2014 yılı mahsulü Puzzle, Yusuke Yamada’nın aynı isimli çoksatan romanından uyarlanan Japonya yapımı bir korku-gerilim. Yönetmenliğini Eisuke Naito üstlenirken, senaryosunu Naito ile Makoto Suzuki beraber yazmış. Başrollerde ise Kaho, Shuhei Nomura ve Kazuya Takahashi yer alıyor.
Öteki Sinema için yazan: Murat Kızılca
1981 doğumlu Yamada, art arda yazdığı romanlar ve kısa öyküler ile çok kısa sürede Japon gençliğinin sevgilisi olmuş, çoksatan bir yazar. Yazdıkları da anında filme, diziye veya mangaya uyarlanıyor ve onlar da çok ilgi görüyor. Stephen King’in üretim hızını kıskandıracak sıklıkta yazan Yamada’ya altın yumurtlayan tavuk muamelesi yapan Japon Sineması, gişe garantili uyarlamalara nefes almadan devam ediyor. Fakat atılan her okun hedefi bulduğunu söyleyebilmek zor. Daha önce yazarın romanlarından uyarlanan Vanished (2006) ve The Chasing World’ü (2008) izlemiştim; her ikisi de ilgi çekici konulara sahip olmasına rağmen, her tarafından ucuzluk ve basitlik akan, eğlenceli ama tüy sıklet seyirliklerdi. Maliyeti düşürmek adına başvurulan düşük kaliteli bilgisayar efektleri ve hitap ettiği kesimle daha sıkı ilişkiler kurmak adına popüler ama pek yetenekli olmayan gençlerden kurulu oyuncu kadroları, her iki filmde de göze çarpan zayıf noktalardı. Puzzle da bu eksikliklerden bazılarını bünyesinde barındırıyor ama her haliyle çok daha tatmin edici bir film.
Azusa Nakamura, öğrencisi olduğu lisenin çatısına çıkarak aşağıya atlar. Ağır yaralı olarak kurtarılan genç kızın intihar girişimi başarısız olmuştur. Birkaç gün sonra aynı okulu basan maskeli dört öğrenci, hamile bir öğretmeni esir alarak diğer öğretmenleri bir yap-boz oyunu oynamaya mecbur bırakır. Onlar oyunla meşgulken okul müdürünü kaçıran maskeli öğrenciler kayıplara karışır. Kimse ne olup bittiğini anlayamaz. Okulun içine kapanık öğrencisi Shigeo Yuasa, Azusa’yı hastanede ziyaret eder ve ona bir zarf içerisinde iki yap-boz parçası bırakır. Çok geçmeden aynı okulda okuyan iki öğrenci başlarına bomba bağlanmış şekilde bulunur. Olayların arkasındaki kişi ya da kişiler yeni bir yap-boz oyunu hazırlamıştır.
Film, yerde yatan Yuasa’nın başını güneşe doğru kaldırdığı ve ters ışık nedeniyle yüzü tam olarak seçilemeyen genç bir kızın siluetine bakmaya çalıştığı sahne ile açılır. Sağ üst köşede sıfır yazmaktadır. Hemen akabindeki sahnede bu sefer “44 gün önce” ibaresini görürüz. Bu şekilde zaman atlamalarıyla geçen film, 44 günlük süreçte gelişip nihayetlenen bir dizi olayın kilit anlarına ev sahipliği yapan ve her biri tamamlamak için can atacağınız yap-bozun en kritik parçaları gibi işlevsel 4-5 günü anlatıyor.
Puzzle, esin kaynağı geniş bir yelpazeye yayılan bir kolaj çalışması gibi duruyor. Sevimli maskesiyle uyuşmayan faaliyetlere soyunan başkarakterimiz, Saw serisinin cezalandırıcısı Jigsaw gibi kötülük yapanları ölümcül oyunlar oynamaya zorluyor. Ayrıca çocukların ya da ergenlerin yetişkinlerle ölümüne kavgaya tutuştuğu izlemesi zor sahnelere sıklıkla başvuran Puzzle, Who Can Kill a Child?’ın (1976) çizdiği aşılması zor sınırları esnetmeye çalışıyor ki Yuasa ile Naoya’nın polis memuru babasının okulun çatısında kapıştıkları sahnede (en azından görsel şiddet açısından) sınırı gizlice geçmeyi beceriyor. Bu arada akla Battle Royale ve Oldboy türevi filmler de gelmiyor değil.
Puzzle gerek hikâyesi, gerekse de anlatım yapısı itibarıyla korku severleri tavlamayı başaracak her türlü detaya sahip ama olay örgüsü yeterince sıkı değil, bir parça gevşek bırakılmış gibi. Her şey yazarın (ya da yönetmenin) istediği şekilde gerçekleşiyor, çok fazla terslik yaşanmıyor ve kaçınılmaz olarak kendi içerisinde birtakım mantık hataları barındırıyor. Bu da filmin önüne ‘hafif’ gibi bir sıfatı eklememize neden oluyor. Buna çok kafayı takmayıp göz ardı ettiğinizde, çok daha keyifli bir seyir deneyimi yaşayabilirsiniz.
Dünya haritasının batı tarafında yaklaşık on yıldır bir ‘teen’leşme hareketi görülüyor. Ortalık ‘teen wolf’lardan, ‘teen’ vampirlerden geçilmiyor. Hemen her tür ile bir araya gelen gençlik filmleri, diğer türlerin sadece ana iskeletini alıp bütünüyle baskın yeni melez türlere doğru yelken açıyor. Aynı haritanın doğusunda (özellikle Japonya’da) ise başkarakterlerin gençlerden oluştuğu benzer tipte melez filmler çok zamandır revaçta. Yusuke Yamada’nın bu denli popüler olmasının sebebini ise bahsi geçen türler arası ilişkiden çok Doğu ile Batı’nın klişelerini başarıyla bir araya getirmesinde aramak gerek. (Biraz abartarak ‘Saw meets Battle Royale’ olarak isimlendirebileceğimiz Puzzle örneğinde olduğu gibi.)
An itibarıyla Yamada’nın parmağı bulunan film ve dizilerin toplam sayısı (IMDb’ye göre) on sekizi bulmuş durumda. Büyük usta Sion Sono’nun önümüzdeki ay gösterime girecek yeni filmi Tag ile bu sayı 19 olacak. Daha önce sinemaya uyarlanan ve dört devam filmi ile bir de dizisi bulunan The Chasing World’ün Sono’nun eli değmiş halini merak etmemek imkânsız.
Puzzle, hayatta kalma hikâyelerini, bol ‘twist’li senaryoları ve grafik şiddet katsayısı yüksek intikam filmlerini sevenlerin ıskalamaması gereken bir film. Hem Japonya’nın çoksatan yazarı Yamada ile bir an önce tanışmak gerek. Yakın zamanda çok daha fazla ses getiren işlere imza atacak gibi duruyor.
Not: Puzzle, geçtiğimiz sene gösterime giren yerli korku filmlerimizden bir tanesi ile (en azından çıkış noktası aşamasında) fazlaca benzeşiyor. Umarım bu benzerlik sadece bir rastlantıdan ibarettir.