Pervert!, kült sexploitation fanları için, yine ‘fanlar’ tarafından yapılmış bir Amerikan bağımsız sineması örneği. Russ Meyer filmlerine bir saygı duruşu niteliği taşıyan Pervert!’ü, yapımcıları daha ziyade bir “aşk mektubu” olarak tanımlıyorlar. Filmi, “Russ Meyer ve H. G. Lewis, The Hand ve Kondom des Grauens”le buluşuyor şeklinde tanımlamak mümkün. Film kült film severler tarafından övgüyle karşılandı ve 2006 Coney Island Film Festivali’nde En iyi film ödülüne layık görüldü. Filmin yaratıcılarıyla 2006 yılında Sonic Splendour dergisinin 5. Sayısı için bir röportaj yapmıştım, fakat maalesef dergiyi yayınlayamadık. Neyse, lafı daha fazla uzatmadan, yazar ve yardımcı yapımcı Mike Davis ve yönetmen Jonathan Yudis’in gözünden Pervert!’ün dünyasına bir dikiz atalım. 

Merhaba Mike ve Jonathan. İlk olarak bize film kariyerinizin nasıl başladığından bahseder misiniz? Pervert!’ü yapmaya nasıl karar verdiniz?

Mike Davis: Ben New York Üniversitesi Tisch Sanat Okulu’nda senaryo yazarlığı okudum, ilk senaryomu sattım (fakat hiçbir zaman filme çekilmedi) ve o zamandan beri de senaryo yazıyorum. Jonathan’la ben 2000’de Los Angeles’a taşındığımdan beri yaratıcı anlamda birlikte çalışıyoruz ve Hollywood sisteminin içinde çalışarak çeşitli düzeylerde başarılar elde ettik, fakat hiçbir zaman kendi işlerimizi ortaya koyamadık. Pervert!’ü sistemin dışında yaptık; bu benim film yapımıyla ilgili ilk deneyimimdi. Benim için Pervert!’ün yardımcı yapımcılığını üstlenmek film okuluna gitmekten daha iyi oldu.

Jonathan Yudis: Ben her zaman filmleri sevmişimdir. 70’lerin ve 80’lerin filmlerini ve televizyon izleyerek büyüdüm. Yönetmenlik alanında etkilendiğim isimler ise çok farklı alanlardan gelebiliyor, Kubrick’ten, Spike Lee’ye, Ron Frike (Baraka)’dan Coppola’ya – ve tabii Russ Meyer’e kadar. Mike’ın da dediği gibi – biz artık başka insanlar için fikirler bulup geliştirmeyi bırakıp KENDİ filmimizi yapmak istedik. Mesleğin içinde geçen on yılın ve pek çok ödüllü kısa film ile bazı televizyon işlerinin ardından, faturalarımı hala Paramount’ta bir kişisel asistan olarak çalışarak ödeyebiliyordum. Pervert!’ü yapma şansı ortaya çıktığında amacımız çok az parayla olabildiğince rezil ve komik bir şeyler ortaya koymaktı.

Kimlerden ve nelerden etkilendiniz?

M: Ben klasik ve kült yönetmenleri seviyorum. Fellini, Kubrick, Hitchcock, Herschell Gordon Lewis, John Waters ve Roger Corman’ın olağanüstü eserlerinden ilham alıyorum. Pervert! Içinse en önemli ilhamımız, tartışmasız, merhum Russ Meyer’di.

J: Russ Meyer katalogu/70’ler istismar sineması/ genel olarak edepsiz komediler.

Film genel olarak nasıl karşılandı? Ve politik doğruluk açısından nasıl karşılandı?

M: Pervert! inanılmaz ilgi gördü. Anaakımın dışındaki belirli bir seyirci kitlesi için yapılmıştı, ve o kitle, filme, bizim umduğumuz şekilde, ‘modern bir kült klasik’ olarak kucak açtı. Kült, istismar, sexploitation fanları (ben de dahil olmak üzere) oldukça seçici olabiliyorlar. Bizim aldığımız genel tepki “siz bu işi kıvırmışsınız” oldu. Bu çok büyük bir iltifat. Pervert! her şeyden önce, bir komedi, ve seyircinin kahkahaları bizim yüreklerimizi ısıtıyor. Biz Pervert!’ün yapım aşamasında kendimizi hiç ciddiye almadık (teknik prodüksiyon aşaması hariç) ve sanırım fanlar bunu takdir ediyor. Büyük bir şaka olarak yapılan bir filmden nefret etmek ya da alınmak zordur.

J:Anaakım Hollywood, Pervert!’ü tamamen dışladı. Artık benim telefonlarıma cevap vermeyen, ya da Pervert! hakkında konuşmayı hepten reddeten meslektaşlarım var. Ayrıca pek çok yapımcı ve tanıdığım bazı insanlar, eğer biraz mantıklıysam veya bir gün Hollywood’da çalışmak istiyorsam Pervert!’ten adımı çıkarmam gerektiğini söylüyorlar.

Öte yandan, kült film kitlesi (ki biz Pervert!’ü onlar için yaptık) Pervert!’e bütünüyle kucak açtı, ve onu “anlamakla” kalmadılar, onu olduğu şekliyle – Russ Meyer’e, 70’lerin araba sineması klasiklerine, korku/istismar türüne, ve sizi güldürmek için bazı düğmelere basan filmere saygı duruşunda bulunan  aptal bir sexploitation komedisi olarak sevdiler. Ayrıca, sanırım büyük memelerden hoşlanan herkes Pervert!’ten haz edecektir dersek yanılmış olmayız.

blank

Son yıllarda istismar/trash filmlerinin yükselişi konusunda ne düşünüyorsunuz?

M: Bayılıyorum. Bu manyakların yavaş yavaş ortaya çıkması beni mutlu ediyor. Umarım kalite yüksek (yani alçak) olarak kalır ve janr, zaten yapılmış olanların tekrarı olmaktansa evrilip güncellenmeye devam eder.

J: Şahane bir olay!

Mike’ın ayrıca Stag Films adlı bağımsız bir film şirketi var. Peki, bağımsız, kült, istismar filmleri üretmek ve desteklemek için sizi motive eden şey ne?

M: Her iyi underground akım gibi, bu gibi şeylerden hoşlanan çarpık ruhların seslerini duyurmak için bir mecraya ihtiyaç duyduklarını düşünüyorum. Bence mevcut iktidar sisteminin her tembelleşmesinde küçük punkların gelip onların kıçına tekmeyi basması heyecan verici bir şey. Bunu yeteri kadarımız yaparsa, belki bir şeyler gerçekten değişmeye başlayabilir!

Biraz Stag Films’in gelecek projelerinden bahsedebilir misiniz? Birlikte başka bir film yapmayı düşünüyor musunuz?

M: Stag Films/Infinite Entertainment, Pervert’ün ardından “The Corpse Corps” adlı bir film yapmayı planlıyor. 60’ların motosiklet filmlerine saygı duruşu niteliğinde olacak, ve yıllar sonra tekrar bir araya gelen ve birinin onları ortadan kaldırmaya çalıştığını fark eden bir motosiklet çetesinin hikayesini anlatacak. Pervert!’ten farklı ama eşit derece de rezil bir film olacak!

J: Evet Mike’ın bahsettiği Corpse Corps ve ayrıca aralarında bir uzaylı komedisinin de olduğu çeşitli senaryolarımızı hayata geçirmek istiyoruz.

Pervert!’ün kendini pek ciddiye almayan bir tavrı var – parodiyi hatırlatan bir tavır bu. Bu genel olarak yeni istismar filmlerinde gördüğümüz bir tarz. Sizin filminizi Scary Movie serisinden ayıran nedir?

M: Pervert! kendini hiçbir şekilde ciddiye almıyor, bir ‘parodi’ olarak bile. Bir çok farklı çeşit filmden parçalara saygı duruşunda bulunuyoruz ve bunları bir çorbada bir araya getiriyoruz. Bu sefer baskın çıkan lezzet Russ Meyer’di, gelecek filmde motosiklet çeteleri olacak. Biz başka filmlerin sahnelerini komik bir şekilde yeniden yaratmıyoruz, sadece izleyicinin bize ilham veren şeyin ne olduğunu bilmesini, ve ortaya çıkan şeyin bütünüyle kopuk olmasını istiyoruz. Sanırım bu Scary Movie’den çok Quentin Tarantino’nun tekniği gibi. Ben Pervert!’ü bir parodi ya da saygı duruşu olarak değil, bir aşk mektubu olarak görmeyi tercih ediyorum.

J: Mike’a katılıyorum.

Film çizgi roman estetiğinden bir hayli faydalanıyor, özellikle de filmin başında. Çizgi romanları sever misiniz? Pervert!’ün çizgi roman şeklindeki kapağı bana underground çizgi romancıların işlerini hatırlattı. Bu bilinçli bir tercih miydi? Onlarla aranızda ortak özellikler olduğunu düşünüyor musunuz?

M: Bu sorunun cevabını Jonathan’a bırakacağım, çünkü bu onun fikriydi. Sadece bu tarzın filmin bir çizgi film gibi izlenmesi gerektiğinin anlaşılmasına yardımcı olduğunu söyleyeyim.

J: Ben Pervert!’ü başından beri kanlı canlı bir çizgi film gibi düşünmüştüm – bu yüzden çizgi roman açılışı ve kapanışının, seyirciye “Hey – bu sadece bir ÇİZGİ ROMAN dünyası, buradaki hiçbir şeyin ve hiçbir karakterin ciddiye alınmaması gerekiyor” demenin basit ama etkili bir yolu olacağını düşündüm. Ve evet, ben de bir çizgi roman fanıyım, ve American Splendour  veya Ralph Bakshi filmlerinde kullanılan, film üzerinde gerçek insanlarla animasyon dünyaları birleştiren teknikleri seviyorum.

Filmin yapımında hangi ekipmanları kullandınız?

J: PERVERT!’ü pelikül üzerinde çekmeye kararlıydık. Filmin konusunu ve içerdiği çıplaklığı göz önünde bulundurursak, video formatında çeksek, bu seyircinin bilinçaltında, pelikül üzerine çekilmiş 70’ler sexploitation filmlerinden ziyade PORNO izlenimi uyandıracaktı. Her ne kadar 35MM kullanmak istesem de, paramız ancak 16MM’ye yetti. Ama sonuç muhteşem oldu. Russ Meyer filmlerindeki parlak renkleri elde etmeyi istiyorduk, bu çizgi roman estetiğine de yardımcı olacaktı. Muhteşem bir 16MM ARRI kamerayla çekim yaptık.

M: Artık herkesin kendi filmini (ya da en azından videosunu) yapmasına yardımcı olacak teknoloji mevcut. Umarım herkes kendi filmini yapar ve her biri daha once hiç yapılmamış bir şeyler yapmaya çalışır.

J: Bunu yapın. Dünyanın sizin vizyonunuzu ve filmlerinizi görmeye ihtiyacı var. Size burun kıvıranların ve Hollywood saçmalıklarının moralinizi bozmasına izin vermeyin. Şu dünyada, her ne kadar çılgın ya da absürd olursa olsun) filminizden etkilenecek, ilham olacak, filminizle dönüşecek insanların sayısını hayal bile edemezsiniz. Ama bu sadece bir film çektiğiniz takdirde gerçekleşebilir.

Son sözleriniz…?

M: Russ Meyer yaşıyor. (B fanları açısından tam bvurguyu yapmak için şöyle de yazabiliriz; Russ Meyer is aliveeee!)

J: Desteğiniz için teşekkürler. Çok yaşayın, yüksek sesle gülün, ve içinizdeki sapığı (Pervert) kucaklayın!

Röpörtajı yapan ve Türkçeye çeviren: Can Yalçınkaya

blank

blank

Can Yalçınkaya

Müzmin öğrenci, Punk Akademik. Avustralya'da yaşıyor ve Türk sineması ve popüler müziğinde melankoli üzerine çalışıyor. Çizgi romanlar, filmler, kitaplar, fanzinler ve saireyle haşır neşir olmayı, yazmayı ve çizmeyi seviyor.

1 Comment Bir yanıt yazın

  1. H.G.Lewis,John Waters,Russ Meyer turunun en muhtesemleri!!!
    ve karsimizda J. Yudis’in tadindan yenilmez Pervert!i…

    tesekkurler! Can Yalcinkaya

    saygilar,

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Deniz Uymaz: ‘Rasyonel düşünmeyi bırakma cesaretini gösteren karakterlere zaafım var’

Kısa filmi Evcil ile bu sene hem İzmir Kısa Film
blank

Zeynep Altay: ‘Gerçek ve samimi belgeseller yapmak istiyorum’

Zeynep Altay ile Bozcaada’da tanışmıştık. Üç tane keyifli, kendi yaşadığı