Psikopat – Öp Beni Neriman, 1988 yapımı bir VHS gerilimi… Öteki Sinema’da yazdığımız Manyak filmiyle benzer bir konuyu işliyor. Kadınlardan nefret eden, onlarla sevişen sonra da öldüren bir adamın gerilim ve şehvet dolu hikayesi…

XoF9itJ0Filmin yapımcısı Hidayet Pelit, senaryo da kendisine ait ve yönetmen koltuğunda da oğlu Bülent Pelit oturuyor. Peki Psikopat filmine bir “yönetmen sineması” örneği diyebilir miyiz? Elbette, hayır! Bu furyada çekilen tüm filmlerde olduğu gibi Psikopat da teknik açıdan dökülüyor ve oyuncular her sahnede berbatlar. Dublaj olmasa hiç çekilecek gibi değiller ama bunun umursandığını da sanmıyorum, hatta filmin şiddet gösterisi bile öncesinde erotik bir şov izletmenin bahanesi…

Öte yandan, “kötü film avcıları” için bulunmaz bir nimet Psikopat, izlemesi çok zevkli… Filmi izlerken, kaygısızca oturursanız başına şayet, çok eğleneceğinizi düşünüyorum.

Filmde Neriman Göran, Halim Kurdoğlu, Semra Alpay, Yasemin Türe ve “birbirinden güzel 20 genç kız” oynuyor. Onlar için göbek atıp seksi danslar yapıyorlar desek daha doğru olur. Yasemin Türe’yi yine video furyasında çekilmiş, Pusu ve Piknik gibi filmlerden hatırlıyoruz.

Filmin içinde saklı olan muhafazakar ahlakına biraz değinmek lazım, aslına bakarsanız bu Amerikan slasherlarını da besleyen bir şey, sevişenler ölür, bakireler finale kadar canlı kalır (bazen de filmden sağ çıkarlar). Psikopat’ta da böyle işleyen bir senaryo var, kadınlar, grup seks dahil her şeye razı olarak her daim sevişmeye hazır, seksi olmak için abartılı bir uğraş içindeler… Katilimiz de onlarla önce sevişiyor sonra da öldürerek cennete gitmelerini sağlıyor! Kendi uçkuruna sahip çıkmaktansa, erkek aklını seksle dolduran kadını şeytanlaştırıyor. Film de seyircisine bu duyguyu geçirmeye kararlı.

Filmle ilgili bu yazıyı yayınladıktan bir süre sonra yönetmeni Bülent Pelit ile mail vasıtasıyla tanıştık. Kendisi de meraklısına özel bazı bilgiler verdi bize…

Psikopat - Bülent Pelit“Psikopat filminin senaryosu ve yapımcılığı babam Hidayet Pelit’e ait. Ben sadece yönetmeniyim. Görüntü yönetmeni de Ali Uğur. Filmi o zamanki parayla 5,5 milyon liraya mal ettik. Bizim filmi çekmekteki amacımız benim pratiğimi geliştirmekti, kısa film yerine en azından karşılığı biraz olsun dönen üretim olsun istedik. İlginç bir şekilde film, o dönemin popüler gazetesi Hafta Sonu’na kapak oldu, Sabah gazetesinde de aşağılayıcı bir haber yapıldı.

Birden alıcılar filmin peşine düştü, ilk müşterisi Filmotek diye şirket kurmuş olan rahmetli Mehmet Gül idi. Bildiğimiz siyasetçi Mehmet Gül. Meşhur Neuchatel maç vardı Galatasaray’ın, biletim olduğu halde maça girememiştim, o sinirle eve geldim, TV yayını da yok, Mehmet Gül aradı beni, ona çok yüksek bir fiyat çektim, sırf başımdan gitsin diye. O da benim fiyata yakın bir rakam verdi, kapattım telefonu gün içinde birkaç kere aradı, en son üç sıfır olduğunda sevinçle “turu atlayalım hemen yanına gelip satacağım filmi” dedim, turu geçtik, ben de sekiz milyon liraya filmi sattım. Geldim hemen ertesi gün dublaja girdim. Afişi kendi yaptı, Öp Beni Neriman ismini ve “yirmi güzel kız” yazısını ilave etmişler ki bunlar benim tasarruflarım değil. Zaten bir sohbet anında başlamıştı iş, başrol oyuncusu Halim Kurtoğlu eski bir magazin gazetecisiydi, o dönemde bir dergi çıkarıyordu, şu an ismi tam aklımda değil, ortak film çekelim dedi, yani filmin ortağıdır Halim Kurtoğlu, onun dergisine gidip gelen kadınlar vardı, bunları oynatacağımız bir şeyler çekelim dedi, ben de o dönem çok yabancı film dublajı yapıyordum, babama anlattım o  da bir şeyler çıkardı ortaya ve biz de çektik. Ama ürettiğim işlerden en net parayı o işten kazandım diyebilirim, video klüplerinde de çok çalıştı, Almanya hakkını sattık daha sonra altı milyon liraya. O döneme ait ruhla gerçekleştirdiğim bir iş.

Oyuncular kötüydü, kabul ediyorum ama hiçbir oyuncuya para vermedik, hatta daha sonra şöhret olan birkaç kızın ufak tefek rolleri vardı, biri Hülya Mutlu, hayal sahnesinde vurulan kadın, diğeri birkaç ay sonra playboy güzeli seçilen Leyla Toprak. Dansöz rolünde oynayan kadın, ameliyatla kadın olan biri  Nilüfer Verimli…

Aslında her filmin kendi içinde bir öyküsü var ama bu filmin birden fazla öyküsü mevcut. Polisi oynayan Abdullah Açık, Laleli’de Bazaar otelin sahibiydi, onun mekanlarını sıkça kullandık, Yasemin Türe’nin kendi evinde çektik sahnelerini, Kurtuluş’ta. Mekan parası da ödemedik hiç filmde”

Bülent Pelit’e, Sinematürk veritabanında bulunan ve Psikopat filminin devamı sandığımız filmle ilgili de bir soru sordum ve şu cevabı aldım;

“Evet, iki üç yıl sonra öylesine bir film yaptık, 1991 olması lazım tarihi, görüntü yönetmeni  Şener Işık, yeni cezaevinden çıkmıştı, bir şeyler yapalım dedi, yaz sonuydu, kötü bir şey yaptık, tam devam filmi sayılmaz.

Sedat Özen, Zafer Atlı ve adlarını bilmediğim birkaç kadın oyuncu oynadı, Tevfik Polam da vardı işin içinde ama film nerededir bilmiyorum. Tabi ki bu tip filmlerin olmazsa olması Türkiye’nin Alfred Hitchcock’u Alpay Ziyal her iki filmde de vardı. Aslında başlı başına bir kitap konusudur Alpay Ziyal.”

Bu arada Bülent Pelit’ten filmin tamamını yayınlamakla ilgili izin de aldım. Youtube sağolsun bloklayınca yeniden Daily Motion’a yükledik. Psikopat’ı bana ulaştıran Twitter arkadaşlarımdan @bidonkafa’ya teşekkür ederim. Bu sayede bir VHS hazinesini daha keşfetmiş olduk.

blank

Murat Tolga Şen

Murat Tolga Şen, sinema eleştirmeni, senarist ve oyuncudur. Öteki Sinema'nın kurucusudur ve OFCS (Online Film Critics Society) üyesidir. 2012-2023 yılları arasında Medyaradar sitesinde TV sektörüne dair eleştiriler kaleme almış, 2014-2016 sezonunda Okan Bayülgen’in Dada Dandinista adlı programının yazı grubunu yönetmiştir. Ayrıca 2017-2019 yılları arasında Antalya Sinema Derneği’nin danışmanlığını yapmış ve 2014-2023 yılları arasında Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası’nda oyunculuk yapmıştır. Şen, "Bir Notanın Hikayesi" adlı belgeselin senaryo yazarı ve "Bir İz - Madımak" belgeselinin danışmanıdır. Yazılarına Beyazperde ve Öteki Sinema'da devam etmektedir.

2 Comments Leave a Reply

  1. Filmden 10 yıl sonra devamı 1998 psikopat 2 adıyla çekildi.

  2. Gurur, yazıya filmin yönetmeni Bülent Pelit ile yaptığımız sohbet kısımlarını ekledim. Ne yazık ki Sinematürk veritabanındaki bilgiler her zaman olduğu gibi yine hatalı, onları da düzeltmiş olduk. Filmin en azından isimsel olarak bir devamı var ama 10 yıl sonra değil, 1991 yılında çekilmiş.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Perfect Blue (1997)

Perfect Blue izleyicisini başarıyla geriyor. Hem de bunu artık kabak
blank

Batının Doğudaki Günahı: Kingdom of Heaven (2005)

Haçlı Seferlerinden birine komuta eden “Aslan Yürekli” Rişar ile Kudüs’ü