2012 yılı mahsulü Silent Night, Steven C. Miller tarafından yönetilmiş olan ABD / Kanada ortak yapımı bir korku filmi. Senaryo ise Jayson Rothwell’e ait.
Öteki Sinema için yazan: Murat Kızılca
Mayıs 2012’de elinde alev makinesi tutan Noel Baba kıyafeti giymiş bir katili resmeden afişi gördüğümde itiraf etmeliyim ki çok heyecanlanmıştım. Oyuncular arasında artık markalaşmış Malcolm McDowell’ın bulunması ise bu heyecanı pekiştirmişti. Ancak bir kez daha gördüm ki evdeki hesap her zaman çarşıya uymuyor.
Cryer kasabası sakinleri Noel için hazırlanadursun, Şerif Cooper da yardımcıları Aubrey ve Giles ile beraber gecenin huzur içerisinde geçmesi için son hazırlıklarını tamamlamakla meşguldür. Kasabanın ana caddesinde geleneksel olarak yapılan Santa Yürüyüşü nedeniyle rekor sayıda Noel Baba etrafta dolanmaktadır. Sabaha kadar nöbette kalacak olan güvenlik güçleri, sadece sarhoş Santalar, kapanan yollar ve curcunadan rahatsız kasabalılarla uğraşmak zorunda kalacaklarını sanmaktadır. Oysa kasabaya gelen Noel Baba kıyafeti giymiş acımasız bir katil, kendi ‘yaramazlar listesi’ni yapmış ve listedekileri birer birer öldürmeye başlamıştır. Ceset sayısı arttıkça Aubrey katilin gerçek kimliğini bulma yolunda mesafe almaya başlar. Ancak Noel Babalarla dolu bir kasabada işi mucizelere kalmış gibidir.
1984 tarihli, Noel Korku Filmleri arasından rahatlıkla sıyrılan ve korku klasiklerinden biri olarak gösterilen Silent Night, Deadly Night’tan serbest olarak uyarlanan Silent Night ilginç bir tercih yapmış. Seksenli yıllarda seri üretim yapan bir fabrikanın üretim bandından çıkmışçasına, irili ufaklı, iyisinin yanında bolca kötüsü de bulunan bir kamyon dolusu korku filmi üretilmişti. Bariz bir ticari hamle olan bu seri üretim sonucu sinematografik öğeler dikkate alınmadan çekilmiş belki onlarca filmin ‘unutulmaya mahkûm filmler mezarlığı’ndaki yerini alması çok da uzun sürmemişti. Bu tür filmlerin en dikkat çekici özelliği alelacele yazılmış çalakalem senaryolar, insanı çileden çıkartan diyaloglar, karikatürize iki boyutlu karakterler ve abartılı oyunculuklar olarak sıralanabilir. Silent Night, işte bu döneme gönderme yapmak istemiş olacak ki bir önceki cümlede saydığımız özelliklerin hepsini birden bünyesinde barındırıyor. Ama işin garibi bunu büyük bir ciddiyet içinde yapıyor ve izleyeni bu gönderme mevzusu hakkında ciddi şüpheye düşürüyor. Oyuncular arasında senelerin eskitemediği Malcolm McDowell’ın bulunması bütün negatif öğelerin gönderme olabileceğine dair en büyük güvencem. Her halükarda Silent Night’ın giriştiği bu cesur denemenin pek işlemediğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Senaryoyu ve diyalogları bir kenara koyup, karakterleri ve oyunculukları rafa kaldırdığımızda geriye pek bir şey kalmıyor gerçi ama devam edelim. Noel Baba kıyafeti giymiş katil dış görünüş açısından sorunsuz, hatta basbayağı korkutucu bir görüntüye sahip bile denebilir. Kurbanlarını öldürürken kullandığı silahlar arasında en dikkat çekici olanları tabii ki afişte de kullanılan alev makinesi ve iki ucu sivri balta. Aslına bakarsanız cinayet sahneleri hiç fena sayılmaz. Yaratıcılık adına göz kamaştırıcı buluşlar sunmasa bile ‘gore’ seviyesi aşırı yüksek sahnelerden şikayet etmek için hiçbir sebep yok.
Slasher klişelerine harfiyen uyan sürprizsiz yapısıyla türün hayranlarını memnun edeceği düşünülebilir fakat insanı çileden çıkartan diyalogları ve abartılı oyunculukları ile sinir etmesi daha muhtemel görünüyor. Sadece ‘hardcore’ slasher hayranlarına tavsiye edebilirim. O da alev makinesi ile insanları kızartan Noel Baba kıyafeti giymiş katili iş üstünde izlemek adına. Yoksa gerisi çekilecek dert değil.