Sinema salonları eskiden olduğu gibi müstakil değil, büyük zincirlerin elinde artık. Bu ‘film izleme’ açısından bir kalite standardı getirse de salon sahipleri kafasına göre davranıp bazı önemli filmleri bize göstermiyor!

Olay “sinemaseverler ne izlemek ister”den, “sinemasever de neymiş, sinemaya geliyorlar işte, otursunlar ne koyuyorsak onu izlesinler”e dönmüş durumda… Televizyondaki sığlık ve kalitesizlik sinemalara da sirayet etti. Sinema salonları artık kültür ve sanat izlencesi yaptırmıyor!

Geçenlerde yönetmen Caner Erzincan feryat etti. Son filmi Yeni Dünya’yı salonların göstermediğini, afişlerinin ya asılmadığını ya da gerilere ittirildiğini, filminin yok sayıldığını belirtmişti. Bugün de, önümüzdeki Cuma gösterime girecek O.H.A (Oflu Hoca’yı Aramak) filminin başına benzer şeyler geldi. Caner’in filmi komik değildi, dramdı, bu film ise komik ama birilerine göre çok tehlikeli!

O.H.A Bir Sansür Deneyi

Oflu Hoca’yı Aramak filminin yapımcıları da şu sıralar giderek artan bir sıkıntıdan, salon bulamamaktan şikayetçi… Bundan sonrası filmin yapımcılarından geliyor;

[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]

unnamed (4)

“Sisteme karşı son yıllarda çekilen en muhalif film olarak gösterilen, Altın Portakal ödüllü politik komedi O.H.A: Oflu Hoca’yı Aramak, vizyona bir kaç gün kala karşılaştığı gizli ve açık sansürle Türkiye sinema tarihinin en önemli sansür örneklerinden biri olacağa benziyor.

Yaratıcı, keskin, cesur mizahı ile Altın Portakal ve !f İstanbul Film festivallerinde seyirci tarafından alkış ve coşkuyla karşılanan filmde son nokta, filmin 25 salona hapsedilmesi oldu. Geniş kitlelere ulaşması beklenen film yalnızca İstanbul, Ankara, İzmir ve Trabzon’da sinirli sayıda salonda gösterilecek. Altın Portakallı film, Antalya’da seyirciyle buluşamayacak.

Siyasi açıdan bu çok hassas dönemde sinemaların bu filmi oynamayı reddetmeleri akıllara filmle ilgili boykot emri verildiği düşüncesini getiriyor.

Mizahın gaz çıkarma ve küfürle eş sayıldığı bir dönemde günümüz Türkiye’sini, otoritelerinden eylemcilerine dek bütün yönleriyle hicveden, Gezideki orantısız zekanın sinema karşılığı olarak nitelendirilebilecek film, 20 Mart vizyon tarihine sayılı günler kala, tüm yok etme çabalarına rağmen sesini duyurmaya kararlı.”[/box]

Oflu Hoca’yı Aramak filmini ben de Altın Portakal’da izledim, hatta sansürlü portakal bu filme nasıl vize vermiş diyerek şaşırmıştım. Film harika bir sinemasal hiciv, çok güldürüyor, çok düşündürüyor. Sinemalarda ne kadar engellenirse engellensin, DVD’de ya da başka yerde kıymetlenecektir.

Sözüm işletmecilere; 15 salonlu sinema yapmak marifet değil, marifet o kadar salonda iyi filmler oynatabilmek! Şu gaz çıkarma-geğirme-küfretme komedilerinden fena sıkıldık. Sevgilisini alıp sinemaya giden gençlere pahalı bilet satmaktan, yine üç kuruşluk şurup kolayla mısıra dünyanın parasını almaktan, buzdolabı reklamı gösterip işkence etmekten ve gerçek sinemaseverleri yok saymaktan vazgeçin!

blank

Murat Tolga Şen

Murat Tolga Şen, sinema eleştirmeni, senarist ve oyuncudur. Öteki Sinema'nın kurucusudur ve OFCS (Online Film Critics Society) üyesidir. 2012-2023 yılları arasında Medyaradar sitesinde TV sektörüne dair eleştiriler kaleme almış, 2014-2016 sezonunda Okan Bayülgen’in Dada Dandinista adlı programının yazı grubunu yönetmiştir. Ayrıca 2017-2019 yılları arasında Antalya Sinema Derneği’nin danışmanlığını yapmış ve 2014-2023 yılları arasında Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası’nda oyunculuk yapmıştır. Şen, "Bir Notanın Hikayesi" adlı belgeselin senaryo yazarı ve "Bir İz - Madımak" belgeselinin danışmanıdır. Yazılarına Beyazperde ve Öteki Sinema'da devam etmektedir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Altın Portakal’da Jüri ve Yönetmelik Skandalı!

58. Altın Portakal Film Festivali'nin yönetmeliği neden değiştirildi? Sinema ile
blank

Çoklu Sinema Salonları Bağımsız Filmleri Öldürüyor!

Artık her yerde seçme özgürlüğümüz var ama... Murat Tolga Şen