Ifşa-ı Sır Ekibi Yeniden İş Başında!
Geçtiğimiz yıl ülkemiz coğrafyası içerisinde üretilen en kaliteli çizgi romanlardan biri olan Seyfettin Efendi’nin Olağanüstü Maceraları devam ediyor!
Öteki Sinema için inceleyen ve yazan: Fatih Yürür
Devrim Kunter’in büyük bir sabır ve özveriyle hayata geçirdiği, ülkemizin tarihsel gerçekliğinin içerisine başarılı bir biçimde yedirdiği ve fantastik-polisiye türünü birbiri içerisinde başarılı bir biçimde erittiği keyifli maceralardan oluşan ilk cildin ardından; bu sefer ağırlıklı olarak takım çalışmasının ürünü olan kısa hikâyelerle selamlıyor bizleri Seyfettin Efendi!
Malum yaşadığımız coğrafyanın havasından mıdır suyundan mıdır bilinmez ama ülkemiz sınırları içerisinde kaliteli çizgi öyküler üretebilmek fazlasıyla külfetli bir iştir! Bu zamana kadar bunun nedenleri ve nasılları hakkında ciddi ciddi kafa patlatılmış olsak da; bahsi geçen sorunsalın tek bir sacayağı olmadığı için, tartışmalar genellikle havada asılı kalır. Yine de piyasa şartlarının acımasızlığının yanı sıra; ülkemizdeki yazı-çizi meselelerinin bugün hala ciddiye alınamamış olması, en bilindik sebeplerdir. Diğer taraftan çizer egosundan sıyrılabilmeyi başarmış, çalışkan sanatçıların sayısının azlığı da üretim kabızlığının tuzu biberidir.
Bu gün ülkemizde basılan yabancı kaynaklı çizgi romanların satış grafiği her ne kadar dengesizlik gösterse de; kemik bir okuyucu kitlesinin varlığından söz edebilmek mümkün. Üstelik hemen hemen her tandansta çizgi romanın, kendine has bir alıcı kitlesi de mevcut. Bu netice belki tek başına ülkedeki yerli yazar-çizer ekiplerini teşvik edecek bir gelişme olarak görülmeyebilir ama bin bir emekle yazılıp çizilenlerin ulaştığı kitlenin günden güne arttığı gerçeğini de görmezden gelmemizi sağlayacak kadar vahim değil aslında durumumuz!
Daha önce aylık çizgi roman dergisi Hipnoz’da yayınlanan Kahraman Korkmaz ile dikkatleri üzerine çeken Devrim Kunter; son derece yerinde bir karar vererek, ülkemizdeki okuyucunun ezelinden beri kayıtsız kalamadığı, seri çizgi öykü konseptine oldukça yakışan Seyfettin Efendi’yi yarattı. Bu türden girişimlerin meyvesini yemek uzun bir süreç gerektirdiği için hem üretim, hem de okuyucuya temas edebilme süreci açısından ciddi bir sabır gerektirdiğinden kelli, son yıllarda örneklerine pek rastlamadığımız bir girişimdi bu! Sonuç olarak uzunca bir süre, internet üzerinden ücretsiz olarak okuyucuyla buluşmuş, kitlesiyle arasında sağlam bir köprü kurmuş ve bir şekilde kendi ayaklarının üzerine dikilmeyi başarmış, incelikli bir çalışmanın ikinci ayağı duruyor karşımızda!
Seyfettin Efendi ve Esrarengiz Hikâyeleri, genç kuşağın önemli yazar ve çizerlerini, Devrim Kunter’in yarattığı karakterin etrafında topluyor. İlk cilt ile birlikte uzun soluklu bir öyküyle karşı karşıya kalan okuyucu için, Seyfettin Efendi’nin kıyısına sürüklendiği bu kısa hikayecikler; öykü evrenini besleyen küçük ama okuması keyifli kesitler sunuyor bizlere.
Daha önce uzun uzadıya yazdığım Seyfettin Efendi ve Olağanüstü Maceraları yazımda da yinelediğim gibi, Devrim Kunter’in kaleminde hayat bulan tarihsel öyküler, detaylar ve neredeyse nefes alan dokular; bu ciltte de öykü evrenine başarılı bir biçimde eklemlenmiş. Tıpkı öncülünde olduğu gibi burada da korku kültürümüzün beslendiği noktalara diş geçirmeyi ihmal etmiyor Seyfettin Efendi.
Esrarengiz Hikayeler çeşitlemesinde 10 farklı öykü karşımıza çıkıyor. Her senaryo, Seyfettin Efendi’nin farklı bir kurgusal macerasına değiniyor. Her biri spot maiyetinde değerlendirilebilecek olan bu maceralar, Devrim Kunter tarafından yaratılan ana karakterin, farklı yazarlar tarafından bambaşka maceraların kalbine itilmesine olanak sağlamış adeta. Devrim Kunter’in yanı sıra; Mehmet Berk Yaltırık, Cihan Türe, İlke Keskin, Ümit Kireççi, Kadir Özen, Yalın Alpay ve Sadık Yemni gibi önemli isimlerin imzasını taşıyan öyküler, farklı tandanslarda gerilim ve polisiye öykücüklerine ev sahipliği yapıyor.
Tarihten beslenen ve tarihsel gerçekliği revize eden öyküler konusundaki eksikliğimiz kadar, kolektif çizgi öykü üretimi alanında da önemli eksikliklerimiz olduğu düşünüldüğünde Seyfettin Efendi ve Esrarengiz Hikayeleri, bu alandaki boşluğu da önemli oranda doldurmayı başarmış diyebiliriz. Elbette ki gözlerimiz Seyfettin Efendi’nin ilk cildindeki gibi uzun soluklu ve dolu dolu bir öyküyü arasa da, Esrarengiz Hikâyeler şimdilik biz okurları tok tutmaya yetecek hoş bir atıştırmalık olmuş!