Ev Alma, Komşu Al!

İngiliz sinemacı David Farr’ın yazıp yönettiği The Ones Below’u tek kelimeyle tarif etmek istesem, sanırım “mütevazı”dan daha uygun bir kelime bulamazdım. Gösterişsiz, sade ve iddiasız bir yapım. Peki derdini yeterince anlatabiliyor mu, ona bakalım.

The Ones Below posterJustin (Stephen Campbell Moore) ve Kate (Clemence Poesy), ortadirek olarak isimlendirilen sınıfa mensup bir çifttir. Bir dergide çalışan Justin, vaktinin çoğunu işyerinde geçirmektedir. 10 yıllık evliliklerinde ilk kez hamile kalan Kate ise pek evden dışarı çıkmaya fırsat bulamamaktadır. Kendi içinde hassas bir dengeye sahipmiş gibi görünen sevimli çiftin ilişkisi, uzun zamandır kiracısız kalan alt katlarına bebek bekleyen başka bir çiftin taşınmasıyla başka bir yöne doğru evrilir.

Sinema ve televizyon için yazdığı senaryolarla tanınan (ve tiyatro yönetmenliği de yapan) David Farr’ın ilk uzun metrajlı film yönetmenliği olan The Ones Below, muhteşem bir şekilde başlıyor. İlk yarım saatlik bölümde önce üst katta oturan çifti tanıtıyor, sonra alt kata taşınan Jon (David Morrissey) ve Theresa (Laura Birn) isimli gizemli çifti devreye sokuyor ve yarım saatin sonuna doğru dörtlüyü üst kattaki akşam yemeğinde bir araya getirerek onları biraz daha yakından tanıtmaya, üzerlerindeki gizem perdesini dağıtmaya girişiyor. Ancak kolaylıkla dağılacak gibi görünmeyen gizem perdesi, gecenin sonunda meydana gelen korkunç bir kaza sonrası daha da yoğunlaşıyor ve en başta Kate’in, sonra da izleyicilerin kafasını iyice bulandırmaya çalışıyor. Bu arada başroldeki dört karakterin ilk kez bir araya geldiği yemek sekansının muazzam bir şekilde kotarıldığını belirtmeliyim. Sakin bir şekilde başlayan yemek, hiç beklenmedik gelişmelerle (ve tabii ki başta Morrissey olmak üzere oyuncuların da katkısıyla) hızla tırmanan bir gerilime sahne oluyor. Gerilimin oluşma anı ve sonrasında kademe kademe tırmanması inanılmaz etkili. Hele kaza anı ve sonrasındaki oyunculuklar parmak ısırtacak cinsten. Muhakkak izlenmeli.

The Ones Below orta

Kalan bir saatte yaşanan gelişmeler, başka birçok gerilim filmini anımsatan detaylarla dolu ama izleyiciyi ikilemde bırakacak olaylar ve bu olaylara ait detaylar yeterince inandırıcı biçimde verilemiyor. İki farklı uç arasındaki denge yeterince sağlıklı bir şekilde kurulamıyor ve finale sakladığı sürprizi çok önceden defalarca açık ediyor. Şüphe duyulması gereken durumu yeterince iyi muhafaza edemeyince de asıl yapması gerekeni becerememiş bir iş ortaya çıkıyor. Bu da finalde yaratmayı planladığı etkiyi çok ama çok zayıflatıyor.

Filmin neredeyse tamamının üzerinde Roman Polanski’nin gölgesini hissetmek mümkün. Ustanın özellikle Rosemary’s Baby (1968), Repulsion (1965) ve (Yasmina Reza’nın tiyatro oyunundan uyarlanan) Carnage (2011) isimli filmlerinin etkisi çok bariz. Biraz zorlarsak araya belki The Tenant’ı (1976) da sıkıştırabiliriz.

Genelde oyunculukları ile öne çıkan The Ones Below, yeterince sık dokunamamış senaryosu nedeniyle planladığı gerilimi yaratmakta sıkıntı yaşıyor. Ama ilk yarım saati (ve özellikle yemek sekansı) muhteşem. Sadece bu kısmı görmek için bile izlenmeye değer.

Öteki Sinema için yazan: Murat Kızılca

The Ones Below 01

blank

Murat Kızılca

1971 İstanbul doğumlu. Aylık online sinema dergisi CineDergi ve aylık kültür sanat dergisi kargamecmua için sinema yazıları kaleme alıyor. 2008 yılından beri katkı sağladığı Öteki Sinema’da bir yandan da editörlük görevini sürdürüyor.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Warm Bodies (2013)

Warm Bodies boş zamanı değerlendirmek için seçilebilir. Korku, aksiyon ya
blank

The Grand Budapest Hotel (2013)

Eğlenceli, hareketli ve güldürürken düşündüren The Grand Budapest Hotel filminin