Öteki Sinema’ya teşekkürlerle…
Radyo Memo 4. bölümde, önceki konuklardan Can Evrenol geri dönüyor ve 80’li yılların başında sansasyon yaratan, “Video Nasty” filmleri hakkında konuşuyor. En acaip ve kanlı video filmleri. Sansasyon ve sansür. Sansürün türleri, yeni çıkan iletişim araçlarındaki özgürlük ve yasakçılık döngüsü. Güzel bayanların eşliğinde kaydedilen bu bölüm, bomba gibi bir şarkı ile bitiyor.
Radyo Memo yani nüfus kaydındaki ismiyle Mehmet Kösemen’i tanıyanlarınız olacaktır; Çocukken arkadaşlarıyla çektiği ve Metin Demirhan’ın Kült Shop’ında korsan olarak satılan über-amatör fantastik kısa filmlerinden tutun, “Snaiad” adlı kendi yarattığı spekülatif ekolojik sistemden (http://bit.ly/lPvKbW) tutun da, yazmış olduğu “Türk-İslam Tarihinde Hayali Varlıklar” adlı kitabına, CNN Türk’te yayınlanan “Kameramla Kampüste” adlı yarışma dizisinde aldığı birincilikten, Etimoloji, Zooloji, Paleantoloji, Biyoloji, Entomoloji (böcek bilim), Bilim-Kurgu, Klasik Edebiyat, Kült Filmler, Dünya Müzikleri, Deneysel Sanat, Eski Türk Şaman Tanrıları, Uzaylılar ve bir çok başka konudaki mega-geniş bilgi dağarcığına enteresan, garip ve değerli bir adam Memo.
Kendisi ısrarla eski kısa filmlerini (ve 2 sene önce çektiği “Kırkayak”ı) internete koymaktan itina ede dursun, geçtiğimiz ay yepyeni bir projeye başladı. Açık Radyo’nun kendisine hemen kucak açmamasının ardından isyan bayrağını çekip, kendi blogundan mixcloud üzerinden yayınlamaya başlığı Radyo Memo programı ile güzel sohbetlere doğru yelken açmış durumda Memo. İlk programında “Mega-Projeler” adı altında NASA’da tez olarak hazırlanmış güneş sistemi büyüklüğünde uzay gemileri projelerinden bahseden Memo, 2. bölümünde eksik olmasın beni konuk edip Kült filmleri konu etti. Ancak kayıttan sonra bazı teknik problemler programın üzerine kara bir bulut gibi çökünce konuştuğumuz birçok konu kayboldu gitti. Ardından 3. bölümünde “Seslerin Dünyası” diyen Memo, okyanusun dibinde Amerikan ordusunun kaydettiği dünyadaki en yüksek doğal ses kaynağından defalarca kat yükseklikte ve kaynağı hala bilinmeyen acayip seslerden bahsetti. Tabi burada bir parantez açıp ‘Cthulhu mu acaba?’ demeden tutamayacağım kendimi. Cthulhu’u bilmeyenler için de Abyss (1989) deriz olur.
Ve 4. bölümünde tekrar beraber sohbet ettiğimiz Memo’yla bu sefer Video Nasty dönemini, sansürü ve vahşet filmlerinin çekiciliğinin nedenini konuşmaya çalıştık.