Purple Rain poster80’lerin “Altın Çocuğu” Prince’ın başrolde oynadığı Purple Rain, akıllara şarkısıyla kazınmış olsa da film olarak, gözden kaçırılmaması gereken bir dönem kültüdür. Özellikle 80’li yılları özleyenler ya da o dönemi merak edenler için önemli bir başvuru kaynağı potansiyeli taşımaktadır. Film makyajdan saça, giyim tarzından espri anlayışına kadar 80’leri layığıyla yansıtabilen filmler içinde özel bir yere sahiptir.

Öteki Sinema için yazan: Gülnur Karakaş Tandoğan

Filmi özel kılan tek özelliği dönem filmi olması değildir elbette. Ayrıca Prince gibi müzikal bir dahiyi olduğu gibi yansıtmayı başarmış, onun müzikal felsefesini hiçbir karede harcamayarak bir anlamda misyonunu da başarıyla yerine getirmiştir. Hatta filmde geçen sahne performanslarının canlı kaydedilmesi, Prince’in müziğine bir saygı duruşu olarak değerlendirilebilir.

Purple Rain genel olarak, uzun bir video klibi görünümünde olsa da bunu yaparken bir aşk öyküsünün etrafından dolaşarak ilerliyor. Filmin konusuna baktığımızda; Prince’in canlandırdığı Altın Çocuk “The Kid”, geceleri grubuyla birlikte bir gece kulübünde (First Avenue) sahne almaktadır. Bu kulüpte sahne alan Morris (Morris Day) ise Prince’in en büyük rakibidir. Bu müzikal çekişme, Apollonia adındaki çekici bir kızın, çalışmak için aynı kulübe gelmesiyle birlikte duygusal bir rekabete doğru değişim gösterir. Ancak Altın Çocuğun tek derdi, sevdiği kadını en büyük rakibine kaptırmak değildir. Bunun yanında anne ve babasının sonu gelemeyen kavgalarına seyirci kalmak durumunda kalması, grubuyla geçinememesi gibi baş etmesi gereken ciddi problemleri vardır.

Klasik bir konu üzerinden Prince’i ve müziğini anlatmaya çalışan Purple Rain, maalesef elindeki bunca zengin malzemeye rağmen yaratıcılık konusunda bekleneni veremiyor. Senaryonun, Prince’ın şarkı sözleri referans alınarak yazılmak istenmesi her ne kadar iyi niyetli bir girişim olsa da, bu durumun zorlama bir çaba olarak görünmesinin önüne geçemiyor. “When Doves Cry” gibi gelmiş geçmiş en iyi sözlerden birine sahip bir şarkıyı, ailesinden ayrı yaşama vakti gelmiş bir karakter için uygun görmek ancak bir fıkraya konu olabilir. Hele bu kişi, kitleleri peşinden koşturan meşhur bir şarkıcıyı canlandırıyorsa…

Purple Rain 01

Oyunculuklara gelirsek, Prince’ı olduğu gibi kabul edenler ve video kliplerini hayran hayran seyredenler için kendisinin oyunculuğu göze batamayacak derecede kafi gelse de, Prince’ı bilmeyen (!) ya da sevmeyenler (!) için bu filmi izlemek, kötü bir deneyim olarak kayıtlara geçebilir. Bunun yanında diğer karakterlerde ve oyunculuklarda ciddi bir başarısızlık olmadığını da söylemek gerek. Özellikle Morris Day’in filmin komedi yönünde, Prince’in babası rolündeki Clarence Williams III’ün de dram yönünde oldukça etkin ve etkili oldukları görülüyor. Purple Rain dışında kayda değer bir filmde oynamayan Apollonia Kotero ise, filmde kendisinden bekleneni “fazlasıyla” veriyor. Ayrıca belirtmekte fayda var; Prince ile kısa süreli de olsa aşk yaşayan Apollonia, kendi grubu olan Apollonia 6’i kurarak çok uzun ömürlü olmayan müzikal bir maceraya girmiştir. Hatta Prince, “Manic Monday” şarkısını önce onlara vermiş, ancak nedense bir süre sonra vazgeçip şarkıyı The Bangles’a emanet etmiştir. Apollonia 6’in demo olarak kaydettiği Manic Monday, birçok Prince şarkısının aksine youtube’da dinlenebilir.

Yönetmen Albert Magnoli, aynı zamanda filmin senaryosuna da el atmış durumda. Film boyunca, Prince’in ve şarkılarının önüne geçebilecek bir yönetmenlik becerisi sergilemediği görülüyor. Kendisinin filmografisinde en büyük başarısının Purple Rain olduğu göz önüne alındığında, seyircinin farklı bir yönetmenle bu filmin nelere dönüşebileceğini düşünmesi kaçınılmaz bir hal alıyor.

Purple Rain 02

Filmin soundtrack’i içinse, “gelmiş geçmiş en iyi film müziğini içinde barındırıyor” cümlesini kurmak elbette mümkün. Amerika’da 10 milyon, tüm dünyada ise 20 milyon adet satan bir albüm (Purple Rain), halen birçok “best of” listesinde üst sıralarda yer alan bir şarkı (Purple Rain) ve bunun yanında When Doves Cry, Darling Nikki, Let’s Go Crazy gibi unutulmaz klasikler… Bir film müziğinden hatta bir müzikalden beklenen her şey mevcut. Bu nedenle de Purple Rain, Oscar ödüllü film (En İyi Film Müziği dalında) ünvanını taşımakta. Hatta filmin albümü, diğer ödüllerin yanında bir de Grammy almıştır.

Filmdeki gece kulübü First Avenue’ye ayrı bir parantez açmak gerek. Burası, birçok stara ev sahipliği yapan efsane bir mekan. Ama Prince sayesinde ismini daha geniş kitlelere duyurması ve filmde de sık sık adının geçmesi nedeniyle, Prince’a çok şey borçlu. Hatta internette, sırf Purple Rain’in çekildiği yer olduğu için önünde fotoğraf çektiren birçok hayranı görmek mümkün.

Prince’in memleketi olan ve kendisiyle özdeşleşmiş Minneapolis’te geçen Purple Rain, 80’leri her daim yad etmek isteyenlerin arşivinde yer alması gereken bir kült. Filmde giyilen kostümlerden, kullanılan aksesuarlara kadar bir çok unsurun sergilendiği mekanlar Minneapolis’te gezilebiliyor. Her ne kadar senaryosuyla ciddi açıklar verse de, Prince’in varlığıyla, doğal olarak müzikleriyle ve bir dönem filmi olarak atmosferi başarıyla sunmasıyla hatırlanmayı hak eden bir “Prince filmi”.

Purple Rain 04

2 Comments Leave a Reply

  1. İlk gençlik yıllarımda odamda Purple Rain’in dev bir posteri asılıydı. O yüzden bu filmi unutabilmem mümkün değil:) Ayrıca Gülnur’a sonuna kadar katılıyorum, “When Doves Cry” gelmiş geçmiş en iyi sözlere sahip şarkılardan biri.
    Ellerine sağlık.

  2. Metalcilik günlerimde purple rain şarkısını sevdiğimi sağa sola belli etmezdim peh peh :)güzel bir inceleme/ hatırlatma olmuş eline sağlık

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Lanetli Kadınlar (1986)

Lanetli Kadınlar, Kadir Akgün'ün senaryosunu yazıp yönettiği, kadrosu tamamen bayan
blank

Die Hard (1988)

Die Hard’ın kendisi kadar yapım süreci de merak uyandırıcı.