Güç Bile Uyandı, Abrams’ta Tık Yok!
*** UYARI *** Metrekare başına düşen sürprizbozan miktarı son 20 yılın en üst seviyesindedir. İzlemeyenlerin okumaması tavsiye edilir.
Yedinci film duyurulduğunda memnun oldum. Lucas, Star Wars’u Disney’e satmış olsa bile. Gelen haberler iyiydi çünkü. Yönetmen belli olmasa da, yazar kadrosunda orijinal üçlemenin senaristlerinden Lawrence Kasdan ve bol ödüllü Michael Arndt yer alıyordu. Sonra Kathleen Kennedy denen basiretsiz kadın projenin dümenine J.J. Abrams’ı geçirdi. Abrams’a özel bir garezim yok. Sırf Fringe bile yapımcılığını sevmek için yeterli bir sebep. Yönetmenliği vasattır ama iş görür. Yeni Hollywood akımının 80’lerdeki işlerine çok özense de, onların başarısına bir Nolan kadar yaklaşamayan biri ama bir Roland Emmerich, bir Michael Bay kadar da pespaye değil. Ama senaristliği yok mu! İşte o tüylerimi diken diken ediyor.
Abrams da bana gıcık gidecek ya, sağ olsun projenin başına geçince ilk iş olarak Arndt’ı “bugüne dek yaptıkların için teşekkür ederiz ama yaylan bakalım” havasında kovup bir de üstüne “genişletilmiş evren var ya, artık yok” diyerek onlarca yıl Star Wars’u ayakta tutmuş, hatta Lucas’ı bile aşmasını sağlamış onca hikâyeyi, karakteri ve eseri budayınca beklenti katsayım dibe vurdu tabii. Filmde kafamda bunlarla gittim. Işıklar söndü, 20th Century Fox’un müziğini duyamamak biraz üzdü ama sarı Star Wars yazısı uzaklaşıp John Williams’ın muhteşem müziği girince tüylerim yine diken diken oldu. Sonra film başladı. İlk yarım saat-45 dakika geçtiğinde hiç de fena olmadığını düşünüyordum. Filmin geçtiği gezegen Jakku, Tattooine’e biraz fazlaca benziyordu. “İki çöl gezegenine ne gerek var” demekten kendimi alamasam da orijinal üçlemenin tasarımlarını (enkaz halinde de olsa) görmek güzel. Bu, aynı zamanda o filmlere gönderme yapma görevini de üstleniyor. Evet, Star Wars da son dönemde ciklet gibi uzayan film serilerinin “eski günleri yâd etme” modasına soyunmuş. Fena da olmamış hani. Bunun yanı sıra her şeyin yeşil perde önünde çekilmemiş olduğunu fark ediyorsunuz. Yani Anakin üçlemesinin yapaylığından eser yok. Dekorlar, maketler gerçekten yapılmış, bu da hem filme doğallık katıyor, hem de daha geç yaşlanmasını sağlıyor. Bir de ilk kez kadın Stormtrooper’ları, üstelik baskın olarak görüyoruz. Film bu açıdan takdiri hak ediyor.
Fakat dakikalar ilerledikçe bu olumlu yanların etkisi azalmaya, Abrams senaristliğinin gedikleri ortaya çıkmaya başlıyor. Herkesin izlediği böyle miydi, yoksa filmin rastgele seanslarda gösterilen bir “İnanılmaz Rastlantılar Edition”ı var, o da bize mi denk geldi bilmiyorum ama Güç Uyanıyor, tam bir Ex Machina tarlası (mayın tarlası gibi bişi). Jakku’da sırra kadem basmış olan Luke Skywalker’ın yerini gösteren haritanın bir parçası var. Hem İsyancılar, hem de Galaktik İmparatorluk’un yerini alan İlk Düzen bu haritanın peşinde. Rastlantıya bakın ki vicdan yapan tek Stormtrooper da o gezegende görevli. Dini imanı para olmayan tek hurdacı da o gezegende yaşıyor. İkisi birlikte kaçmaya başladıklarında bir de ne görsünler? Elden ele dolaşmış olan Millenium Falcon da o gezegende değil mi? Han Solo’nun kendisini iki taraftan kuşatan çetelerden kurtulmalarını sağlayacak kadar ortalığı karıştıran yaratıklar taşıyor olması büyük şans. Galakside onca gezegen varken yardım almak için Luke’un ışın kılıcının olduğu gezegene gitmeleri bir başka büyük tesadüf. Ren’i kurtarma zamanı geldiğinde, bir üs dolusu asker onu ararken “aaa, camdan dışarı bak” diye şıp diye bulmaları, Chewbacca’nın yine Ren’i ormanda eliyle koymuş gibi bulması filan derken… Anladınız. Film baştan sona tesadüflerle dolu. Hatta düşen TIE Fighter’ın olduğu yerde, sadece TIE Fighter genişliğindeki kum bataklıklarından yerin “hadi ayrılın bakiim” dermişçesine tam da dövüşen iki karakterin ortasından yarılmaya karar vermesine bakarak Tabiat Ana’nın bile tesadüfleri sevdiğini söyleyebiliriz.
Senaryonun sorunları, bunları sineye çeksek bile bitmiyor. Yazamayan, daha da vahimi yazamadığının farkında da olmayan Abrams’ın bir başka klasik hatası senaryo boşlukları ortaya çıkıyor bu sefer de. Mesela kötü adamın aydınlık tarafa geçerek ölen Vader’a neden özendiğini anlayabilen varsa beri gelsin. Vader’ın yapamadığı şeyleri nasıl yaptığını da. Han Solo, bulunduğu gezegenden Cumhuriyet’in dört-beş gezegeninin patlatıldığını nasıl gördü? Gördü de ne oldu? Karakterlerin bir tanesi bile aldırdı mı? R2-D2 ne oldu da uyandı, bilen var mı? Veya finalde İsyancılar neden bütün Cumhuriyet Filosu’nu göndermek yerine 20 tane X-Wing yolladı, onların yarısı düşürüldükten sonra “ya olmayacak bu iş galiba” diye hayıflanmaya başladı? Abrams’ın senaryoları bu tür sorulara her zaman “ölü taklidi yapiim, belki giderler” muamelesi yaptığı için bunlar filmin konusundaki boşluklar veya açıklanamamış noktalar olarak kalmaya devam ediyor. Evet, senaryoyu Abrams tek başına yazmadı ama Arndt’ın da, Lawrence Kasdan’ın da isimlerinin sadece belli anlaşmalar uyarınca yazıldığını düşünüyorum çünkü filme baktığım zaman ikisinden de eser göremiyorum.
“Böyle yerden yere vurulacak film değil” diyenler veya “bu kadar kötü mü gerçekten?” diye soranlar için şunu söyleyeyim: Filmin ritmini iyi ayarlamış Abrams. Millenium Falcon’lu sahneler gerçekten şahane (bu arada tavsiyem, o sahneleri iki boyutlu olarak izleyin, daha iyi anlaşılıyor). Bir de yazı sürprizbozandan geçilmese de, can alıcı kısmı olduğu için söylemek istemediğim yer var. Orası her şeyiyle o kadar iyi olmuş ki orijinal üçlemeye koysanız sırıtmaz. Geri kalanlarsa maalesef yukarıda yazanlar. The Phantom Menace (Gizli Tehlike) ve Attack of the Clones’u (Klonların Saldırısı) toplayın, hatta çarpın, bir Force Awakens etmez. Ama uğruna koskoca genişletilmiş evreni feda ettiğimiz film daha iyi olmalıydı.
Öteki Sinema için yazan: Kaan Zanbakcı
Bence az bile yazmışsınız, film gerçekten çok kötüydü. İnsan zekasına hakaret gibiydi, çocuklara oyuncak vs. ürünler satmak için yapıldığı her halinden belli. Ayrıca Jar Jar gitmiş yerine fin gelmiş, bu karakter bile filmin çoluk çocuk için yapıldığını anlamak için yeterli, bir de yetmemiş eline Luke’un ışın kılıcını vermişler… Hayatımda hiçbir filme verdiğim paraya bu kadar acımadım, transformers da dahil…
Senaryo konusunda biraz fazla kıl olmuşsun gibi geldi bana :) Tesadüf konusu a new hope’ta da aynı idi iki droid tam da obi van ve luke’un olduğu gezegene düşüyordu vs…
Ben senin rahatsız olduğun yerlerde rahatsız olmadım sadece han solo’nun onları bulmasını iyi anlatamamışlar. Ancak senaryo boşluğu dediğin bazı yönlere katılmıyorum çünkü bu bir seri… 2 film daha çekilecek 2.de nereye bağlayacağını bilemiyoruz bazı yerlerin ucunu açık bırakmalarını anlayabilirim o sorular cevaplanmazsa tabi ayrı bir tartışma konusu olacaktır. ama vader ın yoluna daha yeni girilmiş belli zaten o yüzden ergenlik vurgulanıyor sanırım ters luke olacak gibi ama bunun sonraki filmde anlatılmak üzere bırakılması mantıklı ve bir senaryo boşluğu değil bence.
İsyancılar cumhuriyet gezegenleirnde değil resistance konusununda ucu açık bırakılmış belli ki bu durumalr 3 filmlik bir seri olduğu için bana senaryo boşluğu gibi gelmedi….
Hiç bir zaman 6. film sonrası yaratılan evrenle ilgilenmediğim için ben verilen kararı mantıklı buldum bu arada.
R2D2 kahramanımız öldürülünce uyanıyor… abramsın bazı kalıpları var onlar rahatsız ediyor ama bana bu filmde pek risk almak istememiş gibi geldi. özellikle kalkıp aynı a new hopetaki patlatma olmasına ben d ebriaz gıcık oldum ama star wars’un klişesi olmuş gibi orada tıkanıklık var
Sen filmi yerden yere vurmamışsın bence ancak filmi yerden yere vuranların yani çok kötü olduğunu söyleyenlerin düğün dernek 2 yi izlemesini öneririm :)… ya da onların beğenebileceği bir filmin çekilemeyeceğini düşünüyorum :)
Kıl olmadım yahu. :D Gözüme battı sadece. Kirpik misali.
Senaryo boşlukları ve Ex Machina’lar çevirirken çok güldüğüm ilk filmi Taking Care of Business’tan beri var olan Abrams senaryosu sorunlarıdır. Ne yazık ki o dönemden bugüne yazarlığında ilerleme değil, gerileme var. Hadi Armageddon’ın zaten tutar tarafı yok da Spielberg’e öykündüğü Super 8 de böyledir mesela. Üçlemenin kalan filmlerinde geri dönüp bu rastlantıları açıklayacaklarını da hiç zannetmiyorum. Belki Luke’un ışın kılıcını… O da belki.
Bu arada eski üçlemeyi unutmuşuz galiba. :) İki droid Obi-Wan’ın olduğu gezegene düşüyordu, çünkü Leia, Obi-Wan’ı aramak için özellikle Tatooine’e geliyordu. Bkz: “Lütfen Obi-Wan Kenobi. Tek umudum sensin” mesajı. R2 kim ölünce uyanıyor onu anlamadım bu arada. Genişletilmiş evren meselesine gelince, Thrawn üçlemesini (ve takip eden Hand of Thrawn romanlarını) okumak bile bu konudaki fikrini değiştirebilir.