‘’Sana rüyagezerlerle ilgili hikâyeyi anlatmış mıydım? Buradan çok uzak bir şehirde, yine bizimki gibi bir zamanda, kendilerine ‘Rüyagezer’ diyen insanlar yaşarmış.’’
Babaanne torununu uyutmak için girişir masala. O anlattıkça biz Burak ve Kızıltan adında iki rüyagezer’in arkadaşları Su’yu çöpçünün elinden kurtarmaya çalışmasını seyre dalarız. Masalımızda çöpçüler, renkler, duygular, kilitli kapıların ardını görmek için kişiye özel anahtarlar ve yarım kalmış rüyalar bekler.
Rüyagezer’in Günlüğü, çekimleri 2010’da başlayıp 2011’de nihayet bulan Kayıp Rıhtım okuyucularının Pazuzu öykülerinden tanıdığı A. Orçun Can’a ait 15 dakikalık bir kısa. Öykü ve yönetmenlik koltuğunda kısıtlı bütçesi 5500 tl’ye rağmen gayet sağlam oturmuş genç arkadaşımız. Görüntü yönetmeni Can Ataç da dikkate değer bir performans sergilemiş… Yapım 4 günde 11 farklı mekânda çekilmiş. Kısa filme 2009 çıkışlı yönetmenliğini Jamin Winans’ın yaptığı ‘’INK’’ adlı yapımın havası hâkim. Yapımın sıcak, samimi bir dili var. Ben seyrederken keyif aldım.
Oyunculuğa geldiğimizde yer yer tutuk performanslar seyrediyoruz. Lakin filmin rüyamsı atmosferini pek bozmuyor. Çöpçü rolünde Mertcan Semerci, Burak rolünde Can Koçak, Kızıltan rolünde Yiğit Şener ve Renk rolünde Ecem Köseoğlu dikkat çeken isimler arasında.
Kısa film çekmek zordur. Duygularını, öykünü kısıtlı sayılacak bir sürede aksatmadan, akıcı bir şekilde anlatmak zordur. Bu sebepten ötürü A. Can Orçun ve ekibini tebrik etmek lazım. Yolunuz açık olsun diyorum…
Rüyalar, istediğimiz her şeyi yapabileceğimiz tek durak noktamız. Orada bir kapıdan girip, istediğimiz herhangi başka bir kapıdan çıkmamız mümkün. Sınır yok. Zaman yok. Günümüzün sınırlarıyla meşhur dünyasında bizim biz olmamıza izin veren tek alan. Rüyaları birde bu genç yönetmenin gözünden seyretmek isterseniz, buyurun derim. İyi seyirler, özgür rüyalar temennisiyle…