Anders Morgenthaler’in yazıp yönettiği, Danimarka yapımı bir animasyon ve live action filmi olan Princess, porno endüstrisiyle ilgili bir intikam hikayesi. Sakın animasyon olmasına kanıp çocuk filmi sanmayın. Aksine bir grind house yapımına yakışır derecede şiddet içeriyor.
Öteki Sinema için yazan: Masis Üşenmez
Princess kod adıyla tanınmış bir Porno yıldızı olan kardeşinin uyuşturucu müptelalığı sonucu ölümünden sonra, yeğeni 5 yaşındaki Mia’yı yanına alan August din adamı olarak yaşadığı yılları geçmişte bırakır.
Kardeşi Christina’nın ölümüden sonra rahat bırakılmasını isteyen August, porno şirketinden artık onun üstünden para kazanmamalarını ister ancak talepleri ciddi bulunmaz.
Mia’nın annesi ile yaşadığı yıllarda geçirdiği travmaları yavaş yavaş anlamaya başlayan August’un sinir katsayısı artmaya başlar ve bütün porno sektöründen intikam almak için harekete geçer. Hedefinde şirketin sahibi ve kardeşini bu işlere sokan Sonny vardır.
Avrupa animasyon sineması denilince pek akla gelmeyen bir ülke olan Danimarka’dan çıkan Princess, çoğunlukla animasyona dayansa da August’un geçmiş anıları hatırladığı bölümler başta olmak üzere gerçek oyuncuları da içeren sahneler kullanıyor. Bu ikili yapı filme daha fazla inandırıcılık katarken biraz da konuyu yumuşattığını söyleyebilirim. Tamamı live action dediğimiz gerçek oyuncu ve sahnelerden oluşsa idi elimizdeki hikaye kat ve kat rahatsız edici olabilirdi. Ki zaten Mia’nın hikayesini oynayabilecek bir ufaklık ve bunun yaratacağı eleştirileri de düşünmek istemiyorum.
Özellikle gerçek çekimlerin tıpkı eski amatör pornolarda olduğu gibi video kameralarla çekilmiş sahnelerden oluşması daha önce değindiğim inandırıcılık değerini arttıran bir tutum olmuş.
Uyuşturucu batağı, porno sahneler, fahişelik, kan, cinayet ve çocuk istismarı gibi her biri ayrı bir film olacak konuları tek potada eriten hikaye oldukça etkileyici ve izleyiciyi yer yer oldukça yoruyor. August’un hikayedeki rolü biraz Taxi Driver’ı hatırlatır nitelikte.
Senaryo bu çökmüş düzene herhangi bir çözüm yolu sunmuyor. Bu yüzden de August’un dindarlığını zor zamanlarda kullanarak sanki Tanrının onu seçmiş olduğunu ve yalnız bırakmayacağını gösteriyor.
Çizimler özellikle asya animeleri seven izleyiciler için biraz farklı gelecektir ancak Mia ve tavşanı tam bir Miyazaki ekolü. Tüm yaşadığı dehşete rağmen Mia’nın hala bir çocuk olduğunu göstermesi bakımından iyi düşünülmüş bir detay.
August ve Mia’nın çıktıkları bu intikam yolculuğunda porno sektörünün iç yüzü seyirciye yansıtılırken aslında bu sektörün nasıl acımasız bir dünya olduğunun altı çiziliyor. Belki de seyirciden bu tür yapımları izleyerek bu sektöre destek vermemeleri isteniyor.
Princess gerçekten alışılmışın dışında, izlemesi zor bir yapım. Hikayede iyi bir taraf bulmak güç. Sonucun ne olacağını kestirsek de kime ne yarar sağlayacağını bilemiyoruz. Filmden herhangi bir politik doğruculuk beklemeyin. Şiddet sahnelerinden çok hikayenin kendi özü sizi rahatsız edecektir.
Princess, bütün sertliğine rağmen iyi bir film. Kesinlikle çocuklar için değil. Hatta moraliniz iyi değilse siz de uzak durun ve kendinizi iyi hissettiğiniz bir günde izleyin.