Hint Tokadıyla Gelen Adalet!
Süslü cümlelere abanıp sizleri canınızdan bezdirmeden evvel peşin peşin söylemem gerekir ki; Singham sadece Bollywood filmlerine müptela olan sinefillerin değil, aksiyon sineması namına ne varsa silip süpürmüş avantürperestlerin bile ağız tadıyla geğirmesine sebebiyet verecek kıvamda kalorili bir vurdu kırdı hazinesi diyebilirim! Eğer ki bu zamana kadar Singham’ın adalet dağıtan okkalı tokadıyla tanışma şerefine erişmediyseniz, yazının bundan sonraki kısmını nadasa bırakıp, bir an önce filmi eşelemenin yollarını aramanızı öneririm…
Öteki Sinema için yazan: Fatih Yürür
Bu paragrafa geçtiğinize göre öyle sanıyorum ki ya filmi izlediniz ya da yazıyı okuyacak olmanın pratikliği biraz daha ağır bastı! O halde bundan sonra kullanacağım kelimelerin yaratacağı baş ağrısından doğacak sıkıntıların mesuliyetini kabul etmiyor ve kabaca Singham’ın tanımına girişiyorum:
Singham nedir? En yüzeysel tabirle, sözüm ona ayıboğan Hint cazibesinin, yordamsız adale gücüyle buluştuğu ideal noktadır! Terazinin ağırlık merkezine bir miktar da absürt mizah kondurursak eğer, Singham’ın gramajını bulabilmemiz mümkün! Ama tanımı biraz daha açmak gerekirse; uzun ve abartılı aksiyon sahnelerinin başlı başına streoid işlevi gördüğü, beş vurup tek sayma deyiminin iliklere kadar yaşanıp yaşatıldığı, bütün bu arbedenin ortasına gazete kupüründen yırtılıp koparılmış bir aşk öyküsünün zımbalandığı, hem kaliteli hem de suçlu bir zevk Singham!
Odağımızda, ezelinden beri fırınlana fırınlana imanımızı gevreten bir aşk ve intikam öyküsü var! Bu intikam öyküsünün üç ağırlık merkezinde duran karakterler ise; tahmin edebileceğiniz gibi metin üzerinde bile ateşinizi yükseltecek sığlıktalar. Singham, doğruluktan, dürüstlükten taviz vermeyen, amel meleklerini kıskançlıktan çatlatacak prensiplere sahip olan, kas yığını bir toraman… Singham’ın uzun vadeli baş ağrısı Shikre ise, katıksız ve katlanılması oldukça güç bir kötülük ve yozlaşmışlık abidesi… Bu öykünün kremasıysa, Singham’ın denge unsuru olan Kavya!
Uçan tokadın iflah olmaz mucidi Singham, Shikra’ya kafa tutmanın bedelini, bütün gün sokak serserilerini ve yan kesicileri tepelediği uzak ve yalnız kırsalından, Goa’ya sürülerek ödemeye başladığındaysa; kahramanımızın pembe mikro suçlarla savaş günleri çok uzakta kalır. Singham, filmin figüranlarının vücudundan damlayan ter misali, her köşesinden şapır şapır kötülük akan Goa sokaklarına adaleti getirmek için vakit kaybetmeden kolları sıvar! Şehri temizleyebilmenin yoluysa, büyük çıban Shikra’yı sıkıp, patlatmaktan geçmektedir!
Ülke sinemasında el attığı bir birinden keyifli curcunalarla adından söz ettiren hınzır yönetmen Rohit Shetty’nin ellerinden çıkan bu dolu dizgin aksiyon fırtınası, yönetmenin etkilenim noktalarının ne kadar zengin olduğunu da gözler önüne seriyor. Kendi coğrafyasına hakim sinemasal matematiği muhafaza etmesinin yanı sıra; Hong Kong aksiyon sinemasından ve İngiltere ekolünden de iyi karılmış bir harç eklemeyi başarıyor Shetty kendi filmine! Özellikle zengin ve leziz planlar, ustaca kullanılmış aktüel kamera ve her saniyesi ayrı bir fantezinin ürünü olan koreografilerinin kararında harmanlanması sayesinde ortaya da grafik aksiyon dozu yüksek, sağlam ve dinamik kadrajlarla bezeli olmakla birlikte etkileyici bir görsel mirasa sahip, eğlenceli bir seyirlik çıkmış!
Hısmını cansiperane bir özveriyle koruyan, hasmının ayaklarını tek yumrukta yerden kesmekten çekinmeyen, pos bıyıklı Herakles Singham; Michael Jai White’ın kült karakteri Black Dynamite’ın da, sinemasal arenadaki en büyük rakiplerden biri olarak kabul edilebilir! Bir yandan, bitmek tükenmek nedir bilmeyen bir enerjiyle kötüleri kötekleyen; diğer taraftan da aşkının alevini harda tutmaya özel gösteren sıcak iklim Romeo’su Singham’ın öyküdeki en büyük yardımcılarıysa, hikayenin belli başlı noktalarına eklemlenmiş olan yan karakterler. Ekran ömrü kısa olmasına rağmen, öyküye eklemlenen bu karakterler sayesinde, filmin mizah yükü de alabildiğine artıyor!
Tabi Singham’ın alametifarikası sadece yukarıda sayıp döktüklerimden de ibaret değil! Yeşilçam fantastik filmlerini aratmayacak okkalı bir “kıssadan hisse” bombardımanına da yer açmayı başaran film, çok gariptir ki tüm renkliliğine ve sevimliliğine rağmen, finale doğru politik doğruculuk kisvesi altındaki söylemlerin hiçbirine prim vermeyecek bir biçimde sertleşerek, izleyicisini sağlamca silkeliyor!
Neticede Singham, yasalara saygının olmadığı, adalet kelimesinin ise sözlüklerden silindiği koca bir coğrafyayı dize getirmeyi başaran, Conan’ın bilek gücünü imrendirecek, bugün kendini tekrar etme çıkmazında debelenen süper kahraman parodilerinin, trend noktalarının biraz daha dışında seyreden bir “süper olmayan bir süper kahraman” hikayesi anlatıyor bizlere. Biricik sevdiceğinin babasını bile kanunlar karşısında kayırmayacak dürüstlükteki masalsı süper polis modelinin; yeri geldiğinde elini kana bulamaktan çekinmediği, öyküye yapıştırılmış abuk tezatlar sayesinde semiren film, aksiyon sineması meraklılarının mutlaka deneyimlemesi gereken bir gurmelik!
Fragman. Tıkla, izle!
