David Paulsen, ilk uzun metrajlı filmi Savage Weekend’den sonra oyuncu kadrosu ile dikkat çeken Schizoid için kamera arkasına geçti. 1980 yılının sonunda, dağıtım haklarını elinde bulunduran The Cannon Group’un kısıtlı sayıda salonda gösterime soktuğu film, daha sonraki yıllarda VHS, DVD ve Blu-Ray olarak da basıldı.

Schizoid poster 1Bir gazetede köşe yazarlığı yapan Julie, gazete ve dergilerden kesilmiş kelimelerle yazılmış ölüm tehdidi notları almaya başlar. Ne işyerindeki arkadaşları, ne de polis bu notları ciddiye almaz. Aynı gazetede çalışan Doug’dan yeni boşanan Julie, Pieter isimli bir terapistin yönettiği toplu terapi seanslarına katılmaktadır. Terapi grubundaki kadınların sırayla öldürülmeye başlamasından sonra iş ciddiye biner ama seri katilin kendisine yakın biri olduğundan şüphelenen Julie, kimseyi inandıramaz.

Schizoid, ‘giallo’ ile ‘slasher’ arasındaki ince çizgide dans eden bir yapıya sahip ama genel hatlarıyla ‘giallo’ya daha yakın duruyor. Julie isimli başkaraktere yakın kişileri öldüren seri katilin kimliği üzerinden gizem yaratmaya çalışan film için kabaca klasik “katil kim” temalı filmlerden bir diğeri denebilir. Ancak Argento ile başka bir forma bürünerek son halini alan ‘giallo’ların öne çıkan özelliklerinden biri de özel efekt maharetlerinin konuşturulduğu, yaratıcı ve bol kanlı cinayet sahneleri olagelmiştir. Schizoid, bu açıdan hayal kırıklığı yaratıyor. Siyah deri eldivenler giyen, siyah bir şapka ile kimliğini gizleyen katil, görünüş itibarıyla standartlara uygun bir görüntü çiziyor. Cinayet silahı olarak makası tercih etmesinde de bir sıkıntı yok ama cinayetlerin tamamı kandan tasarruf edilerek masrafsız bir şekilde kotarılmış. Düşük bütçenin handikaplarından biri.

İlk filminde olduğu gibi senaryonun altına da imzasını koyan David Paulsen, bu sefer kadın-erkek eşitliğini kurcalıyor ve ekonomik bağımsızlığını kazanmış kadınları hedef tahtasına koyan bir seri katilin motivasyonu üzerinden, cinsiyetlerin ataerkil toplum yapılanmasındaki konumlarını eleştirmeye girişiyor. Sistemin dayattığı dogmalardan bunalan bir seri katil portresi çizen Schizoid, farklı yaklaşımıyla türdeşlerinin çoğundan ayrı bir yerde duruyor. Ancak görsel açıdan etkileyici olmaktan uzak yapısı ve vurgulamak istediklerine nazaran hayli zayıf kalan hikâyesiyle farkını yeterince güçlü bir şekilde ortaya koyamıyor.

Schizoid orta

Filmin oldukça ilginç bir oyuncu kadrosu var. Başkarakter Julie’yi, Marianna Hill canlandırıyor. Kariyeri boyunca televizyon dizilerinde irili ufaklı rollerde görünen Hill, Messiah of Evil (1973), The Baby (1973) ve Blood Beach (1980) gibi korku filmlerinde önemli roller aldı. Katil adaylarının başında gelen terapist Pieter rolünde ise bu tip rollerin en çok yakıştığı isimlerden biri olan Klaus Kinski var. Karısının ölümünden sonra yirmili yaşlardaki kızıyla beraber yaşamaya devam eden Pieter, terapi grubundaki kadınların, Julie dahil hepsiyle cinsel ilişkiye girerek karısının ölüm acısını yenmeye çalışan ilgi çekici bir karakter. Kinski’nin öne çıkan performanslarından biri değil belki ama Klaus Kinski’yi izlemek her zaman bir ayrıcalık. Pieter’ın kızı Alison rolünde Donna Wilkes var ve o da babasının Julie ile olan ilişkisini içerlediğinden Julie’ye karşı düşmanca bir tavır takınıyor. Julie’nin eski kocası Doug rolünde ise Body Double (1984) ve A Nightmare on Elm Street 3: Dream Warriors’ta (1987) önemli roller alan Craig Wasson yer alıyor. Eski karısının kendisinden ayrılmasını hazmedemeyen ve onu hâlâ kıskanan Doug da katil adayları arasında. Back to the Future serisinin Dr. Emmett Brown’u olarak ünlenen Christopher Lloyd da terapi grubuna devam eden Gilbert rolünde. Her hareketi asosyal gariplikler içeren yalnız tamirci de katil olabilecek potansiyele sahip.

Schizoid, zayıf cinayetleriyle değer kaybeden ama güçlü söylemiyle farklı bir yere konumlanmaya çalışan, en az oyuncu kadrosu kadar ilginç ama bir o kadar da hafif bir korku filmi. Sadece polisiyeye fazlaca göz kırpan ve “katil kim” sorusunun başköşeye oturduğu ‘giallo’lardan hoşlananların ilgisini çekebilecek, vasat bir seyirlik.

Öteki Sinema için yazan: Murat Kızılca

Posterler ve VHS Kapakları

Not: Görselleri tam boy görebilmek için üzerlerine tıklayabilir, sağ ve soldaki oklara basarak da galeri içinde gezebilirsiniz.

blank

Murat Kızılca

1971 İstanbul doğumlu. Aylık online sinema dergisi CineDergi ve aylık kültür sanat dergisi kargamecmua için sinema yazıları kaleme alıyor. 2008 yılından beri katkı sağladığı Öteki Sinema’da bir yandan da editörlük görevini sürdürüyor.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

E.T.’nin Eşcinsel Kuzeni: Homoti (1987)

Eşcinsel uzaylımız Homoti, gezegenine dönmek istemeyen bir kaçaktır. Homoti’ye acıyan
blank

Kült Filmler Zamanı: Eyes Without a Face (1960)

Eyes Without a Face (1960) bugün hem Fransız sinemasının hem