blankBenim gibi işi gücü film izlemek olan birine, bu yüzyılda yapılmış en büyük icatlardan biri nedir diye sorsanız, birkaç ay önce hiç düşünmeden ¨Sinemia¨ derdim ama şimdi o kadar emin değilim.

Sürekli sinemaya giden kitleye hitap ederek çok iyi bir başlangıç yapan sonrasında ABD pazarına giren ve büyümeye devam eden Sinemia, geçenlerde ABD’deki faaliyetlerini sonlandırdığını açıkladı ve ülkemizde de işler yolunda değil!

Sinemia ilk başladığında sistem basitti; aylık sabit bir ücret karşılığında ülkenin herhangi bir sinema salonunda her gün bir filmi ücretsiz izleme hakkımız oluyordu. Akıllı telefonumuza yüklediğimiz bir uygulama sayesinde sinemaya gittiğimiz vakit biletimizi kolayca alıyorduk. IMAX ya da 3D filmlerde fark ödemiyor, bu filmleri izlemek için gereken gözlükleri vs. de ücretsiz ediniyorduk. O ay boyunca istediğimiz kadar IMAX ya da 3D film izleme hakkımız oluyordu. Yani, birkaç bilet fiyatına olabilecek en geniş anlamıyla film izleme imkanına kavuşmuştuk.

Gerçek olamayacak kadar harika ama gerçekti de! Bir dönem Öteki Sinema üzerinden bir barter anlaşması bile yapmıştık. Onlar yazarlarımıza Sinemia üyeliği sağlamıştı biz de reklamlarını yayınlamıştık vs. Sistemin kurucusu ile Ekotürk TV’de birlikte katıldığımız bir program vasıtasıyla tanıştım. Oluşturduğu yapılanmadan dolayı gururluydu. Biz de öyle… Elbette her güzel şeyin bir sonu vardır. Sinemia operasyonu da değişen iklim şartları yüzünden giderek daralmaya başladı ve sanırım artık çökme aşamasında.

Zaman içerisinde kullanıcıların lehine olmayan pek çok düzenleme yapıldı. İlk olarak, IMAX ve 3D film izleme imkanlarını ayda tek kullanım ile sınırladılar. Sonra Premium salonlar sistem dışına çıktı. Ardından çok fazla sinemaya giden kullanıcıların sistemden atıldığı haberi geldi ve en sonunda katkı payı diye bir şey çıkardılar. Yani Sinemia’ya ödediğiniz sabit ücret dışında bilet alırken ekstra para ödemek zorunda kalıyordunuz ki bu yapılan ilk sözleşmeye, sözleşmede varsa bile müşteriye verilen vaade aykırı. Yoldan çevirdiğinize sorun; ¨ayda şu kadar ödeyerek her gün bir film izleyebilirsin¨ deyin, hoşuna gidecektir ama sonra da ekleyin ¨yalnız, bilet alırken bir de katkı parası ödeyeceksin¨. İşte o cümle müşterinin inancını sorgulayacak ve uzaklaşmasına yol açacaktır. Öyle de olmakta…

Macera dolu Amerika!

Sonra birden öğrendik ki ABD pazarında çok hızlı büyüyen ve global gelirlerini 38 kat büyüttüklerinin altını çizerek havasını atan Sinemia aniden bu pazardan çekilmeye karar verdi. Oradaki sinema zincirlerinin benzer bir yapılanmaya gitmesi Moviepass ve onun alternatifi olan Sinemia’yı zora sokmuş olmalı. İleride bunun ülkemizde de uygulanacağını düşünüyorum. Her salon zinciri sabit bir ücret karşılığında bir sadakat programı geliştirilebilir. Bana kalırsa bu işin de ilham vericisi Netflix! İnsanlar artık film izlemek için para saçmak istemiyorlar.

Neyse, konumuza dönelim; Sinemia tarafı bunu, bireylere hizmet vermekten vazgeçip oradaki sinema zincirlerine altyapı sağlamak olarak açıklayarak kuyruğu dik tutuyor ama sosyal medyada Sinemia’ya yıllık üye olan ABD’li sinemaseverlerin kızgın tweetlerini okumak mümkün. Birbirlerine ¨hemen bankaya başvurun¨ diye akıl veriyorlar.

O sıralarda ülkemizde de Sinemia’sı olan sinemaseverler gişenin önünde bilet almak için üniversite sınavındaymış gibi ter dökmekte, bunu başaramamakta ve üstüne üstlük destek birimine ulaşamamaktaydılar. Konuyla ilgili bu sabah atılmış bir tweet…

Peki, ben ne yaptım? Açıkçası birkaç aydır hiç kullanmadığımdan üstüne bir de bunlar eklenince girip Sinemia üyeliğimi iptal ettim. Birkaç hafta sonra oğlumla da konuştuk ve o da bilet alamadığını söyleyince onunkini de, aylık üyelik ücreti çekildikten bir gün sonra iptal ettirdim ama sistem bu defa kırk takla attırmayı ve ¨iptal ederseniz bir yıl boyunca üye olamazsınız¨ diye tehdit etmeyi de ihmal etmedi ama bir şekilde başardım. Sanırım herkes iptal telaşında ki üyelik iptalini labirent bulmacasına çevirmişler. Açıkçası böyle olmasını istemezdim ama kullanamadığımız bir hizmete para ödemek saçma!

Her güzel şeyin bir sonu vardır. Şirketin ABD mahkemeleriyle zorlu bir çatışma sürecine gireceğini ve bunun da tüm operasyonu sallayacağını öngörmek zor değil. Sanırım Moviepass tarafından da patent çalma suçuyla dava edildiler. Sinemia geldiği noktada sinemaseverler için güçlü avantajlar oluşturmaktan uzaklaştı. Fazla genişledi, şartlar sürekli değişiyor ve operasyonu yönetmek artık mümkün ya da karlı değil, bilemiyorum ancak bana sorarsanız kendilerini düzeltene kadar uzak durmakta ya da en azından uzun vadeli üyelik almamakta fayda var. Bilet fiyatlarından dertliyseniz fırsat sitelerinde satılan kodlarla da idare edebilirsiniz. İyi seyirler…

murattolga@gmail.com

blank

Murat Tolga Şen

Murat Tolga Şen, sinema eleştirmeni, senarist ve oyuncudur. Öteki Sinema'nın kurucusudur ve OFCS (Online Film Critics Society) üyesidir. 2012-2023 yılları arasında Medyaradar sitesinde TV sektörüne dair eleştiriler kaleme almış, 2014-2016 sezonunda Okan Bayülgen’in Dada Dandinista adlı programının yazı grubunu yönetmiştir. Ayrıca 2017-2019 yılları arasında Antalya Sinema Derneği’nin danışmanlığını yapmış ve 2014-2023 yılları arasında Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası’nda oyunculuk yapmıştır. Şen, "Bir Notanın Hikayesi" adlı belgeselin senaryo yazarı ve "Bir İz - Madımak" belgeselinin danışmanıdır. Yazılarına Beyazperde ve Öteki Sinema'da devam etmektedir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Televizyon Çoktan Ele Geçirildi Peki ya Sinema?

Gerçeğe televizyon izleyerek ulaşmaya çalışmak bir buzdolabına binip Mars seyahatine
blank

Hikayeleri Değişmeyen Göçmen Bedenler: Korku Ruhu Kemirir ve Duvara Karşı

Göçmen kimliği öteki olmanın her halini içeren bir varoluşsuzluk haline