Bazı günler sizlere hangi filmi tanıtsam diye uzun uzun düşünüyorum. Aklıma yazacak hiçbir film gelmiyor, ama blogun güncel kalması için haftada bir iki eleştri yazısı da yazmak şart. Tabii ki kaliteli, seyre değer filmlerle karşınıza çıkmak gerek. İşte bu düşünceler içindeyken artık örümcek ağı tutmaya başlamış beynimin ücra köşelerinden birden Shocker ile çıka geldim.

Wes Craven ustamızın pek el üstünde tutulmayan 1989 yapımı bu çalışması her zamanki Craven mizahı ile bir seri katilin füturistik macerasını anlatıyor. Imdb’den 4.9 gibi düşük bir not almış film bana göre Craven’ın en eğlenceli çalışmalarından biridir. Tür olarak korku filmi denilemese de hem korku hem komedi unsurları ustaca harmanlanmış bir macera filmi demek daha mantıklıdır kanaatimce. Ayrıca her zamanki Craven’ın kötü baba/çocuk ilişkileri, medyanın kan tirajı, sosyal çarpıklıkları irdeleme sosları da eklenmiş. Ancak ortaya Freddy’e fazlaca benzeyen bir film çıkmış.

Filmin konusuna geçmeden önce müzikleri hakkında bilgi vermek isterim. No more Mr. Nice guy dediğimde yüzünde gülücükler açan 80 kuşağı gençleri varsa eğer filmin en önemli unsurunun müzikleri olduğunu da analyacaklardır.

Muziklerin Alice Cooper haşmetleri (Kendisi yıllar sonra da bir Wes Craven yapımı olan Freddy’nin ölümünde Freddy Krueger’ın babası rolünde oynamıştır) tarafından yapıldığı filmde, Megadeth’in unutulmaz bascısı Dave Ellefson, KISS’den Paul Stanley ve Def Leppard’dan Vivian Campbell gitarlarda, Whitesnake’den Rudy Sarzo yine bas guitarda, Mötley Crüe’den de Tommy Lee bateride Alice Cooper’a eşlik etmiş. Bu kadar Rock tanrısının ismini yazdıktan sonra sanırım biraz soluklanmamızın vakti geldi…

Soundtrack asagidaki sarkilardan olusuyor. her biri ayri birer cevher…

01 – the dudes of wrath – shocker
02 – iggy pop – love transfusion
03 – megadeth – no more mr. nice guy
04 – bonfire – sword and stone
05 – saraya – timeless love
06 – the dudes of wrath – shockdance
07 – dangerous toys – demon bell (the ballad of horace pinker)
08 – voodoo x – the awakening
09 – dead on – different breed
10 – the dudes of wrath – shocker (reprise)

Filmin konusunu özetleyecek olursak Los Angeles’in gettolarında yaşanan cinayetler bir televizyon tamircisi olarak çalışan Horace Pinker‘ı işaret etmektedir. Dedektif Parker Pinker’ı yakalamaya yaklaşmışken seri katilin gazabına uğrar, eşi, kızı ve oğlu öldürülür. Bu katliamdan kurtulmayı başaran üvey oğlu Jonathan, Pinker’ı rüyalarında görmeye başlar ve bu rüyalar babasının katilin yerini tesbit etmesine yardımcı olur. Ancak Pinker bu pusudan da kurtulmayı başarıp Jonathan’ın kız arkadaşını hedef seçer.

İlerleyen günlerde Jonathan ikinci bir rüya görerek Pinker’ın yerini tekrar tesbit eder ve katilin elektrikli sandalyeye yollanmasında başrol oynar.

Pinker elektrikli sandalyedeyken Jonathan’ın aslında kendi oğlu olduğunu ve karısını öldürmek üzereyken oğlu tarafından bıçaklandığını açıklar. Herkes bu katilin artık öleceğini beklerken Pinker’ın şeytanla yaptığı anlaşma tüm hesapları altüst edecektir. Pinker’ın vücudu ölmüştür ancak ruhu elektrik akımına karışmıştır. Artık elektrik akımı olarak devam ettiği hayatında daha da güçlenmiş olarak öldürmeye devam edebilecektir.

Jonathan ölen sevgilisinin ruhunun da yardımları ile gerçek babasını durdurmaya kararlıdır, bunun için ise en büyük silahı fizik bilgileri ve bir televizyon uzaktan kumandasıdır.

Özellikle Jonathan ve Pinker’ın kanallar arasında atlayarak savaştığı sahne sinema tarihi açısından gözden kaçırılmaması gereken bir çalışmadır. Tabii burda filme adını veren No more Mr. Nice Guy şarkısının da etkisi büyük.

Cellat: Any last words?

Horace Pinker: Yes. No more Mr. Nice Guy!

Film Wes Craven’ın da çeşitli röportajlarında belirttiği üzere oldukca düşük bir bütçe, takım çalışması ve bilinmeyen aktörlerle kotarılmış. Filmden tanıyabileceğiniz tek karakter yıllar sonra X files’da müdür Skinner rolü ile ünlenmiş olan Mitch Pileggi. Kendisi seri katil rolünde harikalar yaratıyor.

2009 yılında filmin yeni versiyonunun da çıkarılması gündemde. Wes craven’ın zaten her filmini seri yapmaya çalışan bir yönetmen olarak tanıyoruz, böyle bir değerin neden daha önce ikinci üçüncü versiyonlarını çekmemiş anlamak mümkün değil.

Öteki Sinema için yazan Masis Üşenmez

blank

Masis Üşenmez

1979 İstanbul doğumlu yazar ilk sinema deneyimini Superman ve Star Wars’la yaşayıp kendini çizgi roman ve bilim kurgu dünyasına atar. 2006 yılında "Öteki Sinema" kadrosuna katılır ve sitenin gelişiminde önemli rol üstlenir. Halen Öteki Sinema'da editörlük ve Cinedergi'de yazarlık yapmaktadır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Terminator Salvation (2009)

Yapımcılar T3'ün yaptığı gibi tekrar bir senaryo yerine bu dünyayı
blank

Unthinkable (2010)

Unthinkable insan haklarından bahsediyor ama hangi şartlar altında gerçekleşebileceğine dair