlardan hoşlanıyordur. Hatta filmin bir sahnesinde tecavüz ettiği bir kadının kendisine karşı koymamasına sinirlenip kadına tecavüzden vazgeçer.
Tekrar Natsuko’ya dönecek olursak bir gün tesadüf eseri Keizo ile karşılaşır kamyona biner ve ilerlerle Natsuko soyunmaya başlar Keizo ne olduğunu anlamaz kamyonu durdurur tartışmaya başlarlar Keizo bıçağını çıkarır arbede sırasında bıçak Keizo’nun göğsüne saplanır. İşte tam bu sırada filmin flaş sahnesi başlar bu sefer roller değişmiştir Natsuko tecavüz eden Keizo ise tecavüz edilen olmuştur. Natsuko can çekişmekte olan Keizo ile birlikte olur. Orgazma ulaştığı sırada ise Keizo son nefesini vermiştir.
Y.Hasebe’nin bu filmi dönemin pinku filmlerine göre daha sanatsal ve daha dramatiktir. Yine aynı yönetmenin “Assault!Jack the Ripper” ve “Rape!13th Hour” filmleri de bilinen diğer tecavüz konulu filmleridir.