Sleepy Hollow / Hayalet Süvari (1999)

Washington Irwing’in The Legend of Sleepy Hollow (Sleepy Hollow Efsanesi) isimli klasik hikâyesinin üstüne dayanan film korku, fantazi ve romantizmin karışımı bir eser. Beetlejuice (Beterböcek), Batman, Batman Returns, Edward Scissorhands, Ed Wood ve Mars Attacks gibi unutulmaz filmlerin yönetmeni Tim Burton’un yönettiği yapım, hikâyesi, ortamı ve karakterleriyle tamamıyla klasik Tim Burton havasını veren bir masal.

1999 yapımı 105 dakikalık film fantastik- macera tarzında bir klasik… Başsız bir süvari ve genç bir polisin anlatıldığı masal da yine başroller de Johnny Deep’i görüyoruz. Ona Christina Ricci ve Miranda Richardson eşlik ediyor.

Resimlerinden de gördüğümüz kadarıyla sinematografik yönden de bir şahesere benzer. 50’li yılların fantastik korku filmlerindeki sisli ve çoğunlukla siyah beyaz tonların ağırlıklı olduğu havada olan Sleepy Hallow’un çekimleri için İngiltere’de hikâyeye uygun küçük bir köy sıfırdan inşa edilmiş. Filmdeki başsız süvariyi, başı olmadığı anlarda Starwars Episode-1’deki Darth Maul karakteriyle tanıdığımız Ray Park canlandırmış. Başsız süvarinin başına ise usta aktör Christopher Walken hayat veriyor.  Aynı zamanda film en iyi sanat yönetmeni dalında akademi ödülüne de layık görülmüştür. Yapım aşamasında Tim Burton minimum düzeyde efekt kullanmaya özen göstermiştir.

Gecenin puslu havasında bir adam yazdığı mühürlü mektubu bizim bilemediğimiz bir yere yetiştirme çabası içindedir. At arabasından korkuyla uzatır başını. Gece gözlerine oyunlar oynamaktadır. İç geçirir, bir anda arabanın hızlandığını fark eder. Kafasını arabanın sürücüsünü görebileceği kadar dışarı uzatır ve adamın kafasının yerinde olmadığını anlar. Kapıyı açıp kendini dışarı bırakır. Mısır tarlasının içinde koşmaya başlar. Telaşla koşarken tarlanın korkuluğuna çarpar ve durur. Derin bir iç daha geçirir. Arkasındaki gürültünün ne olduğunu merak edip kafasını çevirdiğinde artık onun da bir kafası yoktur.

Ichabod Crane gelişmiş teknikler uygulamaya meyilli, yeniliklere açık ve hayatın tesadüfler değil de tamamen mantık sınırları içinde neden-sonuç ilişkisine bağlı olduğuna inanan genç bir polis memurudur. Gölde bulduğu cesedi 18. yüzyılın katı ve din kisvesi altındaki bağnaz İngiltere’sinde incelemeye kalkınca yargıcın bir kez daha hışmına uğrar. Yargıç onu karşısına alıp bağırır; biz dinsiz miyiz? Sizin hiç mi ölüye saygınız yok!

Ichabod’a iki seçenek sunar ya bu saçmalıkları bırakacak ya da Sleepy Hollow adlı Londra’dan iki gün uzaklıktaki bir köye gidip orada işlenen gizemli cinayetleri çözecektir. Bir nevi sürgündür bu genç adam için lakin iş başa düşünce inandıklarından vazgeçmektense oraya gitmeyi kabul eder.

Köye vardığında cinayetlerin ona anlatıldığından çok daha garip olduğunu anlar. Kasaba halkına göre başsız bir alman askeri kehanete edildiği üzere intikam almak için mezarından kalkmıştır ve kendine kesilen başının yerine başlar toplamaktadır. Icabod başlangıçta buna inanmaz ta ki kendini olayların göbeğinde bir cadıya âşık bulana kadar… Üstüne üstlük annesi ile ilgili geçmiş kâbusları da geri dönünce canım polisimiz dört başı mamur bir halde, oradan oraya sürüklenmeye başlar.

Sleepy Hollow habire bayılan genç, deney merakı bir parça fazla, aynı zamanda şaşkın polisi, para için her şeyi göze alan kötüleri ve şirin cadısıyla anlatıla gelen bir efsanenin yeniden çekilen karanlık bir versiyonu…

Efsaneyi bir de Tim ustanın gözünden görmek isteyenlere tavsiye edebileceğim, karanlık havasına rağmen karakterleriyle eğlenceli halen gelen bir seyirlik. Yapımın ana fikri ise kanımca şudur; başsız süvarilere dikkat edin ey ahali, lakin onları kendi çıkarları için yöneten bir baş mutlaka vardır. Huzurla seyredin…