Shi gan Time posterKim Ki-duk Güney Kore sinemasının en yetkin ve üretken yönetmenlerinden biri. Kendi sinemasını yaratmayı başaran yönetmenin 2006 yapımı Shi Gan adını taşıyan filmi ise bazı açılardan farklılık gösteriyor gibi görünse de özünde yönetmenin sinemasının bir parçası.

Kim Ki-duk’un 13. eseri olan Shi Gan, iki yıllık ilişki sonrasında kendi bedeninden sıkıldığını düşünen Seh-hee’nin partneri Ji-woo dahil kimseye haber vermeksizin kaybolması ve estetik ameliyatla yeni bir vücuda bürünüp sorunlarını çözme gayesi ile girizgahı yapıyor.

Yönetmenin diğer filmlerine nazaran çok daha fazla diyalogun bulunduğu filmi zaman zaman gürültülü olarak adlandırmak mümkün görünse de kişinin geçmişinin fotoğraflar aracılığıyla iletilmesi ve sembol kullanımı yönetmenin sihirli dokunuşlarından.

Shi Gan’da iki insan arasındaki ilişkinin dinamiklerinin temel mesel olması sebebiyle hikaye üzerine belirtilebilecek çok fazla şey bulunmakta. Yeni vücuduyla sorunlarını geride bırakıp aynı zamanda sevdiği adama sahip olma hayalleri kuran karakterimizin de yanılmasının haliyle birçok sebebi var; lakin öncelikle filmdeki aşk teması hakkında belli noktalara değinmek daha doğru olacak gibi.

Aşk denilen kavramın yoğun duygular silsilesi olarak verildiği filmde bireylerin tinsel bir konsepti bedene indirgeme çabaları yadırganmış ve yüzeyselliği vurgulanmış bir biçimde görülüyor.Aşkın tüketilen bir kavram haline gelmesinin şiddetle eleştirildiği yapımda, zamanla değişmeyen tek şeyin belki de hikayenin odağı olan aşk olduğu belirtilebilir.

Altı ay boyunca başka bedenlerde aşkını unutmaya çalışan erkek karakterin yaşadığı zorluklar başarılı şekilde kotarılmış; lakin bu süreçte kadın karakterin hayatına değinilmemesi eksi hane olarak yazılıyor filme.

Estetik ameliyata yönetmenin bakışı açılış sekansı ile gayet temiz bir perspektifle aktarılıyor. Keza filmin aşk yahut ilişkiden önce ve öte asıl meselesi yeni bedenler yahut yüzler ile bunun nedenlerini irdeleme üzerine.

Shi gan Time 1

Yüz ve bedenin önemli bir yer tutması sebebi ile yönetmen etkileyici kompozisyonlara ve close-up(yakın çekimlere) fazlasıyla başvurmuş. Yeni bedeni ve yeni adıyla(See-hee), Ji-woo ile yeni bir ilişkiye başlayan Seh-hee’nin hayatında değişen tek şey bedeni gibi gözükmektedir: Aynı kişiyle aynı yerlerde aynı aktiviteler eylemektedir, lakin yine de bir şeyler eksiktir. Kadın karakter artık mutlak bir çözümsüzlüğe gark etmiştir: See-hee’nin Seh-hee’ye tercih edilmesi onun için katlanılmaz bir hal iken, yapılan bütün fedakarlıkların boşa gitmesi ve See-hee’nin sevilmemesi ise başka bir çözümsüzlük haline gelmiştir.

Gerçeği öğrendikten sonra benzer şekilde ortalıktan kaybolup estetik ameliyat olan erkek karakter aracılığıyla paralel süreç kadın karakter gözüyle tecrübe edilir. İki karakterin de hınçlarını yaşlı(zamanın değiştiremediği) ağaçtan alması bunun güzel bir örneği. Toplumun özlerinde yaşadıkları sorunları yeni beden yeni hayat parolası ile çözme halinin erkek karakteri teğet geçmesini beklemek yönetmenin sineması için çok farklı bir adım olurdu galiba.

Shi gan Time 2

Zaman ile ilgili değinmeler yaşanıyor filmde her daim. İlişkinin ömründen, ayrı kalınan zamana veya zamanın bireyi değiştirmesinin kabullenilmemesi benzeri mesajlar iletiliyor. Özüne dönmeye çalışan Seh-hee’nin zamanı geriye alma çabasının nafile olduğu estetik merkezinden son çıkışında yaşanan plan ile anlatılıyor. Bir yıllık geçmişin silinip atılmasının mümkün olmadığı, ve geçmişin bizi biz yapan parçalardan biri olduğu vurgusu yapılıyor. 2004 yapımı Eternal Sunshine of the Spotless Mind (Sil Baştan) ile birçok benzerlik taşıyan hikayenin anlatmaya çalıştığı ortak noktalardan biri bu olsa gerek.

Birbirlerini seven lakin birbirlerini anlamaktan yoksun iki karakterin öyküsü aktarılıyor yapımda. Bireyi yaratan şeyin onun geçmişi olduğu göz önüne alındığında, geçmişi silmenin tensel çözümlerde arandığı bir zamanda otoritenin de plastik cerrahın olması doğal karşılanıyor. Ellerin birbirleri ile uyumu ile aşkı aramaya çalışan toplumun yüzeyselliği, Seh-hee’nin estetik merkezine her girdiğinde olmak istediği resmin bulunduğu kapıyı kullanışı ve tabi ki fotoğraflardaki kompozisyonlar yönetmenin en büyük artıları.

Belli bir zaman (bir yıl) sonrasında kadın karakterin artık partnerini tanıyamaması ve kapanış sekansında kendine yabancılaşması gibi anlatımlar ile değişimin bedende değil zamanda olduğu sinyalini veriyor. Yine heykel parkının kullanımı ile Kore halkının bedene olan iştahı düzgün mizansen anlatımıyla aktarılmış. İkilinin favori mekanı iki elin sular altında kalması ile de ilişkinin batığa vurduğu mesajı verilerek kapanışı yapmış yönetmen.

Öteki Sinema için yazan: Mustafa Yahşi

blank

Misafir Koltuğu

Öteki Sinema ekibine henüz katılmamış ya da başka sitelerde yazan dostlarımız her fırsatta harika yazılarla sitemize destek veriyor. Size de okuması ve paylaşması kalıyor...

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Warrior (2011)

Son 20 senede açık ara farkla dünyanın en hızla büyüyen
blank

From Up On Poppy Hill (2012)

Tepedeki Ev’in, Tetsurô Sayama’nın 1980 tarihli shojo manga’sına dayanan hikâyesi