Orochi 2008 yılı mahsulü Norio Tsuruta tarafından yönetilmiş olan Japonya yapımı bir film. Kazuo Umezu’nun 1969-1970 yılları arasında devam eden manga serisinden uyarlanan filmin senaryosunu Hiroshi Takahashi yazmış.
Öteki Sinema için yazan: Murat Kızılca
Genç bir kız görünümünde olan Orochi, doğaüstü bir varlıktır. Dünya üzerinde gezinerek insanlığı gözlemler. Bir gece yağmurdan korunmak için ünlü sinema yıldızı Aoi Monzen’in malikânesine sığınır ve orada bazı garip olayların döndüğünü fark eder. Malikânenin yüzü gülmeyen ürkütücü uşağı Saijo, tavan arasından gelen garip sesler ve Aoi’nin iki kızı Kazuza ile Risa arasındaki gerilim göze çarpmayacak gibi değildir. Ailenin üzerinde garip bir lanet vardır. Orochi, olayları tam anlamlandıramadan köşkten ayrılır ve ‘kış uykusu’ olarak tabir edebileceğimiz uykusuna umduğundan daha erken yatar. Aradan seneler geçer. Orochi ile bire bir aynı görünüme sahip Yoshiko isimli genç bir kız, Monzen malikânesinde hizmetçi olarak işe başlar. Kazuza, annesinin izinden giderek ünlü bir sinema yıldızı olmuştur. Risa ise kardeşinin ve tavan arasında yatan, bakıma muhtaç annesinin ihtiyaçlarını gidermek için çırpınmaktadır. Malikâneye hâkim olan gerilim, aile üzerindeki lanetin devam ettiğini gösteren önemli işaretlerden biridir. Lanete mahkûm iki kız kardeşin, elleri kolları bağlı, kaderlerinin gerçekleşmesini beklemekten başka çareleri yok gibi görünmektedir.
Hiroshi Takahashi, Japonya’nın en önemli korku senaristlerinden biri. Meşhur Ringu (Ring) üçlemesinin (Ringu-1998, Ringu 2-1999 ve Ringu 0: Bâsudei-2000) yanı sıra Hakkyousuru kuchibiru (Crazy Lips, 2000) ve Kyôfu (The Sylvian Experiments ,2010) gibi filmlerin senaryosu da ona ait. Yönetmen Tsuruta’nın filmografisine baktığımızda ise Ringu 0: Bâsudei (Ring 0: Birthday, 2000), Kakashi (2001) ve Yogen (Premonition, 2004) gibi hikâye odaklı, atmosfere önem veren, ağır tempolu filmlerin öne çıktığını görürüz. Orochi de yönetmenin filmografisinden ayrı bir yere konumlanmıyor ve önceki işleri ile benzer özellikler taşıyor.
Orochi, korku mangalarının büyük ustalarından Kazuo Umezu’nun yarattığı ve yaklaşık bir sene devam eden manga serisinin ismi ve aynı zamanda ana karakteri. Filme konu olan Blood ise serinin son hikâyesi imiş. Mangayı takip edenler, tabii ki Blood’a gelene kadar Orochi’nin kimliği ve güçleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmuştur. Takahashi senaryoyu yazarken bir seçim yapmış ve Orochi’yi herkesin tanıyıp bildiğini varsayarak onun hakkında bilgilendirici bir bölüm yazmamayı tercih etmiş. Orochi, Japonya’da çok popüler olduğundan, muhtemelen bu durum orada bir sıkıntı yaratmamıştır. Fakat seriye uzak olan yabancı izleyiciler için Orochi karakteri film boyunca tam bir muamma olarak kalıyor.
Oldukça ağır bir tempoya sahip Orochi, atmosfer yaratma konusunda bir hayli etkili. Özellikle çekimlerin büyük bir kısmının geçtiği malikâneye bayıldım. Sadece evin içini gösteren hareketli kamera çekimleri bile tüyleri ürpertmeye yeterli geliyor. Başarılı mekân seçimi yaparsan, meyvesini yersin. Filmdeki en gizemli karakter tabii ki Orochi. Kimdir, nedir, kim tarafından ne ile görevlendirilmiştir soruları aklımızı kurcalasa da, Monzen ailesinin üzerindeki lanete odaklanan film, bir süre sonra bize bu soruları unutturmayı beceriyor. İzleyeni ters köşeye yatırma konusunda becerikli ‘twist’leriyle, ağır tempoya sabredenleri ödüllendirmeyi de ihmal etmiyor. Umezu’nun tuhaf dünyasını sinemaya aktarabilmek kolay değil. Orochi’nin, belli bir yere kadar, bu zorlu görevin üstesinden geldiği söylenebilir.
Aile sırları, tuhaf bir malikâne, nesillerdir bir ailenin başına musallat olmuş bir lanet, kim olduğu anlaşılamayan doğaüstü bir karakter ve filmin bütününe sinen gerilim hissi gibi ana başlıkların hâkimiyetindeki Orochi, atmosfer odaklı korku/gerilim severleri memnun etmekte sıkıntı yaşamayacaktır. Çizgi roman (manga) uyarlamalarıyla ilgilenenler için de yerinde bir tercih olacaktır.