Önyargıları Paramparça Eden Öncü Bir ‘Slasher’

Savage Weekend, David Paulsen’in yönettiği ilk uzun metrajlı film ki senaryosu da kendisine ait. Filmin tarihi 1979 olarak görünüyor ama aslında çekimler 1976 yılında tamamlanmış ve hemen aynı yıl “The Killer Behind The Mask” ismiyle çok az sayıda salonda gösterime girmiş. Daha sonra The Cannon Group filmin dağıtım haklarını satın almış ve farklı kaynaklarda 1978, 1979 ya da 1981 olarak görünen tarihlerden birinde, ‘slasher’ların popüler olmasını da fırsat bilerek daha yaygın gösterime sokmuş.

Savage Weekend poster 1Marie, politikacı kocası Greg’den yeni boşanmıştır. Boşanmanın ana sebeplerinden biri, Greg’in de dahil olduğu büyük bir politik skandalın ertesinde birlikte çalıştığı valinin intihar etmesidir. Marie’nin, yeni erkek arkadaşı Robert ile beraber yapacağı hafta sonu kaçamağına kız kardeşi Shirley ve gay arkadaşları Nicky de katılacaktır. New York’un kırsalında bir çiftlik evi satın alan borsacı Robert, ev ile beraber satın aldığı imalat aşamasındaki teknenin yapımına yardım etmesi için Jay isimli arkadaşını da geziye davet eder. Marie, eski evliliğinden olan oğlunu babasına bırakır ve beş kişiden oluşan grup yola çıkar. Şehirdeki eğlence anlayışlarını taşrada da sürdürmeye devam eden orta-üst sınıfa ait beşlinin başına maskeli bir katil musallat olur ve cinayetler başlar.

Çamur gibi bir görüntüye sahip VHS kaydından izlediğim Savage Weekend, ultra düşük bütçe ile çekilmiş bir korku filmi. Temel olarak taşra ile şehir arasındaki çatışma üzerine kurulu bir hikâyeden beslenen filmin birçok eksi ve artı yönü mevcut. Önce eksiler; belirli bir tempo tutturamayan film, biraz da acemice kurgulanması nedeniyle bir dolu mantık hatası barındırıyor. Filmdeki cinayet sayısı, bu tip filmlerde görmeye alıştığımızın bir hayli altında. Yaratıcılıktan uzak bir dizi cinayet de düşük bütçe nedeniyle görsel açıdan zayıf kalıyor. Bu açığını ise normalden fazla çıplaklık ile kapatmaya çalışıyor. Bu arada bugüne kadar hiçbir filmde boom mikrofonun bu kadar çok yanlışlıkla çerçeveye dahil olduğunu görmemiştim. Yani anlayacağınız teknik açıdan filmin elle tutulur bir yanı yok. Savage Weekend, amatörce çekilmiş bir ilk film.

Savage Weekend orta

Tipik ‘slasher’ yapısındaki filmi, çekim tarihini göz önüne alırsak, rahatlıkla öncü ‘slasher’lardan biri diye etiketleyebiliriz. Karakterler hakkında belirleyici özellikler vererek her birine yeteri kadar derinliğe sahip bir boyut kazandırmayı başarıyor (ki bu çok sık rastladığımız bir durum değil). Evet, bunu biraz acemice yapıyor ama filmin kalibresine baktığımızda bunu önemsemesi bile yeterince dikkate değer. Taşra ile şehir arasındaki çatışmayı merkezine koyuyor ama sadece bu fazlasıyla bilindik çatışmanın ekmeğini yemeye çalışmıyor. Birçok farklı alt metne sahip sahneler ile sınıf, cinsiyet ve cinsel yönelim gibi konular üzerine de önemli laflar ediyor. Genel yapısı itibarıyla taşraya ait negatif söylemler ile negatif cinsiyet söylemleri konusunda tipik söylemin dışına çıkmayı başarıyor. Ayrıca finaldeki şaşırtıcı sürpriziyle de benzerlerinden farklı bir yola sapıyor.

Taşrayı temsilen Mac ve Otis isimli iki karakter öne çıkıyor. Çiftlik evinin ihtiyaçlarını karşılamaya yardım eden Mac ile tekneyi inşa eden Otis, klişeleşmiş taşralı karakter özelliklerine sahipler ama hikâyedeki rolleri alışılmışın dışında bir yere konumlanıyor. Ayrıca Marie’nin Mac ile ilişkisini resmeden, fallik objelerin havada uçuştuğu sahneler asla “gitmesi gereken” yere gitmiyor. Shirley ile Jay ise ahlaki yönden en zayıf iki karakter, fırsat buldukları her an mekân gözetmeksizin sevişiyorlar. Ayrıca Nicky’nin, mola verdiklerinde uğradığı barda, iki homofobik taşralının sözlü saldırılarına yumruklarıyla verdiği cevap unutulmayacak cinsten.

Peeping Tom (1960), Knife in the Water (1962), Deliverance (1972), The Last House on the Left (1972) ve The Texas Chainsaw Massacre (1974) gibi önemli filmlerden ödünç aldığı referanslarla bezeli Savage Weekend, birçok eksisine rağmen önemsenmesi gereken, az bilinen ama öncü bir ‘slasher’. Açılış sekansının da (finalde bağlandığı yer itibarıyla) ayrı güzellikte olduğunu eklemek şart.

Öteki Sinema için yazan: Murat Kızılca

Posterler, VHS ve DVD Kapakları

Not: Görselleri tam boy görebilmek için üzerlerine tıklayabilir, sağ ve soldaki oklara basarak da galeri içinde gezebilirsiniz.

blank

Murat Kızılca

1971 İstanbul doğumlu. Aylık online sinema dergisi CineDergi ve aylık kültür sanat dergisi kargamecmua için sinema yazıları kaleme alıyor. 2008 yılından beri katkı sağladığı Öteki Sinema’da bir yandan da editörlük görevini sürdürüyor.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Çocuk ve Balıkçıl / The Boy and the Heron (2023)

Hayao Miyazaki tuhaf düşler görüyor olmalı, hepimiz görürüz ancak bu
blank

Fallen Leaves / Sararmış Yapraklar (2023)

Son tahlilde Fallen Leaves / Sararmış Yapraklar, bir aşk, sevgi